Yeşilçam, babacan rollerle özdeşleşmiş çok özel oyunculara sahip. Kadir Savun, Hulusi Kentmen, Nubar Terziyan ve niceleri… Ancak bir kişi var ki; Yeşilçam’da aile babası denilince ilk o akla geliyor. Evet, o, Yaşar Usta…
Adile Naşit ile birlikte Yeşilçam’ın unutulmaz ikililerinden birisini oluşturan Münir Özkul, gerçek hayatta da 3 çocuk babasıdır. En çok bilinen rolünde ise bırakın bir aile babası olmasını kimsesiz bir adamdır. Hababam sınıfının Kel Mahmut’u kimsesi olmadığı için okulda kalan bir eğitimcidir. Ama bir ailesi olmaması bile Münir Özkul’un bir baba figürüne dönüşmesine engel olmamıştır. O bütün Hababam Sınıfı’nın babasıdır, bütün Özel Çamlıca Lisesi’nin babasıdır. Hatta Münir Baba bütün Yeşilçam’ın babasıdır.
Neşeli Günler
Hikayeyi hatırlamayanımız yoktur herhalde. Karı koca turşuculukla geçinen, 6 çocuklu mutlu bir aile tablosu, turşu suyu kavgası yüzünden bozulur. Her bir ebeveyn 3’er çocuğunu yanına alır. Rakamsal olarak eşit olsa da hacimsel olarak büyük parça (Yaşar, namı diğer Domdom) Kazım Efendi’nin (Münir Özkul) elinde kalır. Şener Şen’in de unutulmaz “Ziya” performansıyla devleştiği bu filmde Münir Baba alıştığımız diğer rollerinden birazcık daha agresif bir kişiyi canlandırmaktadır. Her ne kadar çocuklarına bir anne şefkatiyle baksa da; eşi Saadet Hanım’la tartışırken, Ziya’yı haşlarken, çocuklarıyla anneleri hakkında tartışırken adeta gözlerinden ateş saçar. Ama işte Münir Özkul bu. Yıllardır görmediği çocuklarıyla konuşurken göz bebekleri öyle bir titrer ki; agresif baba imajından eser kalmaz. Dünyanın en naif babası olur. Kazım Efendi kutsalımızdır.
Ya Ya Ya Şa Şa Şa
Bu filmde biraz daha çıkarcı, köylü kurnazı bir babayı canlandırmaktır. Ekonomik seviyesi iyi durumda olan kişilerin yaşadığı bir apartmanda (zamanının rezidans binası) kapıcılık yapmaktadır. Oğlunun (İlyas Salman) apartman dairesinde oturan ünlü bir futbolcuya özendiği için futbol oynamasına çok kızan Kapıcı Selami, her fırsatta oğlunu bu sevdadan vazgeçirmeye uğraşır. Son derece sert bir şekilde futbola karşı çıkmasının nedenleri; oğlunun top oynarken ayakkabılarının eskimesi ya da top peşinde koşarken kapıcılık işlerinde kendisine yardım edememesi gibi hesaplardır. Ancak kendi oğlu da ünlü bir futbolcu olunca sürekli ezdiği oğlunu el üstünde tutmaya başlar. Bu kaypak baba tavrı pek alışık olmadığımız bir tavır olsa da Oğuz Abadan’ın muhteşem müzikleri ve yoksul insanların hayallerini çok yalın bir biçimde anlatmasıyla film unutulmazlar arasında. İhsan Yüce ise antrenör rolündedir.
Mavi Boncuk
Bir Ertem Eğilmez efsanesi olan Mavi Bocuk filmi, oyuncularına bakıldığında adeta milli takım gibi bir kadroya sahip. Münir Özkul bu filmde birlikte yaşayan, karaborsacılıkla (Baba Yaşarın deyimiyle Pembeborsacılık) geçinen 6 arkadaşın en büyüğü olan Baba Yaşar’ı canlandırıyor. Ona herkes Baba Yaşar dese de içlerinden yalnızca Yakışıklı Necmi’nin (Tarık Akan) Babasıdır.
Beyoğlu Güzeli
Filmi kısaca özetlemek gerekirse; ailesiyle beraber gezici çadır tiyatrosunda çalışan genç kızla (Hülya Koçyiğit), tıp tahsili gören bir delikanlı (Tarık Akan) rastlantı sonucu tanışırlar. Genç kız başta kimliğini gizlese de daha sonra genci çadır tiyatrosuna davet eder ve “Beyoğlu Güzeli Alev” kimliği ile karşısına çıkar.
Münir Özkul bu filmde Alev’in babası Abdi rolündedir. Çadır tiyatrosunun hafif babacan, hafif bitirim ağabeyidir…
Gülen Gözler
Münir Özkul bu filmde, hepsi erkek isimlerine sahip, 4 kız çocuk babasıdır. Kızların 3’ü genç kızlık çağındadır ve tabiatıyla pembe panjurlu ev, mutlu izdivaç hayalleri kurmaktadırlar. Kızların bu süreçte, anneleriyle birlikte, babalarından gizli işler çevirmeleri, pembe yalanlar söylemeleri onu çok kırsa da; kol kanat gerici, güçlü, sevgi dolu baba figürü olan Yaşar Bey, ailesini bir arada tutmayı başarır.
Bu filmde kızını isteyen Şener Şen’in efsane Vecihi karakteri ile atışmaları unutulmazlar arasına girmiştir. Fikret ve Vecihi aşkı bütün engelleri aşabilecek kadar büyüktür ama Vecihi için babanın ikna olma süreci deveye hendek atlatmaktan zor olacaktır.
Yavrum
Zeynep Değirmencioğlu’nun hikayenin merkezinde olduğu bu filmde Münir Özkul, Handan karakterinin babasını canlandırır. Önder Somer ile evli olduğu için kızına kızgın olsa da torun lafını duyunca yelkenleri suya indiriverir…
Oh Olsun
Zengin fabrikatör Fehmi Bey (Hulusi Kentmen), üç haylaz oğlunu adam etmek için fabrikasında işçi olarak çalıştırmaya başlar. Ortanca oğlu zampara Ferit, fabrikada çalışan kızlardan Alev’i görür ve aşık olur. Ancak Alev’in babası Burhan Usta da aynı fabrikada usta başı olarak çalışmaktadır. Münir Özkul bu filmde usta başı Burhan rolünü canlandırmaktadır. Fabrikanın da evinin de direği rolündedir.
Fabrikatör Fehmi Bey çocukların gizlice evlendiğini duyunca hemen Burhan Usta’yı yanına çağırır ve ağza alınmayacak hakaretler yağdırır. Kızını oğluna yamamaya çalıştığını söyler. Hepsine iyi kötü katlanan Burhan usta kızı için “aşifte” kelimesini kullandığını duyunca, heybetli Hulusi Kentmen’i bile sindirecek o sözleri söyler: “Dua et yaşına başına, yoksa ananı bellerdim!!!”
Gırgıriye
Darbukatör Bayram’ın babası, Sabayat’ının başının belası, klarnetçi Sarhoş Emin… Küfelik olmadan pek eve gitmese de iyi adamdır, iyi babadır.
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz
Aziz Nesin’in unutulmaz eserinden sinemaya aktarılan filmde, Münir Özkul, Yaşar’ın babası Reşit rolündedir. Filmde Münir Baba’nın kısa bir rolü olsa da farkını hissettirmeyi başarmıştır.
Aile Şerefi
“Niye yaptın, Niye!”
“Ailemin şerefi için”
At arabasıyla maden suyu, eşya vs. taşıyan Rıza’nın beş çocuğu vardır. Evli olan kızı da, eşiyle, eve taşınınca geçinmeleri biraz daha zorlaşır. Bu arada küçük oğluna araba çarpar, bu da bütün aileyi sarsar. Tam bir zengin p*çi olan Oktay (küçük oğluna çarpan arabanın sahibi) Rıza’nın kızını kaçırır ve tüm aile birleşip her şeye karşı koymaya karar verirler. Ailenin babası Rıza, fabrikatör Fehmi Bey’in bütün gücüne karşın ailesine kol kanat gerecektir.
Bizim Aile
Kapanışı onunla yapmak istedik. Evet, o Yaşar Usta! Bizim Aile filmindeki efsane tiradıyla Yeşilçam’ın belki de en unutulmaz, hatta son dönemde en çok parodisi yapılan, sahnesine hayat vermiştir. Çok çocuklu, orta yaşlarında iki kişinin; ailelerini, ekonomilerini bir iş birliği içinde birleştirmeye karar vermesiyle başlar hikayemiz. Başlarda, yetişkin gençler olan çocuklar anlaşmazlık yaşarlar fakat zamanla işler değişir.
Ailenin büyük oğlunun (Tarık Akan) Yaşar Usta’nın çalıştığı fabrikanın kızıyla sevgili olması gelişecek olan kötü olayların fitilini ateşler. Kızın babası gücünü ve bağlantılarını kullanarak hayatı bu aileye zehir etmek için her şeyi yapar. Ta ki; karşısına Yaşar Usta dikilene kadar. Sen mi büyüksün ha! Ben büyüğüm ben, Yaşar Usta! Sen büyüksün eeey Münir Özkul…