Naim Süleymanoğlu, Bulgaristan Kırcaali’de doğup büyüyen bir Türk. Henüz 12 yaşındayken, çocuk parkında oynadığı sırada keşfedildi. Kas yapısı ve kısa boylu oluşu, onun haltercilik için biçilmiş kaftan olduğu kanısını hemen uyandırıyordu. Fiziksel özelliklerine çalışma azmini ve disiplinini de ekleyince ay yıldızlı forma altında dünyada kırılmadık rekor bırakmadı…
Cep herkülünün, Bulgaristan’da başlayıp Turgut Özal’ın talimatıyla Türkiye’ye uzayan ve Time dergisine kapak olmaya kadar giden hatta Ekim 2019’da Naim Süleymanoğlu filmi bile çekilen aksiyon dolu başarı hikayesi…
Naim Süleymanoğlu’nun boyu 1,47 cm. Kendisi ay yıldızlı forma altında gösterdiği başarılarla ülkemizin reklamını tüm dünyaya en iyi şekilde yaptı ve dev yürekli milli cep herkülümüz unvanını aldı.
Fakat hiç kolay olmadı tarih yazma hikayesi. Türkiye’ye gelmeden önce sancılı dönemlerden geçti cep herkülü. Bulgaristan’ın Türklere karşı uyguladığı sıkı asimilasyon politikalarından oradaki tüm Türkler gibi Naim de rahatsızdı.
Dönemin baskıcı Bulgar hükümeti, Naim süleymanoğlu’nun “Naum Shalamanov” ismiyle müsabakalara katılmasına izin verdi. Naim dünya rekortmeni olmuştu ancak mutsuzdu Bulgaristan’da. Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov’un asimilasyon politikaları, bulgarca konuşma zorunluluğu, Türkleri dışlama çabaları… Tüm bunları sindiremiyordu Süleymanoğlu.
O dönem “Naim Süleymanoğlu Türkiye’ye kaçmak istiyor” söylentisi kulaktan kulağa yayılmaya başlamıştı. Bu söylenti bulgarları öylesine korkuttu ki Naim’i 1986 yılındaki Dünya Şampiyonası’na götürmeme kararı aldılar.
Kaçacağından korktukları için koruma ordusu takmışları peşine… Çalışkan karakteri ve hırsıyla, ülkeye şampiyonluklar kazandıracağına kesin gözüyle bakılıyordu.
Söylentiler doğruydu. Cep herkülü, ait olduğu yere, Türkiye’ye iltica etmeyi kafasına koymuştu. Büyük firar vakti gelmişti… Fakat nasıl gerçekleşmeliydi bu zorlu kaçış?
Ve Turgut Özal girdi devreye… Korumaları atlatıp, Kendisini saklayan Türklerle bir eve sığındı önce Naim Süleymanoğlu. Durumdan Büyükelçilik haberdar edildi ve ardından olay Turgut Özal’a intikal etti.
Film gibi bir kaçış hikayesi olmuştu. Naim, Melbourne’de korumaları ve kafileyi atlatıp bir kafeye oturdu ve onu arkadaki tuvaletten kaçırdılar. Datsun marka sarı bir otomobile bindirip bir kahvehaneye götürdüler. Ardından saklandıkları eve geçildi ve büyükelçilik durumdan haberdar edildi.
Naim’i getirmek için aracılar 7 milyon dolar istedi. Bu yüksek teklife rağmen Özal, “Naim derhal getirilsin” emri verdi ve özel uçak gönderdi.
Dönemin Türkiye Hazine Dış Ticaret Müsteşarı Ekrem Pakdemirli şöyle anlatır Turgut Özal ile geçen diyaloğunu;
“Özal bir gün beni çağırdı acilen; ‘Bulgaristan’da Türk soyundan gelme halterci bir çocuk var, Türkiye’ye gelmek istiyor. Ancak Bulgarların ekonomik durumları çok zayıf. Aradaki kimse, onlara yedi milyon dolar verdiğimiz takdirde haltercinin bize kaçmasına izin verecekler demiş. Bana bu parayı verir misin:’ dedi. Ben hemen ‘olmaz’ dedim, ‘Bu kadar para ile ben yüz köyün içme suyunu hallederim’ dedim.”
“Beni karşısına aldı, ‘Bak, bu arkadaş Türk forması ile olimpiyatlara katılacak ve çok büyük bir ihtimalle birinci olacak. O takdirde bayrağımız göndere çekilirken İstiklal Marşımız çalınacak, bu anı dünyada milyonlarca kişi seyredecek, bu bize bir fırsattır, bu kadar küçük bir paraya, böyle büyük ve etkili reklam yapma imkânı her zaman karşımıza çıkmaz.’ dedi.”
Öngörü haklı çıkmıştı. Naim Süleymanoğlu kazandığı şampiyonluklar, kırdığı rekorlarla Türkiye’nin adını tüm dünyaya duyurdu. 1988 yılında, Time dergisine kapak olan ilk Türk sporcu olma başarısını gösterdi.
Başarılarına şöyle bir göz atacak olursak;
1988 Seul, 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta Olimpiyatları olmak üzere üç olimpiyat şampiyonluğu elde etti.
8 Kez dünya şampiyonu oldu, 46 dünya rekoru kırdı.
Kendi kilosunun üç katından fazla kaldırarak (190 KG) , “efsane” oldu.
Spor otoritelerine göre ‘tüm zamanların en iyi haltercisi”.
1988 yılında Seul olimpiyatlarında 9 dünya 6 Olimpiyat rekoru kırarak büyük bir zafer kazanmıştır.
Türkiye’ye Olimpiyatlarda güreş dışında ilk altın madalyasını kazandıran sporcudur.
1992 yılında Uluslararası Halter Basın Komisyonu tarafından “Dünyanın En İyi Sporcusu” seçildi.