İroni, parodi, hiciv, taşlama… Sıkı bir mizah için bunların bir ya da birkaçı gereklidir. Kimimiz offensive mizah denilen bol yergili, bol topa tutan mizahları severiz kimimiz de günlük hayatın içindeki ayrıntılarda saklı komiklikleri. İşte keyifle derlediğim 18 mizah kitabı!
1. Şimdiki Çocuklar Harika (Aziz Nesin)
Türk edebiyatında mizah, dediğimizde akla gelen en kuvvetli isimlerden biri tabii ki Aziz Nesin’dir. Çoğu zaman çarpık düzeni, toplumsal adaletsizlikleri mizahına konu yapmış olan Nesin yerli – yabancı pek çok mecrada bilinen, zekasına saygı duyulan bir isim. Şimdiki Çocuklar Harika eserinde çocukların gözlerinden büyüklerin nasıl göründükleri anlatılıyor. Klişeler topa tutuluyor, ‘’sen yapamazsın’’ denen çocuklar tabiri caizse bunun neden böyle olduğunu sorguluyorlar: ‘’Bu romanda, çocuklar ana babalarını, öğretmenlerini ve büyüklerini eleştiriyor. Bu roman, çocuk eğitiminde gerekli sanılan, günümüzde geçerli birtakım değer yargılarının yanlışlığını anlatıyor. Bu roman, çocukların büyüklerine karşı haklarını ve kendilerini savunmalarıdır.’’
2. Hey Garson! (Murat Sevinç)
Yirmili yaşlarındaki toy bir gencin Londra’da garsonluk yaptığı sırada başına gelen hikâyelerden oluşuyor. Eser toplumsal konuları da ele alması bakımından sosyal bir yergi içeriyor, diyebiliriz: ‘’Keçiörenli bir gurbetçi ile Tom Cruise’u, temizlik hastası Alman ev hanımı ile Robert Fisk’i, Türk kadın şarkıcı ile Anthony Hopkins’i buluşturuyor Hey Garson! Daha ilginci… gündelik insan ilişkileri içinde eşitlik, tahakküm, görgü, kültürel çatışmalar, sınıfsal farklar… gibi meseleleri açığa vuruyor. Anayasa hukuku alanında çalışan siyaset bilimci Murat Sevinç’in bugünden geçmişe bakarak anlattıkları çok samimi, eğlenceli ve ufuk açıcı.’’
3. Otostopçunun Galaksi Rehberi (Douglas Adams)
Bu türde çok fazla rekabet olmasa da Otostopçunun Galaksi Rehberi, şimdiye kadar yazılmış en komik bilimkurgu kitabıdır. Otostopçunun Galaksi Rehberi pek çok açıdan başlı başına bir edebi türdür aslında: çok akıllı bir şekilde muzip, göz kamaştırıcı şekilde ironik, aynı zamanda son derece dikkatlidir. Otostopçunun Galaksi Rehberi, Arthur Dent adında bir adamın ve uzaylı arkadaşı Ford Prefect, dünya üzeri güçlerin uzayda kestirme yol açmak için Dünya’yı yok edeceği bilgisini öğrenmelerinden sonra kendilerini Dünya’nın yok oluşundan kurtaracak uzay gemisine doğru galakside yola çıkmaları hakkındadır. Yol boyunca düşman uzay gemisinin bilgisayarıyla konuşma başlatarak ve böylece istemeden onu depresyona ve sonrasında da intihara sürükleyen ve hayatlarını kurtaran manik depresif bir robot da dahil olmak üzere çeşitli karakterlerle tanışırlar.
4. Sanki Sen Aynı Ben (Cem Güventürk)
Karikatür hayatına Penguen ile başlayıp daha sonra Uykusuz ve Kafa’da devam eden karikatüristin yeni kitabı. Bir şairin lirik naifliği ile mizahşörün kurnazlığını bir arada barındıran bir kalem. Onu diğer işlerinden bilenlerin severek okuyacağı bir eser. Sunay Akın, hakkında şöyle söylüyor: ‘’Cem Güventürk’ün eserlerini, sevdiğim bir şairin şiirleri gibi alıyorum elime. Şiir ve karikatür sanatçılarının sınır çizgisinde, semiolojik şiirde yürütüyor cambazlığını. Denge çubuğunun bir ucu ironi, öbür ucu lirizm… Düşmüyor asla, her kitabında bir düşe düşürüyor. Kendine özgü bir yol çizdi, üslubunu olgunlaştırmayı genç yaşında başardı. Cem Güventürk karikatürde dolaşan şiir ajanı!”
5. Seksten Öncesi (Hasan Kara)
Yoğun dünya ve ülke gündeminden sıyrılıp rahat bir espri dünyasının içine girmek isteyenler için ideal bir eser. Farklı hayatları, dönemleri, insan ilişkilerini ele aldığı bu kitabında Hasan Kara fevkalade bir tiye almayla karşımıza çıkıyor. ‘’Ha Metin Hara, Ha Hasan Kara!’’, ‘’80 Öncesi’’, ‘’Çüklü Abi’’, ‘’Şapa Oturmak’’ gibi pek çok farklı başlık ve konudaki anlatıları Seksten Öncesi kitabında işliyor: ‘’Şu adaletsiz dünyada sabahın köründe işçiler inşaatlarda, soğuk ve sevimsiz ortamda ‘kürek omza’ yapmakta iken kimileri de full ortopedik yataklarında sıcacık ortamda ‘bacak omza’ yapmaktadır! VIP (Very Important Papaz) BrunSONolsun, mahpusta kendisine ‘ejder meyveli smoothie’ yerine her gün ithal pirinç yedirildiği için ‘papaz her zaman pilav yemez!’ savını doğrulatmıştır! Ne yapsın? Birader konuşmayı geç öğrendi (5 yaşında), 29 harfin birçoğunu da yanlış söylüyordu, arkadaşım Şükrü’ye ‘’Çüklü Abi geldi!’’ diye söylemesi çok mu yani?’’
6. Madde 22 (Joseph Heller)
Joseph Heller’in savaş karşıtlığının en önemli örneği olan Madde 22, İkinci Dünya Savaşı sırasında İtalya’da geçen bir hikayeyi anlatmaktadır. Hiç tanımadığı binlerce insan onu öldürmeye çalıştığı için öfkelenen bir kahraman olan emsalsiz bombacı Yossarian’ın hikayesi Madde 22. Ama asıl sorunu düşman askerleri değil, askerlerin hizmetlerini tamamlamak için uçmaları gereken görevlerin sayısını sürekli artıran kendi ordusu Yossarian’ın problemi. Eğer Yossarian kendisine atanan tehlikeli görevlerden kendini maruz göstermek için herhangi bir girişimde bulunursa, komik derecede uğursuz bir bürokratik kural olan Madde 22’yi ihlal etmiş sayılacaktır. Peki nedir Madde 22? Eğer bir adam, tehlikeli savaş görevlerini isteyerek uçmaya devam ederse deli sayılır, ancak eğer görevden alınmak için resmi bir talepte bulunursa, aklı başında olduğu kanıtlanmış olduğundan kendisine atanan görevden alınamaz. Başarılı bir hicvin olması gerektiği gibi, duygusuz, kaba ve vahşice histerik bir eser Madde 22.
7. Ölmeden Önce Gülmeniz Gereken 1000 Karikatür (M. K. Perker)
Şahane ve bitmeyecek bir derleme. İçinde klasik insan ilişkilerini, çeşitli yazar ve meşhurları komikli halleriyle görebileceğiniz kitabın ipucu niteliğindeki tanıtım yazısı: ‘’Dünyaca ünlü çizerimiz M.K. Perker’in yıllardır Hürriyet gazetesinde yayımlanan karikatürleri içinden seçtiğimiz en komik ve orijinal 1000 karikatürü. Sait Faik’ten Darth Vader’a, taş devrinden modern çağın kadın-erkek ilişkilerine, gece yalnız televizyon seyretmekten, Starbucks’ta kuyrukta beklemeye, trafikte sıkışmaktan uzaya gitmeye kadar her tür gündelik hayat ve popüler kültür detayının karikatür marifetiyle tutulmuş bir şeceresi.’’
8. Donumdaki Para (Muzaffer İzgü)
Türkiye’nin en çok okunan gülmece eserlerinin başını çeken Muzaffer İzgü, Donumdaki Para ile bitmeyen mizahi bir eser bırakmıştır bize. Yazarına 1978 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’nü kazandıran eser ülkemizin değişmeyen yüzlerini, huyunu suyunu anlatıyor: ‘’ ‘Donumdaki Para’, Muzaffer İzgü’nün en sevilen yapıtlarından biridir. İzgü bu kitapla 1978 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’nü de almıştır. Gelgelelim, ‘Donumdaki Para’, 1980’den sonra zorunlu dinlenceye çekilmiştir. Çoğunlukla yazarların dinlenmek zorunda bırakıldıklarını bilen okurlarımız sık sık soruyorlardı bize: ‘Donumdaki Para’ niye ortalıkta yok, ne zaman dönecek diye… Kitabın sahibi gülmece ustası Muzaffer İzgü olursa, elbette kimi olup bitenler de onun yazdıklarına koşut olacak, bir ‘Komünist Leylek’ başına ne işler açacaktır! ‘Donumdaki Para’ 10 yıl dinlenirken, İzgü bir an bile boş durmadı. Çocuklar için olanlar dışında 24 kitabı daha yayımlandı. 1995 başında ise kitap sayısı 30’a ulaştı. Donumdaki Para’yı bekleyenlerle buluşturalım istedik. Kitaptaki öyküler de doğrusu dinlendikçe güzelleşip tam kıvamını bulmuş. ‘Komünist Leylek’in kulaklarını çınlatırken on yıl aradan sonra ‘Foto Torpil’in, öteki öykülerin güncelliğine şaşıp kalacak, güle güle okuyacaksınız.’’
9. Burun (Nikolay Gogol)
Gogol’un tuhaf, yıkıcı, sürekli çarpıtan kısa öykülerinin etkisi, 1800’lerin ortalarından beri Rus edebiyatında dolaşıyor. Onun başıboş, oyalayıcı tarzı, kendilerini giderek daha tuhaf durumlara hapsolmuş bulan kendini beğenmiş, dar görüşlü erkeklerin etrafında dünyalar inşa ediyor ve Burun belki Gogol’un eserlerinden en tuhaflarından birisidir. St. Peterburg’da bir berber bir somun ekmeği keser ve ekmeğin içinde bir burun bulur. Bu burun inbaşı olmamasına rağmen insanların kendisine Binbaşı demesini sağlayan Kovalyov adındaki bir adama aittir ve Kovalyov bir sabah burnu olmadan uyanır. Burnunun izini sürmek için yollara koyulur ama Kovalyov’un burnu çoktan bir özgür br birey gibi davranmaya başlamıştır. Kovalyov, burnunu yüzüne tekrar katılmaya ikna edebilecek midir? Gogol’un Burun hikayesi kulağa oldukça garip geliyor olabilir, çünkü son derece garip ve gerçekten komik bir anlatıma sahiptir.
10. Fırat 1 (Uğur Gürsoy)
Meşhur Türk karikatürist Uğur Gürsoy’un yarattığı müthiş karakterlerden Fırat’ın maceralarını konu alıyor. Fırat karikatürlerini hepimiz az ya da çok görmüşüzdür. İki ve üçüncüsü de olan serinin bu ilk kitabı bu sıralar çok satanlar arasında: ‘’Merhaba Fırat…. Hadi uyan yaramaz… …..Fırat…..Hişt….. Günaydın delikanlı, benden korkmana gerek yok. Dün gece beni kafanda sen yarattın, artık senin hayali arkadaşınım. Belli ki yalnızlıktan sıkılmış duygusal bir çocuksun arkadaşlığımız ikimizin küçük sırrı olacak anlaştık mı? Anlaştık. Anne demin adam gördüm. Oha! Hemen söyledi Ayı !… Nurten teyzene iniyorum ben, ortalığı dağıtma…’’
11. Sıdıka (Atilla Atalay)
Doksan kuşağı ve berisinin televizyonlarda gönlünü kazanmış Sıdıka karakteri, Atilla Atalay’ın yarattığı özgün ve yerli bir karakter olarak hepimize kendisini sevdirmeyi başardı. Gerek nostalji gerekse karakteri hala merak edenler için Atalay’ın Sıdıka’sı raflarda okuyucusunu bekliyor: “Tuhaftı… Sanki herkes ‘fabrıga’nın gizli bir işaretini taşıyordu… Orkestra, kimselerin duyamadığı tılsımlı bir fabrika sireni çalıyor; yaşamın vardiyasını değiştiriyordu… O an, ‘ağır sanayii’nin, olanca ağırlığı üstüme çöktü… Kendimi de fabrikanın bir ürünü gibi duyumsadım… Bir an için, ‘fabrıga’nın yaşamımızda hiç olmadığını düşündüm… Sonra, önce senin, ardından diğerlerinin gülümseyen ‘düğünlü’ yüzlerine baktım… Baktım ve ‘fabrıga’nın başka bir şey değil, biz olduğumuza karar verdim… Çocukluğumdan beri pek sevmediğim, o koca, dumanlı deve ait yüksek fırınların, niye Ayşe, Ülkü, Zeynep gibi insan isimleri taşıdığını çözdüm…”
12. İnci Gibi Dişler (Zadie Smith)
Modern İngiliz edebiyatında hakkında en çok yazılan kitaplardan biri olan İnci Gibi Dişler, Zadie Smith’in ırksal ve kültürel farklılıklarla parçalanmış bir dünyada kim olduklarını anlamaya çalışırken ailelerine isyan eden iki erkek çocuk hakkında oldukça iddialı bir kitaptır. İkinci Dünya Savaşı ile 1990’lar arasında gidip gelen, savaştan dostluğa, aileden aşka, ırksal kimlikten aidiyete ve çok daha fazlasını kapsayan İnci Gibi Dişler, bir kitabın hız treni versiyonu gibidir. Ancak uzun bir zaman dilimine yayılan hikayelerin iç içe geçtiği romanlarda olabileceklerin aksine, İnci Gibi Dişler de hikaye eşit derecede büyüleyici ve bir o kadar da komiktir.
13. Osmanlı’dan Karikatürler (Nihat Yalçın)
İlk Osmanlı mizah dergimizi bileniniz var mıdır? Teodor Kasap tarafından 1870’li yıllarda çıkarılan Diyojen dergisi, mazimizdeki ilk mizahî dergi olarak bilinir. Dahası da var tabii. Eski yıllardaki mizah anlayışımızı, karikatürlerimizi öğrenmek için, yapılan bu çalışma oldukça başarılı bir iş olmuş: ‘’Osmanlı Dönemi gazete ve dergilerinden, sizler için seçerek Latin harflerine çevirdiğimiz bu karikatürleri okurken eskilere doğru bir yolculuğa çıkacak, ninelerimizin ve dedelerimizin düşünce yapısını, yaptıkları derin esprilerde bulacaksınız…’’
14. Karikatürler 2 (Yiğit Özgür)
Ankara Hacettepe Grafik bölümü mezunu Yiğit Özgür’ü karikatür dünyasına inceden merakı olanlar dahi bilirler. Karikatürler 2, Karikatürler 3 bu yıl yeni basılan kitaplar olarak mizah kategorisinin önemli eserlerini oluşturuyor. Hem günlük ayrıntılarda saklı olan komik durumlar hem de yerilen sosyal hadiseleri Özgür’ün bu derlemelerinde bulabilirsiniz.
15. Her Şey Olur (Cem Dinlenmiş)
Çok zekice siyasî hicivler yapan Cem Dinlenmiş’in ‘’Her Şey Olur’’ köşesinde 2008 – 2018 aralığında çizdikleri var bu kitapta. Son on yıla dönüp bakmak açısından da gülmek açısından da verim alabileceğiniz başucu mizah kitaplarından biri bu gördüğünüz: ‘’Cem Dinlenmiş’in 2008-2018 arasında yayımlanan karikatürlerinden, hızla bayatlayan gündeme rağmen tekmili birden mizah.’’
16. Las Vegas’ta Korku ve Nefret (Hunter S. Thompson)
Hunter S. Thompson ve yakın arkadaşı Oscar Zeta Acosta’nın birlikte çıktıkları bir yolcuğuna dayanan Las Vegas’ta Korku ve Nefret: Amerikan Rüyasının Kalbine Vahşi Bir Yolculuk, ciltli, ciltsiz, CD, asitli flashback gibi farklı formatlarda ortaya çıkan ve yazarı da dahil olmak üzere hiç himsenin kitabın gerçekten ne olduğundan tam olarak emin olamadığı bir eser. Las Vegas’ta Korku ve Nefret için, insanı gülmekten yerlere yatıran içine uyuşturucu katılmış bir çöl macerasıdır diyebiliriz. Aynı zamanda, Amerikan pop kültürünün yıllıklarına şimdiye kadar yapılmış en tuhaf yolculuklardan biri olarak geçen uzun bir hafta sonu yolculuğunun hikayesidir Las Vegas’ta Korku ve Nefret.
Kitabın tanıtımından: “Thompson, Amerikan rüyasının karanlık yanını bulmak için avukatı ile birlikte Las Vegas’a gider. Los Angeles’tan çıkıp çöl boyunca tam gaz ilerlerken, böyle tehlikeli bir görevi gerçekleştirmenin tek bir yolu olduğunu anlarlar: Kafayı iyice bulmak. Muazzam bir uyuşturucu cephaneliğiyle silahlanan ikili, dünyanın bayağılık başkentinde manik ve gerçeküstü bir tura çıkar. Casino yöneticileri, polis memurları ve her çeşit Orta Amerikalı ile yaşanan tehlikeli ve kimyasallarla yüklü karşılaşmalarda sanrılı bir mizah ve kabuslara yaraşır bir dehşet hiç eksik olmaz.”
17. Memleketi Ben Kurtaracağım (Gülse Birsel)
Popüler mizah dalında işini layıkıyla yapan, televizyona koyduğu dizilerle de kendini sevdirmiş olan Gülse Birsel’in güncel meselelere el attığı kitabı. Özellikle ülkemizdeki kadın mizahçı algısı mı denir önyargısı mı denir bilemem ama bu alanda önemli bir kadın yazar olarak okunması gerekir: ‘’Ülkenin hali yüzünden kaybettiğiniz kahkahanızı geri verebilirim belki. Ümidim o. Bu kitapta, hem ülkeyi yönetmeye talip olduğum bazı siyasi yazılar, hem de politikayla hiiiç ilgisi olmayan makaleler bulacaksınız. Misal ilk bölümde otobiyografimi kaleme aldım. Henüz genç bir kız olduğum için 7 yazıda bitti. Gülecek bir şey yok, daha bir espri yapmadım! Kitapta ayrıca, diyetten antidepresanlara, astrolojiden sosyal medyayı nasıl kullanmanız gerektiğine, pek çok anekdot ve tavsiyem var. O bölüme bir kişisel gelişim kitabı muamelesi yapabilirsiniz. Yazıları dikkatle okuyup, benim yaptıklarımı asla yapmazsanız, kişisel olarak gelişeceğinize inanıyorum. Ama çok da fazla gelişmeyin. Madonna vücut geliştireyim dedi, kolları ne oldu gördünüz…’’
18. Apartıman Çocukları (Rıfat Ilgaz)
Listemizi bir büyük yerli mizahçıyla başlattığımız gibi öyle de bitirmek en güzeli. Hababam Sınıfı’nın yazarı Rıfat Ilgaz’ın insanın kendisini sorgulamasını sağlayacağı şahane bir yapıtı. Ilgaz üç önemli kavramı; şeref, namus ve vicdan gibi üç büyükleri üç ayrı apartman haline getiriyor eserinde: ‘’Rıfat Ilgaz’ın mizah romanı Apartıman Çocukları, yeni kapağı ve 24. baskısıyla yeniden yayımlandı. İstanbul’da biçimiyle ve planıyla birbirinin aynısı üç apartman: Şeref, Namus ve Vicdan apartmanları… Bu üç apartmanın tek sahibi Hacı Suduri Efendi…Memur Seyfi Saymaner’in kiralık bir ev aramasıyla ve baktığı birkaç evden sonra Namus Apartımanı’na ailesini yerleştirmesiyle başlıyor maceralar. Sonra mı? Doktoruyla, öğretmeniyle, kaptanıyla, tiyatrocusuyla ve kapıcısıyla birçok meslek grubundan renkli kişiliklere sahip apartman sakinlerinin kendi küçük dünyalarında başlarından geçen büyük olaylar… Bu üç apartmanın içinde yaşayan çocukların, büyüklere ders verecek dostlukları…’’