60’ların ortalarından itibaren Hollywood sineması büyük bir değişim geçirmeye başladı. Dönemin gişe rekorları kıran Hollywood filmleri sadece boyut olarak değil, içerik açısından da büyük eserlerdi. Bu dönemde şimdiye kadar yapılmış en ikonik filmlerden bazılarını üretmek adına film yapım tekniklerini sosyal yorumlarla birleştiren yeni bir tür yaratıldı. Bu türe zamanla Amerikan Yeni Dalga Sineması veya daha bilinen adıyla New Hollywood hareketi denilecekti.
Yeni Hollywood dönemi, John Carpenter’ın “Halloween” (1978), Francis Ford Coppola’nın “The Godfather” (1972) ve Martin Scorsese’nin “Taksi Şoförü” (1976) gibi stüdyo geleneklerinden kurtulmaya çalışan yönetmenlerin çabaları ile başladı. Fiilen 1967 yapımı “Bonnie and Clyde” eseri ile başladığını söyleyebileceğimiz dönem 1980’lerin ilk yıllarına dek sürdü. Eleştirmenlere göre, ticarileşme ve pazarlamanın sanat ve kişisel ifade üzerindeki zaferini temsil eden iki film, Yeni Hollywood sinemasının da sonunu ilan ediyordu. Bunlardan birisi 1980 yapımı Heaven’s Gate, bir diğeri ise 1983 yapımı Star Wars: Episode VI – Return of the Jedi’dır.
New Hollywood Sineması neyi amaçlıyordu?
Yüksek bütçeli filmlerde ciddi bir artış göreceğimiz bu dönemin eserleri; film yapımcılarının ve aktörlerin, kalıplaşmış kurgular ve stüdyo mülkiyeti gibi geleneksel film endüstrisi normlarına sürekli bir meydan okumasıydı.
New Hollywood, öncelikle kontrolün stüdyodan yönetmene kaymasıyla tanımlanan bir Amerikan film hareketiydi. Kapsamlı stüdyo mikro yönetimi, büyük ölçekli prodüksiyonlar ve stüdyo sisteminin kurallı günleri geride kalmıştı.
New Hollywood, nihayetinde, yönetmenin medyanın sınırlarını zorlamak için yeni teknikler ve teknolojilerle deneyler yaparken dışarı çıkıp anlatmak istedikleri hikayeleri anlatma özgürlüğüyle ilgiliydi.
New Hollywood Sineması dünya sinemacılığına neler kattı?
Bu yeni dönem, birçok köklü değişikliğin görüldüğü bir zaman dilimiydi. Yeni Hollywood hareketi, kimin Oscar Akademi Ödüllerine aday gösterileceği veya hangi tür filmlere fon sağlanacağı da dahil olmak üzere, film yapımı söz konusu olduğunda bugün ne düşündüğümüz birçok şeyi şekillendirecekti.
Fransız Yeni Dalgası, İtalyan Yeni Gerçekçiliği yabancı film hareketleri ve Akira Kurosawa gibi öncü yönetmenler, stüdyo sistemi bocalarken 50’lerin ve 60’ların başında ilham kaynağı oldu.
Western sinemanın zirve dönemleri fiilen bitmişti ve epik sinema artık eski çekiciliğine sahip değildi. Bu bağlamda stüdyolar ve yapımcılar, izleyicinin daha karmaşık hikayeler istediğini fark etmeye başladılar ve böylece New Hollywood’un ayak sesleri gelmeye başladı.
The Godfather’ın oldukça ciddi ticari başarısından sonra, stüdyolar risk almaya hazırdı ve bu da Amerikan kanonunun en ikonik eserlerinden bazılarına yol açtı. Scorsese, Taxi Driver ve Raging Bull gibi filmleriyle cesur çıkışlar yaparken; Polanski’nin Chinatown’u gibi filmler de bu harekete özgün bir hava kattı.
Neticede New Hollywood, Amerikan sinemasını ve dünya genelindeki sinemacılık anlayışını sonsuza dek değiştiren en iyi yapıtlardan bazılarını yaratan bir dönemdi. Kültür çatışmasının yazarlara ve yönetmenlere sağladığı özgürlük alanı, Hollywood’da o zamandan beri görülmemiş bir yaratıcılık ve ilham dalgasına yol açtı.
New Hollywood Sineması’ndan seçkiler
New Hollywood’u tek başına bu yazıda tümden özetleyebilmek imkansız bir uğraş olurdu. Gerçekten de, bu film hareketini detaylarına inmeden incelemek için dahi yüzlerce eserden yararlanılabilir. Bunlara dair bir kaynağa bu linkten erişebilirsiniz.
Ayrıca döneminin sinemacılık anlayışından ayrım çizgilerine ve amacına dair genel bir hat çizdiğimiz bu film hareketinden 8 filmi sizler için inceledik. Keyifli okumalar…
1. Five Easy Pieces – Beş Kolay Parça (1970) – IMDB: 7.4
Carole Eastman’ın yazdığı ve Bob Rafelson’ın yönettiği 1970 yapımı drama filmi Five Easy Pieces’in oyuncu kadrosunda Jack Nicholson, Karen Black ve Susan Anspach bulunmaktadır. Filmin; En İyi Film, Başrolde En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Özgün Hikaye dallarında toplam 4 Oscar adaylığı vardır.
Robert Dupea, bir zamanlar konser piyanisti olarak umut vadeden kariyerinden vazgeçen ve petrol sahalarında çalışan bir mavi yakalıdır. Bir lokantada garsonluk yapan Rayette ile birlikte yaşayan Robert, kız kardeşinden babasının iyi olmadığını öğrendiğinde; Rayette’i de yanına alarak onu görmek için Washington’a gider.
Orada geride bıraktığı zengin ve kültürlü ailesinin yanı sıra, geçmişiyle de yüzleşir. Neredeyse tamamı başarılı müzisyenler olan ailesini eskiden de olduğu gibi hâlâ kibirli ve sinir bozucu bulan Robert, bu ziyareti esnasında birçok eski yarayı deşecektir.
2. American Graffiti – Gençlik Yılları (1973) – IMDB: 7.4
Yönetmenlik koltuğunda George Lucas’ın bulunduğu ve yapımcılığını Francis Ford Coppola’nın üstlendiği 1973 yapımı komedi ve dram filminin; En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Özgün Hikaye, En İyi Kurgu ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dallarında toplamda 5 Oscar adaylığı bulunmaktadır.
1962 yılında Kaliforniya’nın küçük bir kasabasında yaşayan bir grup genç, lise mezuniyetinin ardından birlikte seyir şeridini gezerek son bir gece geçirirler. Yetişkinliğin eşiğinde olan ve gerçek hayata ilk adımlarını atmaya hazırlanan bu kafadarların içerisinde kaldıkları ikilemler, arka fonda dönemin en unutulmaz rock and roll hitleri çalarken akıp gidiyor. Gençlerin geleceğe dair bilmedikleri pek çok şeyden birisi ise sabah olduğunda hiçbir şey eskisi gibi olmayacağıdır.
3. Bonnie and Clyde – Bonnie ve Clyde ( 1967) – IMDB: 7.7
1967 yapımı neo noir suç ve dram filmi “Bonnie and Clyde”ın yönetmenliğini Arthur Penn üstlenmiştir. Korunmak üzere ABD Ulusal Film Arşivi’ne alınan ve tüm zamanların en iyi filmleri arasında görülen Bonnie and Clyde, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ve En İyi Sinematografi dalında Oscar ödülü kazanmıştır ve 8 dalda Oscar adaylığı bulunmaktadır. Filmin başrollerini Warren Beatty ve Faye Dunaway paylaşmaktadır.
Bonnie Parker, bir gün sahip olduğu hayattan sıkılır ve yaşamında ciddi bir değişiklik ister. Clyde Barrow adında çekici ve genç bir serseri ile tanıştığında bu şansını yakaladığını düşünmeye başlar.
Clyde, kendisini depresyonun zorluklarından kurtaracak bir suç hayatının hayalini kurarken ikili birbirlerine kapılmaya başlar ve çok yakında Oklahoma’dan Teksas’a kadar uzanan çılgın maceralar onları bekleyecektir.
4. Midnight Cowboy – Gece Yarısı Kovboyu (1969) – IMDB: 7.8
John Schlesinger’in yönettiği 1969 yapımı drama filmi “Midnight Cowboy”; En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo dallarında Oscar ödülü kazanmıştır ve 4 dalda da Oscar adaylığı bulunmaktadır. Filmin başrollerini Dustin Hoffman ve Jon Voight paylaşmaktadır.
Teksaslı çaylak Joe Buck ilk kez New York’a gelir. Kendini gerçek bir “dolandırıcı” gibi göstererek, para kazanma umuduyla seyahat eder. Joe, bu yolculuğunda Ratzo Risso adında yeni bir insanla tanışacaktır. Her ikisi de ilk kez gerçek bir arkadaş edindiklerini düşünmeye başlarlar.
Ratso, evsiz kalan Joe ile sokaklarda ikinci bir kez karşılaştığında; onu terk edilmiş bir binadaki dairesine taşınmaya davet eder. Ratso’nun kötü öksürük krizleri vardır ve sağlığı kötüleştikçe iyileşeceğine inandığı Florida’ya taşınmayı hayal eder. Joe, gerekli parayı bulur bulmaz arkadaşına Florida’ya kadar eşlik etmeye karar verir.
5. In Cold Blood – Soğuk Kanlı (1967) – IMDB: 7.9
1966 yapımı aynı adlı kurgusal olmayan romandan uyarlanan, Richard Brooks’un yönettiği 1967 yapımı neo noir suç filmi “In Cold Blood”; En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo, En İyi Müzik ve En İyi Sinematografi dallarında Oscar adaylığına layık görülmüştür. Filmin başrollerini Robert Blake ve Scott Wilson paylaşmaktadır.
Zengin bir çiftçinin evine zorla giren iki genç adam, başarısız bir soygun girişimi gerçekleştirir. Ertesi gün aynı eve giren polis, suçluları bulmak için suçun ayrıntılarını bir araya getirmeye çalışır.
Ellerindeki ilk bilgi; 15 Kasım 1959’da Kansas, Holcomb’un kırsal kasabasında sabah saat ikide, Clutter ailesininin dört üyesinin uykularından uyandırılarak, ellerinin ve ağızlarının bağlandığı ve ardından kimliği belirsiz iki saldırgan tarafından vahşice öldürüldüğüdür. Bilinmeyen ise böylesi vahşi ve anlamsız bir eylemi kimin neden yapabileceği ve toplumun buna tepkisinin ne olabileceğidir.
6. The Last Picture Show – Son Gösteri (1971) – IMDB: 8.0
1966 yapımı aynı adlı yarı otobiyografik romandan uyarlanan “The Last Picture Show”, Peter Bogdanovich’in yönettiği 1971 yapımı bir drama filmidir. Filmin başrollerinde Timothy Bottoms, Jeff Bridges ve Ellen Burstyn bulunmaktadır. Yardımcı Rolde En İyi Kadın Oyuncu ve Yardımcı Rolde En İyi Erkek Oyuncu Oscar’larını kazanan filmin En İyi Film Oscar’ı dahil 6 dalda Oscar adaylığı bulunmaktadır.
1951 yılında bir grup lise öğrencisi, yaşamın kalanından izole bir Kuzey Teksas kasabasında reşitliğe adım atarlar. İnsanlar hayatlarını kazanmak ve çocuklarını büyütmek için büyük şehirlere doğru yola çıkarken bu kasaba sessiz bir şekilde yok olmaktadır.
Çocuklar, kasaba sınırlarının ötesinde bir gelecek kurana dek yaşamları; arkadaşları ve akıl hocaları Sam’in mirası olan köhne bir bilardo salonu ve yıpranmış bir sinema eviyle sınırlıdır. Özellikle cinselliklerini keşfetme çağına yeni giren yakın arkadaşlar Sonny, Duane ve Jacy; bu küçük kasabada onları nasıl bir geleceğin beklediği konusunda düşüncelidirler.
7. The Graduate – Aşk Mevsimi (1967) – IMDB: 8.0
Mike Nichols’ın yönettiği 1967 yapımı romantik komedi ve drama filmi “The Graduate”, Mike Nichols’a “En İyi Yönetmen” Oscar’ını kazandırmış ve 6 dalda Oscar adaylığına layık görülmüştür. Filmin başrollerini Anne Bancroft, Dustin Hoffman ve Katharine Ross paylaşmaktadır.
Benjamin Braddock, üniversiteyi başarıyla tamamladıktan sonra California’ya döner. Ailesi tarafından gururla karşılanır ama Ben’in, hayatının geri kalanında ne yapacağı konusunda kesin bir fikri yoktur.
Bu deneyimsiz genç adam, kısa süre sonra kendisini düzenli bir şekilde takip eden ve babasının ortağının eşi olan Bayan Robinson tarafından baştan çıkarılır. Yakında, düzenli olarak otel odalarında buluşmaya başlarlar. Bir süre sonra Benjamin, Bayan Robinson’ın kızına vurur ve işler daha önce hiç olmadığı kadar karmaşık bir hâle gelir.
8. Cool Hand Luke – Parmaklıklar Arkasında (1967) – IMDB: 8.1
Stuart Rosenberg’in yönettiği 1967 yapımı drama filmi “Cool Hand Luke”, George Kennedy’e En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar kazandırmış ve 3 dalda daha Oscar adaylığına seçilmiştir. Filmin başrol koltuğunda Paul Newman bulunmaktadır.
Luke Jackson, toplumsal beklentilere uyum sağlamayan soğukkanlı, mesafeli bir adamdır. Sarhoşken parkmetreleri kestiği için tutuklandıktan sonra, Luke, bir Florida hapishane çiftliğinde iki yıl hapis cezasına çarptırılır ve burada otoriteye boyun eğmeyen cesur bir adam olarak çabucak ün kazanır.
Diğer tutukluların hayranlıkla baktığı ve kahramanlaştırdığı Luke, hapishane memurları için nefretle bakılacak ve boyun eğmesi uğruna her şey yapılabilecek bir kötü adamdır. Bir insanın direnci aralıksız şiddet ve zulüm karşısında ne kadar dayanabilir?