Dünyada dünyalar mevcut. Tarihin, bitkilerin, hayvanların, insanların biricik öyküleri ve katmanları bu dünyaları oluşturuyor. Olduğumuz yerde hiçbir şey yapmazken dahi keşfedilebileceklerin, bu katmanların varlığını sezebiliyoruz. Coğrafyalar arasında bir sonsuzluk boyunca, ya da günümüzden geçmişe, seyahat etmek mümkün değil görünüyor. Biz de çareyi belgesellerde, dünyayı kaydetme ve irdeleme girişimlerinde buluyoruz ve National Geographic belgesellerine yöneliyoruz. Dünyanın bilgisini derleyen, nakleden, belki ileride gerçekleştireceğiniz belki de gerçekleştirmemeyi tercih edeceğiniz seyahatleri izleyici adına üstlenen belgesellerden güzel keyif var mı? Kurgu ve sinematografi ile kendini şahsına münhasır kılan ünlü National Geographic belgeselleri için bu yazımıza danışabilirsiniz.
1. Secrets of the Titanic (1986)
Yapıldığı tarihten sonra yeni gelişmeler olsa da bu Titanik belgeseli hem konusu hem de duygusu açısından değerini koruyor. Titanik’in ne kadar kazı, araştırma, belgesel yapılsa da trajik değerini dün olmuş gibi koruyacağı, zamana karşı koyan derin gizemi ile kanıtlanıyor. Bu belgeselde de Titanik batığını arayan bir grup ön planda görünüyor. Belgesel, dramatik kurgusu, yaşanan felaketin boyutlarının hissettirilmesi, tarihsel görüntülerin montaja dahil edilmesi ve etkileyici su altı görüntüleri ile izlemeye değer.
2. Cosmos: A Space Odyssey (2014-)
Carl Sagan’ın ‘Cosmos’unu miras alan ve dizi şeklinde tasarlanan bu belgeselin bölümleri hala yayında. Neil Tyson’ın sunduğu belgesel serisinde, zamanın ve kozmosun başlangıcına ve nereden gelen konseptler olduğuna değiniliyor. Nebulalardan güneşe, sayesinde varolduğumuz ve gün geçtikçe daha az bilinmez kılmaya çalıştığımız evren gezilerek bize sunuluyor.
3. Incredible Spiders (2016)
Sizin de bu sekiz bacaklı, sekiz gözlü, etçil dostlarımızdan çekiniyorsanız ha da çekinmeye hazır olun. National Geographic belgesellerinin karakteristik sakınmazlığı ile kaydettiği örümcekler, milyonlarca yıllık evrimleşme sonucunda garipten de garip huylar ve özellikler edinmişler. Dünyanın neredeyse her yerinde bir şekilde yaşayabilen bu zeki ve inanılmaz hayvanlar, bazen 30 santim çapında, bazen ölümcül, bazen dost canlısı, bazen saldırgan ama her zaman çok ilginç.
4. Gender Revolution (2017)
Katie Couric bu National Geographic belgeselinde izleyiciyi cinsel varlığımızda bir yolcuuğa çıkarıyor. Bireylerle, ailelerle görüşüyor, röportajlar eşliğinde insanları ön plana alıyor, belgesel de açık görüşlülüğü güçlendirecek insan hikayeleri ile dolu. İkili sistemin ve toplumsal normların dünyayı, insan çeşitliliğini tanımlamaya yetmediğini öğrenmek, bir daha öğrenmek, hatırlamak için çok güzel bir yapım.
5. The Story of God With Morgan Freeman (2016-)
Dizi gibi tasarlanmış bu belgesel serisinde Morgan Freeman coğrafyadan coğrafyaya geçiyor ve dinin, dinlerin, tanrıların izini sürüyor. Her kültürün, her coğrafyanın kendi inançlarını nasıl kurduğunu, inancın kökenlerini bize tanıtıyor.
6. Drain the Oceans (2018-)
Bu belgesel serisinde, hiç görmediğiniz bir dünya var bu sefer. Su altındaki batıklar, kalıntılar, yüzey şekilleri, “sular çekilerek” görünür kılınıyor. Program okyanusu “kurutmak” için bilgisayarla yaratılmış görüntü teknolojisinden (CGI) faydalanıyor ve yeryüzünde görülmemiş dramatiklikte sahneleri meydana çıkarıyor. Su altı atmosferi olmadan su altındaki evreni ve gizem altında kaybolmuş kalıntıları görmek size bambaşka bir perspektif sunuyor.
7. Taboo (2017-)
Taboo, toplumdan topluma tabuların izini sürüyor. Yine toplumsal normların, “biz” olanın, “siz” olanın dünyayı tanımaya ve tanımlamaya yetmeyeceğini gösteriyor. Cinsellikten bedensel diktelere ve örflere kadar birçok alanda mevcut olan, her kültürün bazen kendine has şekilde oluşturduğu tabular farklı farklı ele alınıyor. Bir bölümün size sunduğu yeni ufuklara bir örneği üçüncü cinsiyetler hakkındaki bu yazımızda okuyabilirsiniz.
8. İklim Meselesi (2016)
İklim değişikliği hususunda yürütülen National Geographic projesinin bir parçası ola yapımda Serenay Sarıkaya, Ozan Güven, Ezgi Mola ve Halit Ergenç söz alıyor. İklim değişikliğinin Türkiye’deki izlekleri, Türkiye coğrafyasına daha yakınlaşma fırsatı sunuyor. Aynı zamanda daha yakından gözlemleyebileceğimiz işaretleri, doğal süreçleri, tehlikeleri tanıma fırsatı buluyoruz.
9. Jane (2017)
Bu biyografi belgeseli, Tanzanya’da tarihi alan çalışmalarına imza atmış primatolog, antropolog, bilim insanı Jane Goodall üzerine. Goodall’ın alan çalışmalarının daha önce hiç görülmemiş, yeni ortaya çıkan video kayıtları kullanılarak oluşturulmuş belgesel, özellikle şempanzeler üzerine çalışmalarıyla bilimi değiştirmiş bir bilim insanının öyküsünü anlatıyor. Bunun yanı sıra nefes kesen görüntüleriyle bizi de Tanzanya’ya dahil ediyor. Üstelik müzikleri Philip Glass’tan.
10. Into the Great Pramid (2002)
National Geographic, izleyiciyi ziyaretçilere kapalı olan Gize Büyük Piramidi’nin içine davet ediyor. Bu yapının iç mimarisini, hala sırrı tam olarak çözülemeyen tasarım uzmanlığını birinci elden izlemiş gibi heyecan duyabiliyorsunuz.
11. LA 92 (2017)
Bu belgeselden 25 yıl önce Rodney King davasının sonucu Los Angeles’ta infiale, saldırılara, protestolara, şiddetli tepkiye yol açmıştı. National Geographic, bu toplumsal hareketliliğe geri dönüyor ve eski arşiv kayıtlarını inceleyerek, o zamanın bugünkü durumumuza da çok yabancı olmayan gerginliğini gözler önüne seriyor.
12. Great Migrations (2010)
National Geographic belgesellerinin arasında özel bir yere sahip olan Great Migrations ile kapatalım: yapım aşaması yedi kıta ve yirmi ülkede, iki yıldan uzun süre sürdürülmüş. Milyonları bulan sayılarda kitlelerle hareket eden, grup halinde hareket ederek hayatta kalmaya çalışan hayvanları, dünyanın dört bir yanından aktarıyor. Bütün bu yeryüzü, su, hava hayvanlarının renkli ve ahenkli hareketi baş döndürüyor.