Nâzım Hikmet, Türk şiirinin serbest ölçüye geçmesindeki öncü isim. Dünya şairi. Sevdaları sevda, kavgası kavga. Kimi zaman bir eldiven seçer kendine, hasreti anlatmak için. Kimi zamansa biricik Vera’sının saman sarısı saçlarını. Hakkında önemli otoritelerce söylenenlerin hepsi şu çatı altında birleşir: o, cesaretle yüreğin bedene bürünmüş halidir. Yazdığı gibi yaşar, yaşadığı gibi yazar. Bugün hâlâ tüm dünyada en büyük şairlerden biri olarak anılması ise övünç kaynağımızdır. Bunun yanında o çok ciddi bir entelektüeldir. Sanatta yöntem sorununu ele alır bazen, bazen de üslubu, içeriği, biçimi. Fransızca bilir, Tolstoy’un Suç ve Ceza’sının çeviri ekibinde bulunur, resim yapar. İşte usta şairin sanat, edebiyat ve Dostoyevski’den Charlie Chaplin’e, Yaşar Kemal’den Sait Faik’e kadar düşüncelerini içeren mektuplarından alıntılar!
1. Sanatta tezlilik
“Davası, meselesi olmayan kitap, kitap değildir. Dikkat et, bütün büyük kitaplar, roman, şiir falan, insanların karşısında bir davayı öne süren, bir meseleyi ele alan, onu edebiyat çerçevesi ve kanunları ve imkanlarıyla halle çalışan kitaplardır. Bu dava ve mesele ne kadar insana yakın, ne kadar kendi devrinin ve hiç olmazsa yakın geleceğin davası ve meselesi olursa kitap o kadar büyük ve değerli olur. Davası olan kitap, kavgası olan kitap demektir. Kavgasız kitap hareketsiz kitaptır, hareketsiz kitap ise ölüdür.”
2. Sanatın yapısı
“Anadolu’ya, işgal altındaki İstanbul’dan geçişimde ve bilhassa Bolu’ya gelip halkla, hele köylüyle yakından temasımda ve Sovyet Rusya’da olup bitenleri kulaktan duyup, Marx’ın, Lenin’in isimlerini filan da işitişimde, şiirle yeni şeylerin, şimdiye dek söylenmemiş şeylerin ifade edilmesi gerektiğini sezdim. Bu işte ilk önce beni yeni öze göre yeni bir şekil bulmak meselesi ilgilendirdi. Şekilde yenilikler daha kolaylıkla yapılır genel olarak…”
3. Shakespeare
“Şimdi gelelim bende Shakespeare hakkında sorduğun suale: Kanaatimce, bu büyük sanatkârın üzerinde durulması gereken en mühim başarısı, bir sosyal intikal, hatta sosyal bir inkılâp devri başlangıcında, göçmekte olanı ve gelmekte bulunanı sezmesidir. Onun için şöyle derler: ‘Shakespeare ebedi insan karakterlerini, ebedi ihtirasları, kederleri, sevinçleri, iyilikleri ve kötülükleri en mükemmel şekiller içinde tespit etmiş olan sanatkârdır.’ Sahneye konacak, sahnede tutacak bir piyes için söz ve aksiyon aynı kudrette olmalıdır, kanaatindeyim. Bence hâlâ en büyük tiyatro müellifi Shakespeare’dir.”
4. Tolstoy
“Tolstoy’un Harp ve Sulh adındaki romanını Ankaralı bir zat ile birlikte Maarif Vekâleti’ne tercüme etmekteyiz. Ben, muhakkak ki çok kötü bir mütercimim, daha doğrusu sayın ihtiyara karşı öyle bir hayranlığım var ki, tek kelimesini bozacağım diye ödüm kopuyor. (…) Yalnız bir mesele var: Tolstoy’dan sonra yazı yazan ve insanları sanat hokkabazlıklarına başvurmadan ve sade şekiller içinde oldukları ve hatta olacakları gibi vermeye çalışan her yazıcıda, Tolstoy’u isterse hiç okumamış olsun mutlaka onun izlerini bulursun. Çünkü bu dehşetli adam bir sanat devrinin başlangıcıdır, hem de kemale ermiş bir başlangıç.”
5. Charlie Chaplin
“Ne yazık ki ben Şarlo’nun son filmini görmedim. Ama bak ne oldu. 20. yüzyılın en büyük dram yazıcısına, rejisörüne yani asrımızın Shakespeare’ine; dünya barış hareketi, dünya barış mükâfatını verdi. Ben, bu dünya barış mükâfatlarını dağıtan jürinin başkanıydım. Bu mükâfatı meşhur bestekâr Şostakoviç’e de verdik. İkisinin de diplomalarını imzaladım. Ömrümde imzam böylesine şerefli ve tarihi vesikaya ilk defa konduğu için, kağıtları imzalarken bayağı elim titrediydi.”
6. Dostoyevski
“… Sonra yine öyleleri vardır ki, hayatı bir çıkmaza girmiş, karanlık bir yol üzerinde giden ve karanlıkla nihayetlenen bir yol gibi aksettirirler: Bunlar ümitsiz kitaplardır… Fakat kütüphanende ümitsiz kitaplara misal çok var: Dostoyevski’nin romanları…”
7. Yahya Kemal
“Sonra üçüncü şiirimi 16 yaşımda galiba, yazdım. Büyük bir Türk şairi, Türk şiirine o devir için yeni bir şiir dili ve anlayışı getiren Yahya Kemal anama sevdalıydı sanırsam. Evde şiirlerini okurdu anam. Bahriye mektebinde tarih öğretmenimdi şair. Kız kardeşimin kedisi üstüneydi yazdığım şey. Yahya Kemal’e gösterdim, kediyi de görmek istedi ve şiirimde anlattığım kediyi gördüğü kediye o kadar benzetmedi ki, bana: ‘Sen bu pis, uyuz kediyi böyle övmesini biliyorsun, şair olacaksın’ dedi.”
8. Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir)
“Şair büyük şairdir. Hiçbirimiz onun ayarında klasik manasıyla, lirik anlayışla şair olamadık. Fakat oğlanda bu şairlik öyle azıtır ki, bazan ŞAİRANE olur.”
9. Sait Faik
“Yahu şu son günlerde Sait Faik’in hikâyelerini okuyorum tekrar. Allah rahmet eylesin, ne büyük, ne gerçek şairmiş oğlan. Onu son gördüğümüz günler saatlerce düşündüm. Yüreğim burkuldu…”
10. Sabahattin Ali
“Şunu söylemek istiyorum ki, Sabahaddin Ali bizim Türk edebiyatının büyük şehididir. Hürriyet için milli bağımsızlık için döğüşen Türk halkının büyük şehidi. Ve zannediyorum ki, bizde gerçek halk edebiyatının da ilk kurucularından biridir.”
11. Aziz Nesin
“…Burada Aziz Nesin, mizah yazarlarının başlıcalarından oldu. Onun bu haklı başarısına seviniyorum.”
12. Yaşar Kemal
“Yaşar Kemal’i sever misiniz? Siz de benim gibi Türk edebiyatını seviyorsunuz, ne hoşuna gidiyor… Çok güzel röportajları çıktı… Çok çok istidatlı bir çocuk. Yani, çocuk mu bilmiyorum ya, belki de benden yaşlı. Yani çok istidatlı bir sanatkâr. Allah razı olsun.”