Mezopotamya, uygun iklim şartları ve verimli toprakları sayesinde insan uygarlığının başlangıcına ev sahipliği yapmıştır. Tarih, matematik, tekerlek, zaman kavramı, yelkenliler, yazı ve haritalar gibi dünyayı değiştiren pek çok kıymetli icat Mezopotamya’da bulunmuştur. Mezopotamya ayrıca, binlerce yıl boyunca çeşitli şehir ve bölgelerden gelen farklı yöneticiler tarafından yönetilmiştir. Sizler için Mezopotamya tarihi, Mezopotamya’da kurulan uygarlıklar ve Mezopotamya’da hangi medeniyetler var gibi konuları detaylı bir şekilde bu listede derledik. Gelin hep birlikte Mezopotamya tarihi ve uygarlıkları hakkında bilgiler edinelim.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Evlilik Yüzüğünden Modern Hukuka: Mezopotamya Hakkında 15 Şaşırtıcı Bilgi”
Mezopotamya nerede?
Mezopotamya tarihi ile bilinir ve medeniyetlerin beşiği olarak adlandırılır. Mezopotamya günümüzde Türkiye, Suriye, İran ve büyük bir çoğunluğu Irak sınırları içerisinde bulunan bölgedir. Modern adı Yunanca orta “mesos” ve nehir “potamos” kelimelerinden gelir ve kelimenin tam anlamıyla “iki nehir arasındaki ülke” anlamına gelir. Bu iki nehir Dicle ve Fırat’tır. Mezopotamya, tarımın ilk geliştiği yerlerden biri olmakla kalmayıp, aynı zamanda Mısır ve İndus Vadisi uygarlıklarının kavşağındaydı. Bu, onu yazı, teknoloji, dil, ticaret, din ve hukuk üzerinde kalıcı bir etki uyandıran dillerin ve kültürlerin merkezi haline getirdi.
Mezopotamya; Babil, Asur, Sümer, Elam ve Akad gibi büyük ve eski uygarlıkların doğup büyüdüğü yerdir. Bu medeniyetlerin zamanları, kurulması ve yıkılması biraz kafa karıştırıcı olabilir. Çünkü bu kültürler birkaç bin yıl boyunca birbirleriyle etkileşime girdi ve birbirlerini yönetti. Şimdi Mezopotamya tarihi ve uygarlıklarına bakalım.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Tarihin Başladığı Topraklar: Mezopotamya Nasıl Medeniyetin Beşiği Oldu?”
Mezopotamya medeniyeti
İnsanlar Mezopotamya’ya ilk olarak Paleolitik Çağ’da yerleşmişlerdir. MÖ 14.000 yılında, bölgede yaşayan insanlar dairesel evlerden oluşan küçük yerleşim yerlerinde hayatlarını sürdürüyorlardı. Bu evler, Dicle ve Fırat nehirlerine yakındı. Bu sayede, 5000 yıl sonra sulama teknikleri geliştirildi ve bu dairesel evler çiftçi topluluklarını oluşturdu. Tarımsal ilerleme, kendisinden önce Halaf kültürünü özümsemiş olan egemen Ubaid kültürünün eseriydi.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Mezopotamya’dan Hindistan’a: İnsanlık Tarihinde Ortaya Çıkan En Eski 6 Medeniyet”
Antik Mezopotamya tarihi
Dağınık ve birbirinden ayrı olan tarım toplulukları, Antik Mezopotamya’nın kuzeyinden başlayıp güneyine doğru gittiler. Bu topluluklar, Sümerler şehirleri oluşturana kadar binlerce yıl gelişmeye devam ettiler.
Uruk, bu şehirlerin ilkiydi ve tarihi MÖ 3200 yıllarına kadar uzanıyordu. Bu şehir, halk sanatına, devasa sütunlara ve tapınaklara ev sahipliği yapan, ticaret ve fetihten elde edilen zenginlikler üzerine inşa edilmiş kerpiç bir metropoldü. Uruk’un en kalabalık olduğu dönemde nüfus 50.000 idi.
Sümerler, çivi yazısını icat ettiler ve bu yazıyı ayrıntılı kayıt tutmak için kullandılar. MÖ 3000 yılı civarında Mezopotamya’da Sümerler hüküm sürüyordu. Sümer birkaç merkezi olmayan şehir devleti içeriyordu: Eridu, Kiş, Nippur, Lagash, Uruk ve Ur.
Birleşik Sümer uygarlığının ilk kralı Etana’dır. Ancak Etena’nın gerçekte yaşayıp yaşamadığı bilinmemektedir. Çünkü pek çok kral aynı zamanda Sümer mitolojisinde de yer almaktadır. Etana’yı takip eden kişi Uruk’un kralı Meskiaggasher oldu. MÖ 2750 civarında, Lugalbanda isimli bir savaşçı kontrolü ele geçirmeyi başardı.
Mezopotamya tarihi ve uygarlıkları
Mezopotamya tarihi oldukça geniş bir zamanı kapsar ve bu zaman içinde çeşitli medeniyetler doğmuş ve gelişmiştir. Bununla birlikte, bu medeniyetler dünyayı değiştiren birçok icat yapmıştır.
Sümerler
Sümer uygarlığının ilk olarak güney Mezopotamya’da MÖ 4000 civarında şekillendiğine inanılır, ki bu da onları bölgedeki ilk kentsel uygarlık yapar. Sümerler, MÖ 3000 civarında ilk yazı olan çivi yazısını bulmuşlardır. Çivi yazısı, kabaca 2000 yıl boyunca çevredeki halklar tarafından kendi dillerini yazmak için kullanıldı. Dünyanın ilk büyük edebiyat eserlerinden biri olan Gılgamış Destanı’nı da çivi yazısı ile yazılmıştır. Mezopotamyalılar yazıyı satışları ve alımları kaydetmek, birbirlerine mektup yazmak ve hikayeler anlatmak için kullandılar. Sümerler ayrıca, son derece önemli bir buluş olan tekerleği de icat ettiler. Bulunan en eski tekerlek Mezopotamya’da MÖ 3500 tarihine kadar uzanmaktadır.
Sümerler, Basra Körfezi’ne seyahat etmelerine ve kuzey Hindistan’daki Harappalılar gibi diğer erken uygarlıklarla ticaret yapmalarına olanak sağlayan gemiler inşa ettiler.
Sümer dini çok tanrılıydı ve bu tanrıların çoğu insan benzeri biçimler alıyordu. Çoğu şehrin merkezinde bulunan devasa zigguratların üzerine tanrıları için inşa ettiler.
Akadlar
MÖ 3000 civarında Sümerler, kuzey Mezopotamya’da Akadlar olarak bilinen ve adını Akkad şehir devletinden alan bir uygarlıkla önemli bir kültürel alışverişe sahipti. Akad dili, modern İbranice ve Arapça dilleriyle akrabadır. Bu dillere Sami dilleri denir.
MÖ 2334 civarında, Akkadlı Sargon iktidara geldi ve dünyanın ilk hanedan imparatorluğunu kurdu. Akad İmparatorluğu, Mezopotamya’da ve Levant’ta hüküm sürdü. Akad İmparatorluğu, kuruluşundan 180 yıl sonra, MÖ 2154’te çöktü.
Gutiler
Shar-Kali-Sharri, Akad İmparatorluğu’nun son kralıydı. Shar-Kali-Sharri MÖ 2193 tarihinde ölünce, Mezopotamya’da yaklaşık 100 yıl boyunca kontrolü ele geçirmek için gruplar birbirleriyle mücadele ettiler. Bu da bölgede düzensizliğe ve huzursuzluğa neden oldu. Bu gruplardan biri de Gutiler idi. Gutiler, Zagros dağlarında yaşayan barbarlar olarak biliniyorlardı. Gutiler imparatorlukta kayda değer bir gerilemeye neden oldular.
Asurlular
Asur, adını kuzey Mezopotamya’daki antik Asur şehrinden (Ashur olarak da bilinir) alır. Ashur aslen Akad İmparatorluğu sırasında Sargon ve onun soyundan gelenler tarafından yönetilen bir dizi Akadca konuşan şehir devletinden biriydi. Akad İmparatorluğu’nun çöküşünden sonraki birkaç yüz yıl içinde Asur büyük bir imparatorluk haline geldi. Akadca konuşan Asurlular, MÖ 21. yüzyılın sonlarından MÖ 7. yüzyılın sonlarına kadar Mezopotamya’da büyük bir baskınlık kurdular. İmparatorluk, MÖ 7. yüzyılın sonlarına doğru zirveye ulaştı. O zamanlar Asur İmparatorluğu’nun sınırları batıda Mısır ve Kıbrıs’a, doğuda İran’a kadar uzanıyordu.
Babiller
Babil, MÖ 1894’te kurulduktan sonra bir yüzyıl boyunca orta Mezopotamya’da küçük bir şehir devletiydi. MÖ 1792’den 1750’ye kadar Hammurabi’nin saltanatı ile işler değişti. Vergilendirme ile merkezi bir bürokrasi kuran verimli bir hükümdardı. Hammurabi, Babil’i yabancı yönetiminden kurtardı ve ardından tüm güney Mezopotamya’yı fethederek bölgeye istikrar ve Babil adını getirdi.
Babil’in Birinci Hanedanlığının en önemli eserlerinden biri, MÖ 1754’te , Sümer, Akkad ve Asur’un daha önceki yazılı yasalarını yansıtan ve onları geliştiren Hammurabi Yasası adı verilen bir yasalar derlemesiydi. Kanun, “göze göz, dişe diş” mantığını içeren ve sosyal statüye bağlı olarak kademeli cezalar içeren 282 yasadan oluşuyor. Örneğin, soylu bir sınıftan bir kişi köleleştirilmiş bir kişinin kolunu kırarsa, para cezası ödemek zorunda kalırken, soylu bir kişi başka bir soylu kişinin kolunu kırarsa, suç işleyen soylunun da kolu kırılırdı.
Hammurabi tarafından kurulan Babil İmparatorluğu, Babil’in MÖ 1531’de işgalciler tarafından yağmalanmasına kadar 260 yıl varlığını korudu. MÖ 626 ile MÖ 539 arasındaki dönemde Babil, Yeni Babil İmparatorluğu ile bölgede yeniden hakimiyet kurdu. Bu yeni imparatorluk MÖ 539’da Persler tarafından devrildi.
Kaynak: 1