Ana sayfa » Yaşam » Chaupadi: Nepal’de Adet Olan Kadınların Kulübelere Kapatıldığı Çağ Dışı Gelenek
Chaupadi: Nepal’de Adet Olan Kadınların Kulübelere Kapatıldığı Çağ Dışı Gelenek
Gelin görün ki, 21. yüzyılda, dünyanın bir köşesinde, sadece kadın oldukları ve bedenleri doğal bir döngüyü yerine getirdiği için sürgüne gönderilen, ölümle burun buruna yaşayan kadınlar var. İşte Chaupadi geleneği…
Dünyanın bir ucunda, Himalayaların eteklerinde, kartpostallık manzaralarıyla ünlü Nepal’de yüzyıllardır süregelen bir gelenek hâlâ binlerce kadının hayatını altüst etmeye devam ediyor. Adına Chaupadi deniyor ve kulağa masum bir kültürel pratik gibi gelse de aslında kadınları regl olduklarında evlerinden ayırıp derme çatma kulübelere gönderen bir uygulama. Siz bunu okurken şaşırıyor olabilirsiniz, çünkü 2025 yılında bir toplumun kadınlarını hâlâ dokunulmaz ilan edip dışarıya sürmesi fazlasıyla akıl almaz geliyor. Üstelik bu rahatsız edici gelenek bazen ölümle sonuçlanabiliyor. Nepal hükümeti artık bu duruma dur demek için yasalar çıkarıyor, aktivistler seslerini yükseltiyor, ancak gelenek hâlâ bazı bölgelerde etkisini sürdürüyor. İşte Nepal’de Chaupadi geleneği ve detayları…
Chaupadi geleneğinin kökleri nereden geliyor?
Chaupadi’nin arkasında eski Hindu inançlarından beslenen bir düşünce yatıyor: Regl olan ya da yeni doğum yapmış kadınların uğursuzluk getirdiği, tanrıların gazabını çektiği ya da evdeki kutsal düzeni bozduğu iddia ediliyor. Siz regl olduğunuzu söylediğiniz anda bir anda tehlikeli bölge ilan ediliyorsunuz. Evdeki odalara girmek yasak, mutfağa yaklaşmak yasak, hatta bazı köylerde ineklere dokunmanız bile problem sayılıyor. Bu nedenle kadınlar, kendilerine ayrılan küçük kulübelere ya da hayvan barınaklarına gönderiliyor! Adeta görünmez bir sınır çiziliyor ve regl dönemi bitene kadar bu sınırın dışına çıkmanıza izin verilmiyor.
Bu ayrım yalnızca mekân değişikliğiyle sınırlı değil, yiyecek kısıtlamaları, suya erişimin engellenmesi ve tuvalet olanaklarının kısıtlanması da eşlik ediyor. Bir nevi zorunlu izolasyon. Modern dünyanın ortasında dört günlük küçük bir sürgün gibi. Nepal’in batı kırsalında bu uygulama o kadar normalleşmiş durumda ki pek çok aile bunu hâlâ bir gelenek olarak kabul ediyor ve sorgulamadan sürdürüyor.
Bu durum yalnızca rahatsız edici bir ayrımcılık dışında, zaman zaman hayatı tehdit eden sonuçlar doğuruyor ve hatta bazı kadınlar ölüyor!
Kulübelerde kalmak zorunda bırakılan genç kadınlar dondurucu soğuklara, yırtıcı hayvanlara ve suç saldırılarına açık hâle geliyor. Geçmiş yıllarda birçok ölüm yaşandı; bir genç kız uyuduğu kulübede ısınmak için ateş yakınca dumanla boğularak hayatını kaybetti. Başka bir genç kadın ise gece kaldığı kulübede bir yılan tarafından ısırılarak öldü. Siz böyle haberleri okuduğunuzda “Bu gerçek olamaz” diye düşünebilirsiniz ama Nepal’in uzak bölgelerinde bu ölümler hâlâ sıradan kabul edilebiliyor.
Regl döneminde kulübelerde kalmak genç kadınların eğitimini de sekteye uğratıyor. Zorunlu izolasyon yüzünden okula gidemeyen öğrenciler derslerinden geri kalıyor ve bu da uzun vadede kadınların sosyal hayata katılımını zayıflatıyor. Kültürel bir ritüel olarak başlayan uygulama, aslında kadınların hayatını çok yönlü şekilde kısıtlayan bir sisteme dönüşmüş durumda.
Nepal hükümeti bu uygulamanın artık bir gelenek değil, bir insan hakkı ihlali olduğunun farkında ve birkaç yıl önce önemli bir adım attı
Chaupadi’ye zorlamayı suç sayan yasa kabul edildi. Buna göre bir kadını regl döneminde evden çıkarıp kulübeye gitmeye zorlayan herkes üç aya kadar hapis ve para cezasıyla karşı karşıya kalabiliyor. Yani artık devlet düzeyinde açık bir tavır var. Fakat mesele ceza çıkarıp durumu kâğıt üzerinde çözmekten çok daha derin.
Yasanın hazırlanmasına katkı sağlayan milletvekillerine göre asıl hedef toplumda bilinç oluşturmak. Çünkü kültürel normlar bir anda değişmiyor. Pek çok aktivist, bu yasanın yalnızca başlangıç olduğunu, gerçek değişimin ancak toplum Chaupadi’nin bir gelenek değil, bir şiddet biçimi olduğunu kabul ettiğinde gerçekleşeceğini söylüyor. Nepal’in kırsal bölgelerinde yaşayan bazı kadın hakları savunucuları, hükümetin yasayı hayata geçirmesi için daha fazla toplumsal kampanya düzenlemesi gerektiğini vurguluyor.
Chaupadi kulağa çok uç bir uygulama gibi gelebilir ama aslında regl üzerine kurulu tabular yalnızca Nepal’e özgü değil
Dünyanın birçok bölgesinde kadınlar hâlâ regl olduklarında dini alanlara giremiyor, ritüellere katılamıyor veya kirli sayılabiliyor. Bazı Hindu tapınakları, kadınların regl döneminde girişini reddediyor ve bazı Müslüman topluluklarda da mabetlere erişim kısıtlanabiliyor. Mali’deki Dogon kabilesinde kadınlar, adet dönemlerinde benzer şekilde ayrı kulübelerde kalmak zorunda. Bu örnekler, regl üzerine kurulan önyargıların evrensel olduğunu ve kültürler arasında çok uzun zamandır varlığını sürdürdüğünü gösteriyor.
Ancak elbette dünyada bunun tam tersi örnekler de var. Güney Hindistan’da ergenliğe ulaşan kız çocukları geleneksel kutlamalarla onurlandırılıyor. Yani regl dönemine dair algılar kültürden kültüre büyük farklar gösterebiliyor. Dünyanın bu büyük çelişkisi, regl konusundaki tabuların aslında sosyo-kültürel bir inşa olduğunu ortaya koyuyor.
Nepal’de özellikle batı bölgelerinde yaşayan pek çok kadın, Chaupadi ile mücadele eden yerel örgütlerde çalışıyor ve toplumu bilinçlendirmek için projeler yürütüyor. Sağlık çalışanları, eğitimciler ve aktivistler, kadınların bu uygulama yüzünden gördüğü zararları anlatmak için köy köy dolaşıyor. Bazı kadın hakları savunucuları, yasaların uygulanmadığını ve yerel düzeyde ailelerin bu uygulamayı sürdürmesinin ciddi bir sorun olduğunu dile getiriyor.
Nepalli kadın hakları avukatları, Chaupadi’nin yalnızca kültürel bir alışkanlık olarak değil, Birleşmiş Milletler’in tanımladığı şekliyle bir şiddet türü olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor. Kamu yararına davalar açılması, bölgedeki kadınların haklarını korumak için yeni bir yöntem olarak öneriliyor. Kırsal bölgelerde yaşayan kadınların çoğu haklarını nasıl kullanacaklarını bile bilmediği için hukuki bilgilendirme projeleri giderek önem kazanıyor.
Chaupadi kaynaklı her ölüm, aslında tüm dünyanın kadın hakları konusunda hâlâ ne kadar yol kat etmesi gerektiğini hatırlatıyor
Nepal’de çıkan yeni yasa bir başlangıç olsa da gerçek değişim ancak toplumdaki algılar dönüştüğünde mümkün olacak. Siz bugün bu yazıyı okurken belki dünyanın herhangi bir yerinde bir genç kız regl olduğu için yalnız bir kulübede geceyi geçirmeye zorlanıyor. Bu yüzden Chaupadi’nin tamamen ortadan kalkması gerekli.
Kadınların regl olduğu için cezalandırılmadığı, kulübelere sürülmediği, yalan söylemek zorunda kalmadığı bir dünya mümkün. Bunun için yasaların uygulanması, toplumun bilinçlenmesi ve en önemlisi kadınların sesinin duyulması gerekiyor. Gelenek adına sürdürülen her zararlı pratik gibi, Chaupadi’nin de geçmişte kalacağı günler elbette gelecek.