Minimalizmin mimarlık ve dekorasyon alanına yansımış şekli, nesnelere anlam yüklemekten kaçınır ve onu bir kalıba sokmaktansa; sadeliği ve kullanılış amacının önemini esas alır. Kesinlikle az eşyayı değil, eşyanın fonksiyonunu ve rahatlığını arttırmayı hedefler. Bunun yanında göz yormayan ve rahat tasarımlar tercih edilir.
Eğer siz de böyle bir tarzdan yanaysanız; evinizin dekorasyonu konusunda dikkate almanız gereken bazı noktalar var. İşte minimalizmi hayatının her alanına taşımaktan yana olanların kulak vermesi gereken o öneriler.
1. Evinizin duvarları beyaz renk olmalı, büyük pencereleriniz olmalı ve eviniz mutlaka güneş ışığını iyi almalıdır.
Bu sebeple evinizin daha çok ışık alması ve ferah olması için, gerekli olmayan eşyalardan kurtuluyoruz.
“Dışarıya kapanmak esasen içeri açılmaktır. Huzur mu istiyorsun? Az eşya, az insan” F. Kafka
2. Mobilyaların renkleri genelde beyaz, gri, siyah olmalıdır. Metaryellerini ise som ağaç, cam, metal gibi süsten uzakta ve çok göze batmayan doğal maddelerden seçmelisiniz.
3. Yine sadelikten uzaklaşmamak kaydıyla, farklı renklerde eşyalar kullanıp evinize dikkat çekici bir hava katabilirsiniz.
4. Duvarlarınızı tablolarla süsleyebilirsiniz.
5. Ya da polaroid bir fotoğraf makinesi alıp anılarınızı duvarlarınızda sergileyebilirsiniz.
6. Küçük ağaçlar ve bitkilerle evinize taze bir hava getirebilirsiniz.
7. Süs eşyalarınızı, vitrinler yerine küçük raflarda sergileyebilirsiniz.
8. Giysilerinizi dolap yerine askılıkta sergileyebilirsiniz.
9. Eğer askılık için yeterince yeriniz yoksa, kapaksız dolap iskeletlerinden faydalanabilirsiniz.
10. Düz renklerden sıkılıyorsanız, siyah kara tahta boyası ile duvarlarınızı boyayıp üzerine, tebeşirle silinebilir; yaratıcı resimler çizebilir ya da notlar alabilirsiniz.
11. Market kasalarını vernikleyerek yatak olarak kullanabilirsiniz.
Unutmayın, minimalizmde karman çorman eşyaların ve anlam yüklenen nesnelerin yeri yoktur, karmaşıklığı reddederek sadeliği benimsemiş bir akımdır.