Minyatür sanatı, Osmanlı Devleti’nin dünya mirasına en büyük katkılarından biri. Tüm detayları incelikle işlenen bu sanat eserleri, göze olduğu kadar fikirlere de hitap ediyor; dev bir imparatorluğun tarihine adeta ışık tutuyor. Günümüzde yerini daha çok çağdaş resim sanatına bıraksa da, arşivlere değer katmaya devam eden minyatür sanatı hakkında bilinmeyenler:
1. Adını kırmızı renkten alır
İncelikle işlenmiş küçük ve renkli resimlerin genel adı olan minyatür kelimesi, Latince “miniare” fiilinden türemiş. Bu terimin Türkçe’deki karşılığı “kırmızı ile boyamak”. El yazması kitapların başlığı maden kırmızı ile renklendirildiğinden bu isim ortaya çıkmış. Minyatür sanatını Osmanlı kaynaklarında araştıranlar ise “tasvir” ve “nakış” sözcükleri ile karşılaşıyor.
2. Minyatür sanatının en belirgin özelliği, bu resimlerde detayların büyük özenle işlenmesi. Resimler tam bir perspektife sahip olmasa da en uzaktaki figürler bile en detaylı şekilde kağıda aktarılıyor.
3. Kağıt ve parşömenin yaldız ve boyalarla süslenmesiyle oluşan minyatürlerin tamamı küçük boyutlu ve ince işlenmiş desenlerden oluşuyor.
4. Minyatür sanatında resimler bir derinliğe sahip değil; kitabın sayfa oranına uygun bir teknik kullanılıyor.
5. Hikayedeki figürlerin hiçbiri birbirinin üzerini kapatmasa da mesafe farkını vurgulayan bir detay da yok; Avrupai perspektifteki gibi ışık ve gölgeler kullanılmıyor.
6. Minyatür sanatının en ilginç özelliklerinden biri diğeri de boyun kişinin önemine göre artması; dikkat çekilmek istenen karakterler en öne yerleştirilip uzun boyla vurgulanıyor.
7. Tarihin izinden…
Osmanlı dönemine ait eserlerde savaşlar, seferler, şenlikler gibi tüm tarihi ve sosyal olaylara yer verilmiş. Bu bakımdan minyatürler, dönemi araştırmak isteyen tarihçiler için eşsiz birer kaynak. Dönemin gelenek ve görenekleri, örf ve adetleri hatta giyim kuşamı tamamen gerçekçi detaylarla resimlere aktarılmış durumda.
8. Minyatür sanatında önce bir eskiz halinde çizilen resim ardından kağıt üzerine aktarılıyor ve parlatılmasında ise altın, is mürekkebi ve kök boya gibi güçlü maddeler kullanılıyor.
9. Osmanlı döneminden kalan eserlerin hala bütün parlaklığıyla sergileniyor olması dönemin ressamlarına hayranlık duymak için yeterli bir sebep.
10. Osmanlı’daki pek çok diğer hadise gibi, minyatürün devleşmesi de Kanuni devrine rastlıyor; bu döneme ait Süleymanname isminde bir eser mevcut.
11. Kanuni dönemine şehnamecilik adında yeni bir meslek ortaya çıkıyor ve şehnameciler tarihi olayları yazıyla kayıt altına alırken aynı zamanda minyatürleştiriyor.
12. Lale Devri’nde çiçeklerle bezenir
Tüm sanat dalları ile birlikte minyatüre de tatlı bir dokunuş getiren Lale Devri’ni de unutmak olmaz. Minyatürle ilgilenenlerin Lale Devri’ne ait, Levni mahlaslı resimleri incelemesi şart. Kadınların topuzunda, erkeklerin elinde ama mutlaka resmin bir yerlerinde çiçek figürlerinin olduğu bu resimler tek kelimeyle muhteşem.