Muharrem ayı, İslami esasların kabul edildiği Hicri takvime göre yılın ilk ayına verilen addır. 11 Eylül 2018 itibariyle bu yıl 1440. yıldönümü gerçekleşen Muharrem ayı Hicri Yılbaşı olarak da anılmaktadır. Aynı zamanda Aşure Günü ile de damakların şenlendiği bir aydır. Yüzyıllardır uygulanan ve farklı kültürlerle de bezenerek günümüzde önemli bir gelenek sembolü haline gelen Muharrem ayının başlangıçtan günümüze oluşan yol haritasını çıkaralım dedik.
1. Muharrem ayının Ay ve Dünya ile ilişkisi
Öncelikle etimolojik olarak bakarsak; ‘’muharrem’’ Arapça bir kelimedir. ‘’Haram kılınmış’’ ve ‘’haram olan’’ gibi birinci anlamlara sahiptir. Zamansal olarak Hicri takvimin ilk ayını kapsar. Muharrem ayının bağlı bulunduğu Hicri takvim ise Hz. Muhammed ve çevresindeki Müslümanların 622’de Mekke’den Medine’ye göç etmelerini başlangıç noktası kabul eder. Aynı zamanda Ay’ın Dünya çevresindeki salınımını referans alan bir takvim sistemidir. Ay’ın Dünya ile ilişkili hareketleri hesaplanarak oluşturulan bir takvim olduğu için ‘’Sene-i Kameriyye’’ (ay yılı) gibi isimlerle de bilinir.
2. Hicri takvim sistemi
Hicri takvim de Miladi takvime benzer şekilde 12 aydan meydana gelir. Bu takvimde yer alan aylar sırasıyla; Muharrem, Safer, Rebîul-evvel, Rebiülahir, Cemazilevvel, Cemazilahir, Recep, Şaban, Ramazân, Şevval, Zilkade ve Zilhicce adlarını taşır. Hicri takvim 12 ay ve 355 günden meydana gelir.
3. Muharrem ayının doğuşu
Peki Muharrem ayı nasıl ortaya çıktı? İlk çentik ne zaman atıldı? Araplar, Hz. Ömer devrine gelinceye değin düzenli bir tarih belirleme sisteminden uzaklardı. Dört halifeden biri olan Hz. Ömer’in devrinde, Hz. Muhammed ve takipçilerinin hicretinden 17 yıl sonra dört halifenin sonuncusu olan Hz. Ali ortaya bir öneri atar. Bu öneri; hicret edilen yılın Hicri takvimin ilk yılı, Muharrem ayınınsa Hicri takvimin ilk ayı olması gerektiğini kapsar. Bu öneriyle alınan karar sayesinde Hicri takvimin doğuşu da gerçekleşir.
4. Savaşın yasak olduğu ve Kâbe’nin ziyaret edildiği bir ay
Muharrem ayı Hicri takvimde ‘’Haram Aylar’’ olarak bilinen aylardan biridir. Diğerleri takvimin son iki ayı olan Zilkâde ile Zilhicce ve yedinci ayı olan Recep’tir. Bu aylarda gruplar kendi aralarındaki savaşlara son verir ve halkın her kesminden insan Kâbe’yi ziyaret eder. Meşru müdafaa dışında çatışma yaşanmasının ve kan dökülmesinin yasaklandığı bu aylar aynı zamanda hürmet edilmesi gerekilen aylardır. İnsanlar özellikle bu aylar içinde anlaşmazlık yaşadıkları insanlarla barışmaya ve belirli bir uzlaşmaya varmaya çalışırlar. Bu aylarda uyulması gereken kurallara uymamak, saygısız davranmak İslam inancına göre en büyük günahlardan biri sayılır.
5. Muharrem ayında oruç
Oruç; haz veren şeylerden Tanrı’ya ibadet etmek adına bir süre uzaklaşmak, anlamına gelir. Birçok farklı dinde de uygulamaları bulunan orucun esas amacı, hazlardan uzaklaşmaktan da anlayabileceğimiz gibi iradeyi kontrol altına almak, nefsi eğitmektir. Aslında tüm İslami mezhepler tıpkı Ramazan’da olduğu gibi Muharrem ayında da oruç tutmalıdır. Hz. Muhammed’in Ramazan’dan sonra en faziletli orucun Muharrem orucu olduğunu bildirmesi bu konuda referans alınabilir. Uygulamada ise mezhep farklılıklarına göre değişiklikler cereyan eder. Muharrem ayı ve orucu ile daha çok ilişkilendirilen Alevi mezhebine bakarsak; Aleviliğe göre oruç dendiği zaman akla ilk olarak Muharrem orucu gelir. ‘’On iki imam orucu’’ olarak da adlandıran Anadolu Alevi geleneğine göre Muharrem orucu, Muharrem ayının ilk on ya da on iki gününde tutulur. Bu zaman diliminde tıraş olunmaması, cinsel ilişkiye girilmemesi, suyla temasta bulunulmaması ve eğlenceden uzak durulması gibi ritüeller yaygındır. On iki imamın dördüncüsü olan İmam Zeynel Abidin’in kurtuluşu için tutulacak oruçlar ile Kerbela’da Hz. Hüseyin ile diğer şehitlerin yasının tutulması da Muharrem orucunu şekillendirir; çünkü Anadolu’daki Aleviler için Muharrem ayı Kerbela’da yaşanan felaketlerle beraber anılır ve yaşanır. On – on iki günlük oruç zamanı da bir yas dönemi olarak yaşanır.
6. Muharrem ayı ve orucunun zamanı
Muharrem ayının da içinde bulunduğu Hicri takvim, Ay’ın Dünya ile ilişkisel dönüşlerine göre hesaplanarak ortaya çıkan bir takvim sistemidir. Hicri takvimin 1 yılı; 12 aydan ve 355 ya da 354 günden meydana gelir. Miladi takvimde ise yine 12 ay olmakla beraber 365 gün bulunur. Aradaki 10 – 11 günlük zaman farkı nedeniyle Muharrem ayı, her yıl bir önceki Muharrem ayına göre 10 – 11 gün önceden gelir. 2016’da 2 Ekim’e, 2017 senesinde 21 Eylül’e denk gelen Muharrem ayının bu yıl 11 Eylül 2018 tarihiyle beraber başlaması da bundan kaynaklanır. Ayrıca Hicri takvimin son ayı olan Zilhicce ayının 10. günü Kurban Bayramı başlar ve 20 gün sonra Muharrem orucu için niyet edilir.
7. Muharrem orucunun tutulması
Bir gece önceden niyet edilerek orucun ön programı başlamış olur. Niyet edildikten sonra ise gün doğumu ile gün batımı arasında yiyecek ve içecek tüketilmez. Gün batımıyla beraber iftar yapılır. Bununla beraber su içmeme, cinsel ilişkide bulunmama, eğlenmeme ve günleri matem havasında geçirme gibi özellikle Anadolu Aleviliğinde görülen uygulamalar da vardır. Su tüketmemenin nedeniyse Kerbela şehitlerinin çektikleri susuzluğu ve zorluğu anlamaktır.
8. Aşure Günü
Aşure, kelime olarak Arapçada ‘’10’’ anlamına gelen ‘’Aşara’’ kelimesinden türemiş bir sözcüktür. Onuncu gün, anlamına gelir. Yani Muharrem ayının onuncu günüyle beraber aşure günü de başlamış olur. Bu yıl 11 Eylül 2018 ile başlayan Muharrem ayında aşure günü 20 Eylül 2018 olacaktır. Tarihsel olaraksa birden fazla hikâyeye dayandırılır. İlk olarak Hz. Muhammedi’in torunu Hz. Hüseyin ve beraberindeki kişilerin Kerbela’da Yezid’in ordusunca katledilmesi gelir. Hz. Âdem’in ettiği tövbenin kabul olduğu gün, Hz. İbrahim’in ateşten kurtulduğu gün, Hz. Yunus’un balığın karnından kurtulduğu gün gibi farklı dini dayanakları da vardır. Kutsal kitaplarda aşureyle ilgili bir şey söylenmemesine rağmen Aşure Günü, dayandırıldığı tüm bu dini hikâyelerden dolayı İslam dünyasında önemli bir yere sahiptir. Günümüzde de artık gelenekselleşen bir hal almış ve aşuresini etrafıyla paylaşan insanlar sayesinde komşuluk ilişkilerine de fayda sağlamıştır. Ayrıca Araplar da Cahiliye Devri’nde dahi Aşure Günü’ne önem vermiştir.
9. Aşure yapımı
Muharrem orucunun bitimiyle beraber Aşure Günü gelir. Aşure tatlı bir çorba kıvamındadır. İnanışa göre Hz. Nuh’un Büyük Tufan sonrası elinde arta kalan malzemelerle yaptığı gıda da budur. Aşurede et bulunmaz. Buğday, fasulye, nohut, fındık, ceviz, kuru üzüm, kuru incir, kuru kaysı gibi gıdalar aşurenin temel malzemeleridir. Bu gıdalardan toplamda 12 farklı ürün harmanlanır ve şeker ilave edilerek aşure yapılır. Belirtmek gerekir ki Aşure Günü’ne özel yapılan aşurenin tarifinde de dini sırlar bulunur: Aşurenin tatlı olmasının nedeni özellikle Alevilere göre; Kerbela’da İmam Hüseyin’in oğlu Zeynel Abidin’in sağ kurtulmasıdır. Bu mutluluk verici bir gelişmedir. Günümüz dünyasında da Aşure Günü kapılar çalınır ve hazırlanmış aşureler komşulara dağıtılarak ikram safhası gerçekleştirilir. Bu da insan ilişkilerine fayda sağlayan bir alışveriş olarak gelenekteki yerini korur.
10. Muharrem ayında yapılması gerekenler
İslami inanışa göre; çok faziletli olan Muharrem ayında yapılması değerini kat be kat arttıran çeşitli ödevler bulunur. Akraba ziyaretlerinde bulunmak, sadaka vermek, insanlara selam vermek, çocukları sevindirmek, ilim öğrenmek genel hatlarıyla iyi bir Muharrem ayı ödev listesini oluşturur.