Öncelikle şunu söyleyelim, evlilik teklifinden hemen sonra birtakım kaygılar içine girdiyseniz bu ilişkinizde, sizde veya nişanlandığınız kişide bir problem olduğunu göstermiyor. Nişanlandıktan sonra kaygılarınız arttıysa yalnız değilsiniz. Önünüzdeki devasa değişiklikler, hatta nişan ve evlilik gibi pozitif olanlar bile kaygı bozuklukları yaratabilir. İnsan ne olursa olsun geleceği bilinmezliklerle dolu olduğu için kaygı yaratan bir olgu olarak görebilir.
Şimdilerde internet üzerinden kadın sağlığı danışmanlığı yapan Christine Sferle’nin erkek arkadaşı ona 2014’te evlenme teklifi ettiğinde, iki gün boyunca odasına kapanıp ağlamayı o da beklemiyormuş
Erkek arkadaşıyla uzun bir süre boyunca evlenmeyi düşünmelerine ve konuşmalarına rağmen bir anda gelen evlenme teklifi Christine’i hiç beklemediği bir kaygıya sokmuş. Bir yandan canından çok sevdiği müstakbel kocasıyla geleceğini düşünürken mutlu ve heyecanlanırken bir yandan akıl almaz bir kaygı, hüzün ve utanç seline boğulmuş.
”Utanma duygusu nişanlanacağım için değil, kendimi kafası karışık ve üzgün bulduğum içindi. Nişanlımla konuşana kadar olan biten sanki bir sırmış gibi geliyordu. Konuştuktan sonra hissetiklerimin normal olduğunu ve ikimizle veya ilişkimizle alakalı aslında bir sıkıntı olmadığını anladım.”
Düğün fotoğrafçılığı yapan Jamie Delaine de buna çok benzer bir tecrübe yaşamış
Sırılsıklam aşık olduğu nişanlısı ona en sevdikleri kafede evlenme teklifi etmiş. Yine de nedense kendini evinde, yatağında hüngür hüngür ağlarken ve korkmuş bir şekilde bulmuş.
”Neden her gece odama giden merdivenleri çıkarken ağladığımı bilmiyordum. Neden mutlu hissetmiyordum? Her şeyin aksine çok mutsuz ve baskı altında hissediyordum.”
Çevrenizdeki herkes nişanlanmanın bir insanın hayatında tecrübe edebileceği en mutlu olay olacağını söylese de siz kendinizi hiç de mutlu hissetmiyorsanız muhtemelen ilişkinizde veya sizde bir sorun olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat genellikle durum böyle olmuyor tabi.
HuffPost, şimdilerde mutlu evlilikleri olan kadınlara ve ilişki terapistlerine bu kaygı bozukluklarının neden gerçekleştiğini ve bunun nasıl üstesinden gelinebilir, onu sormuş. Gelin biz de bir göz atalım.
Nişan sonrası kaygı bozuklukları yaşamanız çok olası ve bir o kadar da normal
Hayatınızda olacak büyük değişimler, evlilik ve hamilelik gibi pozitif olanlar bile stresi, kaygı bozukluklarını ve birçok diğer negatif duyguyu beraberinde getirebilir.
Evlilik ve ilişki terapisti Marni Feuerman ”Birtakım kaygı bozuklukları semptomları göstermeniz, sizi kaygıya boğan olayla ilgili mutsuz olduğunuz anlamına gelmez. Biriyle nişanlanmak, hayatınızın geri kalanını tek bir insana adamadan önceki bir adımdır. Düğününüzü planlarken, aileleri tanıştırmayı düşünürken, eşiniz olacak kişinin ailesinde iyi bir izlenim bırakmak isterken, nişanlınızla gelecekte çıkacağınız evi düşünürken, zihninizde ekonomik hesaplar yaparken veya nasıl iyi bir eş olacağınızı düşünürken kaygılar okyanusunda boğulabilirsiniz. Nişanlandıktan sonra yaşayacağınız kaygılar kolayca birtakım korkularınızı tetikleyebilir. Mantıklı veya rasyonel olmasalar bile.”
Sferle, nişanlandıktan sonra kişiliğinde oluşan değişimlerle boğuşmuş bir süre
Hayatının büyük bir çoğunluğunda ya yalnızmış ya da ciddi olmayan ilişkilerde bulunmuş. Nişanlandıktan sonra da ”Nişanlı” ve ”Karı” gibi hiç alışık olmadığı etiketlerle karşılaşmış.
”Beş yıldır beraberdik. Dinamikleri sık sık değişen ve gelişen bir ilişkimiz oldu hep. Nişanlanmaya karar verdikten sonra gelen yeni kimlik farkındalığı ise aklınıza ve vücudunuza çok sonra yerleşiyor. Nişanlanana kadar kendimi yalnız bir kadın olarak tanımlıyordum diyebilirim. Sanırım üzüntümün bir sebebi de eskiden olduğum insanı bırakıp, nişanlandığım zaman farklı bir insan olacağım düşüncesiydi.
İlişkinizi pek sosyal medyada yaşamayan bir çift iseniz de durum biraz daha baskılayıcı olabiliyor
Sevgiliniz ile yaşadıklarınızı genelde sosyal medyaya dökmek yerine kendinize tutmayı tercih ediyorsanız, nişanlanmanız ilişkinizi bir anda merkez yapabilir. Muhtemelen haberi çok hızlı yayılacak ve muhtemelen ailenizden ve arkadaşlarınızdan onlarca arama ve tebrik mesajı alacaksınız. Bu sevgi gösterisi hem güzel hem de kaygıyı tetikleyen başka bir faktör olabiliyor. Kendinizi henüz sizin bile planlamadığınız düğünle ilgili, evlilik teklifiyle ilgili ve nişanlanmanızla ilgili bilumum bir ton soruyla karşı karşıya bulabilirsiniz. Zaten halihazırda duygusal olarak kırılgan bir noktada olmanız üstüne bütün bu sorular seli size boğuluyormuşsunuz gibi hissettirebilir. Fakat panik yapmayın. Bu süreç sadece bir alışma dönemi.
Eğer gelecek ile ilgili kaygılarınız varsa bunu partnerinize, ailenize veya arkadaşlarınıza açmaktan çekinmeyin
Bu meseleleri çevrenizdekilerle konuşmak konusunda çekingen davranabilirsiniz. Hele ki müstakbel eşinizle. Her şeyden önce onun duygularını incitmek ve hissetiğiniz karmaşık duyguları onunla ilgili tereddütlerinizle alakası olduğunu düşünmesini istemezsiniz. Fakat Psikolog Feuerman yakınlarınızla bu konuyu paylaşmanızın sizin için ve gelecekteki eşiniz için en sağlıklısı olduğunu söylüyor.
”Önce tam olarak neyin sizi kaygılandırdığını açığa çıkarmaya çalışın. Hissetiklerinizi karşınızdakini incitmeden de yansıtabilirsiniz. Bunu yapmak için, konuşmadan önce birlikte olmanızdan ve birlikte bir gelecek kuracağınız düşüncesinden mutlu olduğunuzu dile getirebilirsiniz. Muhtemelen o da sizinle aynı düşünceleri paylaşacak ve konuşmaya açık olacaktır. Yapacağınız konuşma ikiniz için de kaygıları yatıştırmanız ve aklınıza takılan meseleleri çözmeniz için bir fırsat olabilir. Müstakbel eşinizle ikinizin de olumsuz duygularını tetikleyen duygular üzerine konuşun, ve her şeye olmasa da birçoğuna açıklık getirmeye gayret edin.
Yaşadığınız kaygının aynı zamanda ilişki dinamiklerinizdeki bir sıkıntıya ve soruna işaret edebileceğini de unutmayın
”Hissettiğiniz kaygılar genellikle çok da endişelenmemeniz gereken meseleler olsa da bazen bu kaygılar asılı olan bir sebebe işaret edebilir. Kaygılarınızı derinlemesine analiz etmek için ve hissettiklerinizin asıl sebebini bulmak için bir ilişki terapistine veya sizde derin kaygılar yaratan sebeplerin köküne inmenizde yardımcı olabilecek bir profesyonele başvurmanız da gerekebilir.” diyor ilişki terapisti Becky Whetstone.
”Yeni nişanlanmış müşterilerimi ufak bir soru cevap sürecinden geçiriyorum. Geleceğe dair herhangi bir tehdit faktörü görüp görmediklerini sorduğumda hastalarımın çoğu potansiyel sorunlar ve tehlikeler görüyor. Fakat yine aynı şekilde bahsi geçen tehlikeleri reddedip direkt evlenmeyi düşündüklerini belirtebiliyorlar. Kendini birine adayacak olmanın verdiği ağırlık, evlilik ve hayatın başka bir evresine geçişten kaynaklı kaygılar oldukça yaygın. Fakat ilişkinizde ikinize veya partnerinize özel ve henüz çözmediğiniz, çözemediğiniz sorunlar varsa bu kesinlikle gelecekte ilişkinizi tehlikeye düşürecek faktörler kategorisine giriyor.”
Nişanlandıktan sonra yaşadığınız kaygılarla nasıl mücadele edebilirsiniz?
Hissetiklerinizle kendi kendinize boğuşmaya çalışmak (belki bir jurnal tutabilirsiniz), gelecekteki eşiniz ile diyalog kurmak, eşinizle dostunuzla ve çevrenizdekilerle konuşmak dışında profesyonel yardım almak da isteyebilirsiniz. Bu şekilde üçüncü bir parti sizi kaygılandıran meseleleri aşmanız konusunda yönlendirebilir ve başkasının yapamayacağı kadar yardımı dokunabilir. Ayrıca halihazırda hayatının bu evresinden geçmiş insanlarla konuşmak da kötü bir fikir olmayabilir. Bütün bunları yaptığınız takdirde kaygılarınız kendi gözünüzde de normalleşecek ve muhtemelen hayatınızın bu özel anıyla ilgili biraz daha umutlu ve mutlu hissedebileceksiniz.
İnsanın hissettikleri ancak ve ancak paylaştıkça normalleşebilir. Tecrübe ettiğiniz kaygıyı ve korkuyu paylaşmayı ne kadar tercih ederseniz sizin için de her şey o kadar normalleşecek ve insan duygularının geniş spektrumunu kabullenerek mutlu olduğunuzu göreceksiniz. Değişen çevreniz, hayatınız, işiniz, ekonomik durumunuz, yaşadığınız yer veya her ne olursa olsun, rahatça göğüslemek istiyorsanız stresinizi azaltmak için bu yöntemlere başvurabilirsiniz.
Fakat gelecekteki evliliğiniz ile ilgili kaygılarınız ve tanısı koyulabilecek bir kaygı bozukluğu arasında da dev bir fark var bunu unutmayın. Eğer kaygılarınızın tek kaynağı bu sebep değilse ve hayatınızın genel hali ve duygu durumunuzu etkileyen bir kayı bozukluğunuz var ise bir doktor veya uzmana başvurmanızı öneririz.