Hepimizin bildiği gibi uzaya yapılan yolculuklar sadece pahalı olmakla kalmıyor aynı zamanda da oldukça tehlikeli. Eğer ki insanoğlu Mars’a gönderilecekse biliminsanlarının insan vücudunun uzaydan nasıl etkileneceğini öğrenmesi şart. Eğer biraz bu konular ile ilgiliyseniz daha önce “Puff-Head, Bird-Legs” sendromunu duymuş olabilirsiniz, yani yerçekimsiz ortamın etkisiyle kan akışımızın bacaklarımızda azalıp kafamızda yoğunlaşmasıyla oluşan sendrom. Bu tarz sendromların sonucunda NASA ve ESA’nın bilimadamları bir araya gelip “Yerçekimsiz ortamın insan vücuduna başka ne gibi zararları olabilir?” bunu incelemek istemiş. İşte tam da bu yüzden 60 gününü yatakta yatarak geçirecek 24 gönüllü arıyorlar ve bu gönüllülere 60 günlük deney sonunda verecekleri para 16.500 Euro yani 18.500 Dolar’dan biraz daha fazla!
Seçilen 24 katılımcı iki ayını yatakta geçirmek üzere öncelikle Almanya’da bulunan German Aerospace Centre’a gidecek
Elbette katılımcıları seçerken dikkat ettikleri birkaç kriter var. Bunlardan birkaçını söylemek gerekirse; katılımcılar 24-55 yaş arası, Almanca konuşabilen, sağlıklı bireyler olmak zorunda. Araştırmanın bu ekimde başlaması ve toplamda 89 gün sürmesi planlanmış. Katılımcılar öncelikle 5 günlük bir kaynaştırma/alışmaya katılacak. Daha sonrasında 60 gününü yatakta geçirecek olan katılımcılar, 60 günün sonunda tıpkı gerçek astronotların yaptığı gibi 14 günlük bir rehabilitasyona girecekler..
Katılımcılar, toplamda 89 gün sürecek olan bu deneyin 60 gününü yatakta yatarak geçiyor
Yatakta geçen süre boyunca katılımcılar, yemek yemekten tuvalete gitmek kadar her şeyi yatarak yapmak zorundalar. Aynı zamanda katılımcılar televizyon izleyebilecek, kitap okuyabilecek ve biliminsanları tarafından online eğitimler almaya teşvik edilecek. Deney boyunca katılımcılar bacakları kafalarından biraz daha yüksekte kalacak şekilde yatacaklar ve bu bacaklarına giden kanı azaltırken tıpkı gerçek astronotlara olduğu gibi bazı kas deformasyonlarına yol açacak.
Katılımcılar iki gruba ayrılacak
Bir grup bu süreç boyunca zaman zaman bir santrifüjü ziyaret edecek. Bu santrifüj sistemi yapay bir yerçekimi gibi hareket ederek katılımcılarının kan akışının yine bacaklarına doğru yoğunlaşmasını sağlayacak. Böylelikle bilimadamları, bu santrifüj simülatörünün; uzun bir süre boyunca tek bir pozisyonda yatan insanlarda oluşan negatif etkileri azaltıp azaltmadığını görmüş olacak.
Deney sırasında, yeni tanıtılan DLR Short-Arm santrifüjü kullanılacak
Yeni Short-Arm santrifüj, yapay yerçekiminin insan vücudu üzerindeki etkilerini simüle edecek ve inceleyecek. Üstelik yalnızca astronotlar ve uzay yolcuları araştırmadan faydalanmayacak, aynı zamanda bu tarz sağlık sorunları yaşayan insanlar da faydalanacak. Biliminsanları santrifüj aracını kullanarak; osteoporoz, kas atrofisi ve kardiyovasküler hastalıklar hakkında daha fazla bilgi edinecek.
Çalışma boyunca, katılımcılar bilim adamlarının incelemesi altında olacak
Bu deney, mikro yerçekiminin insan vücudu üzerindeki etkilerini daha iyi anlamamamızı sağlayacak. Uzayda uzun bir süre geçirdiğinizde; kaslarınız kötüleşir, kemikleriniz yoğunluğunu kaybeder ve kanınız vücutta farklı bir şekilde akmaya başlar. Bu yan etkilerle mücadele etmek için düzenli egzersiz şarttır ancak bilim adamları yapay yerçekiminin daha da faydalı olabileceğini umut ediyorlar.
Tesiste, tıbbi ve psikoterapötik uzmanlardan oluşan bir ekip ve beslenme uzmanları olacak
Beslenme uzmanları, katılımcıların yemeklerini planlayacaklar ve yiyeceklerin hiçbir katkı maddesi, suni tatlandırıcı içermediğinden emin olacaklar. Aynı zamanda yeterli seviyede besin aldıklarından emin olmak da oldukça önemli. Bununla birlikte, katılımcıların tatlı krizlerini bastırmaları için ara sıra tatlı yemelerine de izin verilecek.
Bazı insanlar bu fikri severken bazıları da pek sıcak bakmadı
“Benim kocam bunu yapabilir. Nereden mi biliyorum? Tam da şu an yaptığı için!”
“Hayatta olmaz! Marvel Endgame’i ve Game of Thrones 8. sezonu bunun için kaçıramam!”
“Ben kesin panik atak geçirirdim. Hiç yerimden kalkmadan 5 dakika bile oturamıyorum.”
“Çocuklarıma onaları sevdiğimi söyleyin!”
“NASA’nın internet sitesine baktım ve ‘Hayal kurmaya devam et!’ diyordu.”
“Onlara söyleyin bunu bedavaya yapabilirim, öyle yorgunum ki…”