Jazz ve blues parçalarının vazgeçilmez müzik aleti olan saksafon pirinçten yapılan, genellikle koni ve S şeklinde tasarlanan, bulundurduğu kamış sayesinde ses çıkartan üflemeli çalgılardan bir tanesi. Saksafon, dinlemesi ne kadar keyifliyse öğrenmesi de bir o kadar zor olan çalgılardan. Fakat tadını bir kez aldığınızda bir daha bırakamayacağınız, her çaldığında kulak kesileceğiniz bir müzik aleti.
İlk olarak 1840’lı yılların başlarında icat edilen saksafonun mucidi, Paris’te ikamet eden Belçikalı müzisyen Antoine-Joseph “Adolphe” Sax
1846 senesinde saksafonun patentini aldığı söylentiler arasında olsa da en olası ortaya çıkış hikayesi ophicleide çalgısına klarnet ağızlığı eklenmesidir
“Sax’ın sesi” anlamına gelen saksafon, 20 yıl boyunca Antoine-Joseph’in fabrikasında üretilmiş. Patent süresinin dolmasıyla diğer üreticiler enstrümanın üzerinde pek çok değişiklik yapmış
Genellikle pirinçten yapılan saksafonlar verniklenir ve altın ya da gümüşle kaplanır. Böylece hem sesin niteliği hem de enstrümanın ilgi çekiciliği artar
1900’lü yılların başlarında hammadde olarak tahta ve plastik denenmiş. 1930 öncesinde saksafonlar verniklenmeden satışa sunulmaya başlanmış
1960’lı yıllara kadarsa maliyeti azaltmak için altın veya gümüş yerine saksafonlar nikelle kaplanmış
Saksafonların ağızlıkları genellikle plastik, kauçuk veya metalden yapılır; nadiren cam ya da tahta da kullanılır
Ağızlıkların içleri içbükey olarak oyulmuştur ve bu tasarım Antoine-Joseph “Adolphe” Sax’ın tasarımına yakın olup, yumuşak tonlarda ses verir
Saksafonun 10 farklı çeşidi bulunuyor; büyükten küçüğe sıralanışı: Kontrbas, bas, bariton, tenor, C-ezgi, alto, F mezzo-soprano, soprano, C soprano, sopranino
Yeni başlayanlar için alto saksafonlar önerilirken, bir üst seviyeye ulaşıldığında tenor veya baritona geçilir
Alto saksafonlar klasik batı müziği içerisinde yaygınken, çalması alto saksafonlara göre daha zor olan soprano, 1960’lı yıllardan itibaren caz müzik içerisinde kendisine yer bulmuş
Bas, sopranino ve kontrbas büyük saksafon orkestraları dışında pek fazla tercih edilmezler
Caz müziğin gelişmesiyle birlikte saksafona verilen değer de günden güne artmış; günümüzde de pek çok ünlü saksafoncular bulunsa da 1960’lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın en büyük saksafoncularına ev sahipliği yapmış
Saksafona hayat veren adam: John Coltrane
John Coltrane, kendine has saksafon çalma stiliyle dünyaya mâl olmuş sanatçılardan bir tanesi. Babası gibi müzisyen olan Coltrane, alto saksafon öğrenerek müzik dünyasına adım atmış. A Love Supreme ve My Favorite Things 500 binden fazla satarak altın plak kazanmayı başarmış.
Caz müziğin babası: Charlie Parker
Yeteneğiyle göz kamaştıran Parker, müzik piyasasındaki hızlı yükselişinden dolayı “Bird” lakabıyla anılır. Doğaçlama saksafonda bir numara olan Parker, tarihin gelmiş geçmiş en iyi saksafoncusu olarak kabul edilir fakat uyuşturucu bağımlılığı sebebiyle 34 yaşında hayatını kaybeder.