Binlerce yıldır insanlar, Mısır piramitleri ve Çin Seddi gibi dikkate değer yapılar inşa ettiler. Bu yapıların inşa edilme tarihine nazaran daha yakın zamanlarda vizyon sahibi mühendisler, insan yaratıcılığının sınırlarını zorlayan devasa ulaşım ve iletişim projeleri yaptılar. Böylece bu projeler dünyada birçok şeyi değiştirdi. İşte dünya üzerinde eşi benzeri olmayan mühendislik harikaları.
1. Panama Kanalı
Mühendislik harikaları arasında bulunan ve Atlantik ve Pasifik Okyanuslarını birbirine bağlayan 77 kilometrelik Panama Kanalı açıldığında küresel ticaret yollarını değiştirmiştir. Fransa tarafından 1881 yılında başlanan kanal inşası, mühendislik sorunları ve yüksek işçi ölüm oranları nedeniyle durdurulmuştur. Fransızların başarısız girişiminden sonra, 4 Mayıs 1904’te ABD projeyi devralmıştır. İnşaat ABD tarafından tamamlanmıştır ve kanal 15 Ağustos 1914’te hizmete açılmıştır. Kanalın yapımı sırasında sıtma ve sarıhumma gibi hastalıklardan büyük toprak kaymalarına kadar her türlü güçlükle karşılaşılmış ve yaklaşık 27.500 kanal çalışanı bu süreçte can vermiştir. Ayrıca bu kanal, Güney Amerika ve Kuzey Amerika’yı birbirinden ayırmaktadır.
2. Golden Gate Köprüsü
1937 açılışından sonra 27 yıl boyunca dünyanın en uzun asma köprüsü olan 2.73 kilometrelik Golden Gate Köprüsü, San Francisco Körfezi ile Pasifik Okyanusu’nu birbirine bağlayan yaklaşık 120 metre derinliğindeki boğazın üzerinde bulunmaktadır. Yerküreyi üç kez çevreleyecek kadar kablo içeren köprü, boğazın kuvvetli rüzgarlarına dayanmak için yanal olarak iki metreden fazla hareket edebilmektedir. Baş mühendis Joseph Strauss, projede güvenliğe öncelik vermiştir ve inşaat sırasında yalnızca 11 işçi ölmüştür. Bu işçilerden 10 tanesi tek bir kazada hayatını kaybetmiştir. Buna karşın, altı ay önce açılan San Francisco-Oakland Körfezi Köprüsü’nü inşa ederken 28 işçi ölmüştür. Köprü güvertesinin altına asılan yenilikçi bir güvenlik ağı 19 işçinin hayatını kurtarmıştır.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Geçmişten Günümüze: Binlerce Kişinin Ölümüyle Sonuçlanan Mühendislik Faciaları”
3. Eyaletler Arası Karayolu Sistemi
Nazi Almanya’sının II. Dünya Savaşı’nda askerleri ülke çapında verimli bir şekilde hareket ettirmek için yüksek hızlı otoban ağını kullandığını gören Başkan Dwight D. Eisenhower, 1956 tarihli Federal-Aid Karayolu Yasası’nın geçişine öncülük etti ve bu yasa, dünya tarihindeki en büyük bayındırlık işleri projesine izin verdi. Kontrollü rampa tabanlı erişime sahip ve hemzemin kavşakları olmayan, sadece üst ve alt geçitleri olan 77.017 km uzunluğundaki otoyolların inşası, kısmen ulusal savunmayı desteklemeyi ve Soğuk Savaş zamanındaki muhtemel atom saldırısı durumunda şehirlerin daha hızlı tahliye edilmesini sağlamayı amaçlıyordu. Adını 1990 yılında Eisenhower’dan alan Eyaletler Arası Karayolu Sistemi, banliyölerin büyümesini teşvik ederken, aynı zamanda belirli kentsel mahalleleri yok ederek Amerikan ekonomisini ve yaşam biçimini büyük ölçüde değiştirdi.
4. Transatlantik Telgraf Kablosu
1854’te Amerikalı tüccar Cyrus West Field, Atlantik Okyanusu’nun tabanına bir telgraf kablosu döşemek için bir tüzük çıkardı. Dört başarısız denemeden sonra, Amerikan ve İngiliz donanma gemileri, 1858 yazında İrlanda ve Newfoundland’ı birbirine bağlayan yaklaşık 3.200 kilometrelik bir kablo döşemeyi başardılar. Kraliçe Victoria’nın Başkan James Buchanan’a 98 kelimelik açılış mesajını iletmesi 16 saat sürdü. Evet, bu süre kulağa çok gibi geliyor, ancak paket buharlı gemilerin 10 günlük transatlantik geçişlerinden çok daha hızlıydı. Fakat iletişim bağlantısı yalnızca birkaç hafta sonra çalışmayı durdurdu. Bununla birlikte, Field ısrar etti ve 1866’da transatlantik iletişimi büyük ölçüde hızlandıran kalıcı bir telgraf kablosu döşemek için o zamanın en büyük gemisi olan İngiliz gemisi Great Eastern ile sözleşme imzaladı.
5. Hoover Barajı
21.000’den fazla işçiden oluşan bir ordu tarafından inşa edilen 60 katlı Hoover Barajı, 1935’te dünyanın en büyük beton yapısı ve en büyük barajıydı. Colorado Nehri’nin dört kazı tünelinden geçirilmesini gerektiren proje, planlanandan iki yıl önce tamamlandı. Arizona-Nevada sınırındaki kemerli yerçekimi barajı, Colorado Nehri’nin akışını kontrol ediyor, 2 milyon dönümlük alanı sulayacak kadar su depoluyor ve 1 milyondan fazla eve hidroelektrik ile güç sağlıyor. Mühendislik harikaları arasında bulunan Hoover Barajı, Las Vegas ve Phoenix gibi şehirlerin gelişimini hızlandırdı. Hoover Barajı ayrıca, su kapasitesi açısından Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en büyük rezervuar olan Mead Gölü’nü oluşturdu.
6. Manş Tüneli
Altı yıllık inşaatın ardından 1994 yılında açılan Manş Tüneli, Büyük Britanya’yı Buz Devri’nden bu yana ilk kez Avrupa kıtasına bağladı. Tünel, “Chunnel” olarak bilinen, 1.100 tonluk tünel açma makineleri tarafından yapılan üç beton boruyu içermektedir. Yolcu, yük ve araç taşıyan tünel sistemi, 50.5 kilometre uzunluğundadır. Mühendislik harikaları arasında bulunan Manş Tüneli, yüksek hızlı Eurostar trenlerindeki yolcuların Londra’dan Paris’e iki saatten biraz fazla bir sürede seyahat etmelerini sağlıyor.
7. Kıtalararası Demiryolu
ABD’nin Doğu tarafında İç Savaş şiddetlenirken, Batı’da ABD’yi kıyıdan kıyıya bağlayacak bir demiryolu inşa etmek için çalışmalar başladı. 1862 Pasifik Demiryolu Yasası ile yetkilendirilen Central Pacific Railroad Company, Kaliforniya, Sacramento’dan doğuya doğru raylar döşerken, Union Pacific Railroad Company, Nebraska, Omaha’dan batıya taşındı. Tüm işçiler sert kışlar ve kavurucu yazlar boyunca çalıştı. Orta Pasifik’in büyük ölçüde göçmen olan Çinli işgücü, Sierra Nevada Dağları boyunca tünelleri patlatmak gibi zorlu bir görevi gerçekleştirdi. 1869’da altın bir çivinin yere çakılmasıyla tamamlanan Kıtalararası Demiryolu, ülkeler arası seyahat sürelerini aylardan bir haftanın altına indirerek ülkenin batıya doğru genişlemesini sağladı.
8. Özgürlük Heykeli
Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki dostluğun bir sembolü olan 93 metre yüksekliğindeki Özgürlük Anıtı, 1886’da New York’taki Özgürlük Adası üzerinde inşa edilmiştir. Paris’te, Fransız heykeltıraş Frederic-Auguste Bartholdi, heykelin kaplamasını oluşturmak için büyük bakır levhalar tasarladı ve bu heykelin kaplaması birçok malzeme içeriyordu. Özgürlük Heykeli’nin parçaları Amerika’ya ulaştıktan sonra, dört aylık bir süre boyunca işçiler heykeli bir araya getirdiler, bir temelin üzerine monte ettiler ve Eugène-Emmanuel Viollet-le-Duc ve Eyfel Kulesi’nin tasarımcısı Alexandre-Gustave Eiffel tarafından tasarlanan demir-çelik bir iskelete yapıştırdılar. Bu, güçlü rüzgar esintileri sırasında kaplamanın bağımsız olarak hareket etmesine izin verdi.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “16 Maddede Amerika’nın 128 Yaşındaki Simgesi Özgürlük Anıtı”
9. Delta Projesi
Hollanda, ülkenin bazı kısımları deniz seviyesinin altında kaldığı için sel baskınını önlemek ve sığ bir Kuzey Denizi girişi olan Zuiderzee’den geniş araziler talep etmek için bent kapakları, fırtına dalgalanma bariyerleri ve barajlar sistemi inşa etti. Amerikan İnşaat Mühendisleri Derneği tarafından Modern Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olarak adlandırılan proje, 1927’de Zuiderzee’yi çevreleyen 30 km uzunluğundaki setin beş yıl süren inşaatıyla başladı. Bunu onlarca yıl süren arazi projeleri takip etti. 1954 ve 1997 yılları arasında, Ren ve Meuse nehirlerinin ağızlarındaki su akışlarını kontrol etmek için başka bir büyük proje üstlenildi.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Yüz Binlerce İnsanın Ölmesine Neden Olan İnsanlık Tarihindeki En Büyük 10 Sel Felaketi”
10. New York ve Boston Metroları
Sivil liderler, New York ve Boston sokaklarını tıkayan at arabaları ve yayaların üzerine kurum yağdıran yüksek trenlere nazaran daha hızlı ve daha temiz bir ulaşım alternatifi aradılar. Daha sonra birçok Amerikalının pratik ve tehlikeli olarak gördüğü yer altı tren seyahatine yöneldiler. İlk Amerikan metrosu 1897’de Boston’da açıldı, bundan yedi yıl sonra New York’ta da metro inşa edildi. Her iki şehir de, şehir yaşamındaki bozulmayı en aza indirmek için bir aç-kapa inşaat yöntemi kullandı. Londra’daki dünyanın ilk metrosu hala buharla çalışan lokomotifler kullanırken, Amerikan sistemleri elektrikle çalışan trenleri kullanmaya başladı. Boston ve New York’tan sonra diğer Amerikan şehirlerine de metrolar inşa edildi.
Kaynak: 1