Koronavirüs pandemisi tüm insanlık için önemli bir değişimin başlangıcı oldu. Pandemi sürecinde eskinin pek çok alışkanlığı ya terk edildi ya da yeni bir kimlik kazandı. Bu süreçte en önemli değişimlerden biri de sosyal hayatta gerçekleşti. Pandeminin şiddetli günlerinde hayatlarımıza giren sosyal mesafe, sosyal yaşamın iyice kısırlaşmasına, sosyal medyada geçirilen sürenin ise zirveye çıkmasına neden oldu. Bütün bunlar, insanların başkalarının hayatlarına duyduğu merakı da önemli ölçüde artırdı! Peki ama neden? Neden başka insanların yaşamlarını merak ediyoruz? Ya da sosyal medya ve pandemi, bu karşı konulamaz merak duygusunu neden körüklüyor? İşte bu sorulara bilimin verdiği bazı yanıtlar var. Detaylara birlikte bakalım.
Londra’daki Brunel Üniversitesi’nden araştırma görevlisi Anne Chappell, insanın zaten doğası gereği meraklı bir canlı olduğunu belirtiyor
İnsanların kendi hikâyelerinin ise diğer insanların yaşamlarıyla olan etkileşime göre şekillendiğini ekliyor. Genelde bilinçsizce yapılan başkalarının hayatını merak etme davranışı ise hastalıklı bir durum değil. Bu durum insanın etrafındaki dünyaya anlam verme çabasını bir sonucu. Örneğin tarihi figürler tarafından yazılan günlükler de pek çok insanın ilgisini çekiyor. Çünkü bu günlüklerde yalnızca bir kişinin yaşamı veya düşünceleri değil, bireysel ve toplumsal hayatın dinamikleri de anlatılıyor. Bu dinamiklere karşı duyduğumuz merak ise yaşadıklarımız hakkında değiş tokuş yapma arzumuzdan kaynaklanıyor.
Sosyal medya, başkalarının yaşamına duyulan merakı artırmış olabilir. Ancak bu merak, tarihin her döneminde vardı
Yaşadığı dünyayı anlamlandırma çabasının bir sonucu olarak ortaya çıkan bu durum, her dönemde insan yaşamında önemli bir yer tutuyordu. 19. yüzyılda bile gazetelerin magazin sayfaları vardı. Ancak elbette, bugün başka yaşamlara karşı duyulan merakı gidermek için daha fazla imkân var. Çok sayıdaki sosyal medya platformu, başka yaşamlara yakından tanık olmak ve onları detaylı gözlemlemeye imkan tanıyor. Diğer taraftan da bu merakı tatmin etmeninin kolaylaşması, merakın daha fazla artmasına neden oluyor.
New York’taki Lenox Hill Hastanesi’nden klinik psikolog Sabrina Romanoff’a göre; sosyal mesafenin artması etrafımızdaki insanların hayatını daha fazla merak etmemize neden oldu
Özellikle pandemi ile birlikte var olan her türlü bilgiyi edinmek gibi bir arzumuz ortaya çıktı! İnternet ve sosyal medya sayesinde, bilgi kaynağı dünyaca ünlü bir sinema yıldızı da olabilir, iş yerinden bir arkadaşımız da! Bu durum, başka yaşamlarla daha fazla göz gezdirmemize sebep oluyor. Ayrıca başka yaşamlara sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiğimiz bu bakış, gerçek hayattaki gibi tatmin edici olmasa bile diğer insanlarla iletişim kurmayı sağlıyor.
Sosyal medya, yeni normların oluştuğu bir yer!
Toplumsal olarak nelerin kabul edilebilir olduğu, nasıl davranmamız gerektiği, güvenli ve tehlikeli alanlar sosyal medyada ortaya çıkıyor. Ve yine sosyal medya kanalları üzerinden öğreniliyor. Ayrıca sosyal bir canlı olan insan için toplumsal referanslar oldukça güvenilir. Bütün bunlar kişinin hem kendi hem de sosyal yaşamdaki konumu hakkında oldukça büyük bir anlam ifade ediyor. Dolayısıyla başkalarının yaşamına karşı duyulan merak sürekli taze kalıyor ve sürekli sosyal medya sayesinde tatmin edilebiliyor.
Başka yaşamlara karşı duyulan merak pandemi sürecinde artış gösterdi çünkü diğer insanların da benzer korkulara sahip olduğunu görmek sakinleştirici bir etkiye sahipti
Psikolojide bu durum, “yansıtmalı özdeşim” isimli süreçle açıklanıyor. Buna göre kişideki korku veya endişe parçalanıyor ve dış bir kaynağa atfediliyor. Felaket içerikli bir makalenin binlerce kişi tarafından paylaşılması bu durumu açıklayan güzel bir örnek. Ayrıca pandemi gibi korkutucu dönemlerde başkalarının hayatını gözlemek, süreci kabullenmek ve ayak uydurmayı öğrenmek için de faydalı. Yani korku ve panik anlarında diğer insanların da benzer korkulara ve endişelere sahip olduğunu görmek, insanları rahatlatıyor.
Kaynak: 1