Mozaikle süsleme, 2.000 yılı aşkın bir süredir insanları kendine çekmeye devam eden büyüleyici bir sanat dalı. Küçük renkli cam parçaları veya kırık çanak çömlek parçaları birleşerek yapılan bu sanat, göze hoş gelen muhteşem bir estetik sunuyor. Mozaik hem uygulamasının kolaylığı hem de sunduğu sonsuz yaratıcı seçeneklerle insanları kendine bağımlı hale getiriyor. Öyle ki dünyanın dört bir yanında mozaiklerle süslenen evler bulunuyor.
Mozaik sanatına olan bu tutku bazen sıradan evlerin iç ve dış yüzeylerini tamamen dönüştürüyor. Bu listede dünyanın dört bir yanında mozaiklerle süslenen evleri araştırdık ve sizin için bir araya getirdik. Bu evlerin sakinleri; evlerini fayans, deniz kabuğu, cam, ayna ve neredeyse ellerine geçen her türlü parlak malzeme ile kaplamış. Hal böyle olunca evler; sürekli gelişen, yaşayan sanat eserleri haline gelirken, içinde karmaşık motifler ve çarpıcı desenler barındırıyor. İşte, muhteşem mozaiklerle süslenen evler…
1. Wyckoff Sokak Mozaiği
2001 yılında sanatçı Susan Gardner, New York’taki Boerum Hill semtindeki üç katlı evinin cephesine ufak tefek objeler yerleştirmeye başladı. Deniz kabukları, düğmeler, kırık bardaklar ve hatta eski CD’ler gibi malzemelerle evinin dışını süsleyen Gardner, zamanla tüm mahallede tanınır hale geldi. Başlangıçta bu projeyi “bir kutlama ifadesi” olarak başlattı ve komşularına danışmadan ilerledi. Ancak mozaik büyüdükçe, mahalle de bu projeye destek vermeye başladı ve Gardner’a yeni malzemeler bile getirdiler. Şimdi bu renkli mozaik, evin ikinci katına kadar uzanıyor ve sanatçı, evin önündeki demir çiti bile mozaikle kaplamaya başlamış durumda.
2. Picassiette Evi
Fransa’nın Chartres şehrinde bir mezarlık görevlisi olan Raymond Isidore, 1929 yılında ailesi için küçük bir arazi satın aldı. 1938 yılında bulduğu kırık çömlek parçaları, onu adeta büyüledi ve evini bu parçalarla kaplamaya başladı. 30 yıl sürecek bu tutkulu çalışma boyunca, Isidore 15 tondan fazla kırık tabak ve bardak topladı. Bu özverili çalışması ona “Picassiette” lakabını kazandırdı, bu da ‘tabak hırsızı’ anlamına gelir.
Isidore’un evinin her köşesi kırık seramik parçalarıyla doluydu; bu mozaikler arasında Hristiyan sembolleri, hayvan figürleri ve Kudüs gibi kutsal şehirlerin manzaraları da yer aldı. 1954 yılında Picasso, bu evi bizzat ziyaret ederek Isidore’un işine olan hayranlığını gösterdi. 1962 yılında evin her köşesi mozaikle kaplanmıştı ve Isidore, bu eseri tamamladığında hayatını kaybetti. Bugün bu ev, Fransız hükümeti tarafından koruma altına alınmış bir ulusal anıt ve halka açık bir müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.
3. Aynalı Ev
Kuveyt’te yer alan Aynalı Ev, tamamen ayna parçalarıyla kaplanmış beyaz tuğla bir binadır. Dış duvarları, yıldızlar, kelebekler, gezegenler ve hatta kaligrafi gibi figürlerle süslenmiş parlak aynalarla bezeli olan bu ev, dışarıdan bakıldığında dikkat çekici olsa da asıl büyüleyici olan iç mekanlarıdır. Evin içi, zeminlerden mobilyalara kadar her alanı farklı şekil ve renklerdeki aynalarla kaplanmıştır. Bu benzersiz çalışmanın arkasındaki isim ise, Kuveytli sanatçı Khalifa al-Qattan’ın İtalyan doğumlu eşi, Lidia al-Qattan’dır. Kocası bir sergi için yurt dışındayken başlayan bu proje, zamanla bir takıntıya dönüşmüş ve aynalı sanat eserleri tüm evi kaplamış.
Bu büyüleyici ev hala yaşanılan bir bina olmasına rağmen, sahipleri meraklı ziyaretçileri ağırlamaktan mutluluk duyuyor. Ayrıca, üst katlarda sanatçılara ait toplu eserlerin sergilendiği galeriler de ziyaret edilebilir. Bu tür evler, yalnızca sanatın değil, aynı zamanda insan ruhunun yaratıcılığına da tanıklık ediyor. Mozaiklerin canlı renkleri ve parlak desenleri, sade bir evi birer sanat harikasına dönüştürürken, bu evlerde yaşayanlar da eserleriyle hayatlarına estetik bir boyut katıyorlar.
4. La Maison à Vaisselle Cassée
Mozaiklerle süslenen evler listemize devam ediyoruz. Fransa’nın Louviers kasabasında, Robert Vasseur ve eşi, geleneksel ev dekorasyonuna alternatif bir yol seçerek evlerini deniz kabukları, kırık çömlek parçaları ve parlak çinilerle kaplamaya karar verdi. Bu sıra dışı fikir, 1952’de eski bir çimento lavaboyu mozaiklerle süsleyerek başladı. İlk adım olan bu lavabonun ardından, Vasseur’un sanatı önce evin iç kısımlarına, sonra bahçeye ve hatta köpek kulübesine kadar yayıldı. Evin tamamı, bu parlak ve renkli mozaiklerle kaplı hale geldi.
Vasseur, bu projesini genişletmek için bölgedeki çöpçülerle iş birliği yaptı. Onlardan topladıkları kırık çanak çömlekleri biriktirmelerini istedi ve onları temizledikten sonra mozaik çalışmalarında kullandı. Bu sayede tüm mülkü bu eşsiz sanat eseri haline getirdi.
İlginizi çekebilir:
Çingene Kızı’ndan Sulusaray’a: Türkiye’de Bulunan En Değerli 10 Mozaik
5. Escadaria Selarón
Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde, ünlü mozaik merdivenler Selarón’un adını taşır. Şilili ressam ve heykeltıraş Jorge Selarón, 1983 yılında bu kente yerleşti ve evinin önündeki harap basamakları yenilemeye başladı. Ancak bu basit onarım projesi, kısa sürede bir tutkuya dönüştü. 1990 yılında başladığı çalışmalarının sonunda, merdivenlerin tamamı mozaiklerle kaplandı. Proje, dünyanın dört bir yanından getirilen 2000’den fazla fayansla tam 250 basamağa yayıldı.
Bu mozaik merdivenler zamanla uluslararası üne kavuştu, National Geographic ve Time gibi dergilerde yer aldı. Selarón, genellikle kırmızı kıyafetleriyle ziyaretçilere hikayeler anlatırken görülürdü. Ancak ne yazık ki, 2013 yılında, 65 yaşındayken, gizemli bir şekilde bu merdivenlerin yakınında ölü bulundu. Fakat yarattığı bu renkli miras yaşamaya devam ediyor.
6. Cigar Band Evi
Hollanda’nın Volendam kasabasında yer alan Volendam Müzesi, hem tarihi dokuyu hem de sanatsal gösterişi bir araya getiriyor. Müzenin yanındaki “Cigar Band Evi” ise tam anlamıyla bir sanat eseri. 1947’de yerel bir sanatçı, puro bantlarını biriktirip bu küçük kasabanın günlük yaşamından esinlenen mozaikler yapmaya başladı. Bu projede 11 milyon puro bandı kullanıldı ve mozaikler arasında geleneksel kıyafetler içindeki insanlar, denizciler ve balıklar gibi sahneler yer aldı. Bu benzersiz eser, 1995 yılında müzede kalıcı olarak sergilenmeye başlandı. Mozaikler sadece duvarları değil, aynı zamanda odaların içindeki mobilyaları da süslemekte. Geleneksel Hollanda yaşamını sanatsal bir şekilde yansıtan bu eser, ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunuyor.
7. Vincent City
İtalya’nın Guagnano kasabasında bulunan Vincent City, tam anlamıyla çılgın bir sanatsal deneyim sunuyor. Ünlü ressam Vincent Brunetti’nin evi olan bu mekan, her köşesi çiniler ve geri dönüştürülmüş objelerle kaplanmış bir sanat eseri gibi. Brunetti, evini, iç dünyasının yansıması olarak dekore etmek istedi ve bunu yaparken yerel yetkililerle çatıştı. Ancak sonunda sanatına devam etmesine izin verildi ve bu rengarenk ev ortaya çıktı. Evin her tarafını kaplayan bu göz alıcı mozaikler, İtalyan sanatçı Orodè Deoro’nun beş yıllık titiz çalışmasının ürünü. Deoro’nun sanatı, evin her yüzeyinde kendini gösteriyor ve Vincent City, bir nevi onun şaheserlerinin sergilendiği bir müze haline gelmiş durumda. Ziyaretçiler, bu sıra dışı evi gezip, iki sanatçının hayatlarına ve eserlerine tanıklık edebiliyorlar.
8. Mavi Ev
Euclides da Costa, yeni bir başlangıç yapmak umuduyla Portekiz’den Fransa’ya göç etti. Ancak kaderin cilvesiyle, tüberküloza yakalanarak kısa sürede çalışamaz hale geldi. Hayatındaki bu boşluk, dünyayı şaşkına çevirecek bir sanat eserine dönüşecekti. Da Costa, Fransa’daki evinde “Le Maison Bleue” yani Mavi Ev’i inşa ederek kendi içsel yolculuğunu sanata dönüştürdü.
1957’de sadece 55 yaşındayken ciddi şekilde hastaydı. Dives-sur-Mer’e yerleşti ve burada içindeki yaratıcı enerjiyi sanatına aktarmaya başladı. Aslen bir duvar ustası olan da Costa, bu becerilerini kullanarak evinin etrafını mozaiklerle süslemeye başladı. Mavi Ev projesi, küçük bir alanla başladı ve tam 27 yıl boyunca genişledi. Kullanılmayan cam parçaları, çiniler ve fayansları geri dönüştürerek kendi dünyasını yarattı. Hatta bu sanatsal yolculukta, dini temalarla bezenmiş bir şapel inşa etti. Onun bu eseri, ölümünden sonra bir başyapıt olarak kabul edildi ve 1991 yılında tarihi anıtlar listesine alındı. 2011 yılında ise, Mavi Ev’in korunması için bir restorasyon projesi başlatıldı. Bugün, bu eser bir sanat mirası olarak yaşamaya devam ediyor.
İlginizi çekebilir:
İstanbul’un Gizli Hazinesi Büyük Saray Mozaikleri Müzesi Hakkında Bilmeniz Gerekenler
9. Luna Park
Ricky Boscarino’nun, 1989 yılında bir orman kulübesini bulmasıyla başlayan hikâye, Luna Parc olarak bilinen büyülü bir dünyaya dönüştü. Klimt, Gaudí ve Hundertwasser gibi ünlü sanatçılardan ilham alan Boscarino, bu evi bir mozaik cennetine çevirdi. Renkli bir rüyadan kopup New Jersey’nin sessiz bir köşesine yerleşmiş gibi duran bu ev, içeride ve dışarıda adeta bir sanat sergisi gibi.
Boscarino, evin her köşesini farklı bir dokunuşla süsledi. İç mekân, ev yapımı lambalar, şişe kapakları, minyatürler ve dini ikonlarla dolu. Sanatçı, yeni projeler için mavi camlar ve şişeler toplamaya devam ediyor. Ayrıca evinde dört panelli bir vitray çalışması yaparak yaşam yolculuğunu spermden iskelete kadar anlatan bir eser ortaya koydu. Luna Parc, yılda iki kez düzenlenen açık ev etkinlikleriyle ziyaretçilere kapılarını açıyor. Mozaiklerle süslenen evler arasında dikkat çeken Luna Parc’ı sanal tur ile de gezebilirsiniz.
10. Farnam Evi
Bazı evler, sahiplerinin yaratıcı ruhunu ve sanatsal vizyonunu taşır. Farnam Evi de tam olarak böyle bir yer. Aziz ve Louise Farnam, 14 yıl boyunca evlerini baştan sona mozaiklerle süsleyerek adeta bir sanat eseri yarattılar. Evin her köşesi, Güneş ışığında parıldayan aynalı fayanslarla kaplı. Sokakta bir Hollywood tabelasından çatıdaki bir tavuk figürüne kadar her detayda sanatla iç içe bir atmosfer var. Bu ev, kimi için garip, kimi için ise bir sanat şaheseri. 2013 yılında TLC’nin ilginç Kaliforniya evleri yarışmasını kazanan Farnam Evi, ulusal medyada geniş yer buldu.
11. Ganja Şişe Evi
Mozaiklerle süslenen evler listemizin sonuna geldik. Azerbaycan’ın Gence şehrinde yer alan Ganja Şişe Evi, koleksiyonculuk ve inşaat tutkusunun birleştiği eşsiz bir sanat eseri. Cam şişelerden inşa edilmiş olan bu ev, Güneş ışığını bir prizma gibi kırıp yansıtarak büyüleyici bir görsel şölen sunuyor. Evin duvarlarına yerleştirilmiş binlerce şişe, mozaiklerle birleşerek portreler, kelimeler ve sanat eserleri oluşturuyor. Ganja Şişe Evi, özel bir konut olduğu için ziyaret saatleri yok ve giriş ücreti alınmıyor. Ancak birçok ziyaretçi, bu eşsiz yapıyı görmek ve bu yaratıcı başarıya hayran kalmak için evin önünden geçiyor. Hem bir koleksiyon hem de bir sanat eseri olan bu ev, ziyaretçilere hediyelik eşyalar sunarak bakım maliyetlerini karşılıyor.
Kaynak: 1