Tam adıyla Nikolay Vasilyeviç Gogol, Ukrayna asıllı Rus oyun ve roman yazarıdır. Palto, Bir delinin hatıra defteri, Ölü canlar, Taras Bulba, Kazak, Burun, Masallar, Müfettiş, Portre, Evlenme ve daha pek çok başarılı öyküye imzasını atmış olan yazarın, özellikle de betimleme konusundaki ustalığı dillere destan.
Her öyküsünde somut olarak bir şeyi konu alıp, bütün hikayeyi o şeyin üzerinden yürüten ve defalarca o şeyin adını geçiren yazarın eserlerini okudukça zamanla üslubuna alışacaksınız. Dahası, kendine özgü o trajikomik kahkaların ne acılara mal olduğunu da anlamış olacaksınız…
Hayatının son demlerinde çok değerli eseri Ölü Canlar’ın bazı kısımlarını yakarak hayranlarına büyük kazık atmış olduğunu düşündüğümüz yazarın, hem bu eyleminin arkasındaki söylentileri öğrenmek, hem de yazarı daha yakından tanımak adına sizlere bir derleme yaptık, buyrunuz.
1. Gogol, orta halli toprak sahibi bir ailenin çocuğu olarak Ukrayna Soroçinski köyünde dünyaya geldi.
Yazarın çocukluğu, köy hayatı ve Kazak kültürü etkisinde geçer. Bu durumun yazarın karakterine olan etkileri ileride yazacağı eserlerine yansıyacaktır elbette.
2. Gogol, ailesi tarafından her zaman fazlaca şımartılan bir çocuktu.
Ölü doğan iki bebekten sonra Gogol’un ailesi yeni bebeklerinin, soluk, çelimsiz bir bebek olduğunu düşünüp, paniğe kapılmışlar. Bebeklerinin uzun süre titremesi ise haddinden fazla şımartılmasına sebep olmuş. Yazarın bu haddinden fazla şımarık halleri bütün lise hayatı boyunca devam etmiş olmalı ki, kimseyle fazla diyaloğa girmemiş ve okul hayatı boyunca arkadaşları tarafından pek sevilmeyen bir çocuk olmuştur.
3. Yazarın hayatı boyunca hiçbir kadınla beraber olmaması, hatta kimseye aşık bile olmaması bir eleştiri konusudur.
Fotoğraf için bkz.
Yazarın hayatını inceleyenler, Gogol’un aseksüel bile olabileceğine kanaat getirmişlerdir. Fakat eğer dikkatli bir okursanız, yazarın bazı eserlerinin arasında eşcinsel olabileceğine dair minik ipuçlarına da rastlayabilirsiniz. Kendisi erkek betimlemelerinin üzerine tir tir titremiş ancak kadınlardan o lezzetli kalemini esirgemiştir.
4. Yaşamının son günlerinde “Ölü Canlar” adlı eserinin bir kısmını ateşe vermiş, hayranlarını kızdırıp onlara böylelikle son vuruşunu yapmıştır.
Yazarın bu tutumunun birçok sebebi olabileceği söyleniyor ancak biz iki söylenti üzerine bilgi sahibiyiz. İlk olarak bu eylemin birinci sebebi, ateşe verdiği bölümleri beğenmemesidir. İkinci bir söylenti ise, aşırı dindarlık sonucunda gelen bir çılgınlıktır.
5. Ölümünden bir süre sonra mezarı açılmıştır.
Yazarın ölümü de en az yaşamı kadar tartışma konusudur. Ölümünden bir süre sonra mezarının açılmasıyla ters yüz olduğu görülmüştür ve böylece ölü zannedilip diri diri gömüldüğü ortaya çıkmıştır. Mezarında cesedi vardır ancak kafası yoktur, üstelik nerede olduğu bilinmiyor, Nazım Hikmet’in de yattığı Novodeviciy Mezarlığı’nda bulunuyor.
6. “Biz hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.”
Bu cümleyle, Rus edebiyatının yapı taşlarından Dostoyevski, memur Akaki Akakiyeviç’in hikayesinin anlatıldığı Palto adlı öyküye gönderme yapmıştır. Üstelik, Rus ve edebiyatında büyük önem taşıyan gerçekçilik akımının köklerini Gogol’a dayandırmıştır.
7. Yazar bir süre aktörlükle de uğraşmıştır.
Nikolay Gogol edebiyata dair “başaramayacağım!” korkusundan dolayı, bir süre edebiyata ara verip aktörlükle de uğraşmıştır. Fakat bu sefer de tiyatro müdürlerinin tepkisiyle karşılaşır. Onlar Gogol’un doğal ve samimi tavrını beğenmezler zira, ihtiyaçları olan tek şey onlara para kazandıracak olan birtakım yapmacık üslup ve hareketlerdir.