Metro istasyonları genellikle fareler, çöpler, kalabalık, gürültü, basıklık ve yüksek nemle ilişkilendirilir, mimarlıkla değil. Ancak Dünya üzerinde mimari anlamda iç mekan güzelliği olarak göze çarpan metro istasyonları mevcut. Metro istasyonlarının gözden kaçan mimarisi ve dekorasyonu fotoğrafçı Chris Forsyth’in 2014’de akademik bir proje olarak başlattığı ”Montreal Metrosu” serisiyle başlayıp, Stockholm’den Şangay’a kadar dünyadaki pek çok metro istasyonunun sanat ve mimarisini belgelediği ve 2015’in En İyi Uluslararası Fotoğrafçı Ödülü’nü kazanmasını sağlayan devamı niteliğindeki kişisel araştırmasıyla dikkatleri çekti. Mimarların, duvarların yapısal bütünlüğü, hava dolaşımı, aşırı nem ve daha milyonlarca şeyi hesaba katarak yerin metrelerce altında ferah ve rahat mekanlar yaratmak için aştıkları zorlukları düşünürsek bu mimari çaba daha da etkileyici hale geliyor. İnsanların bir an önce çıkıp kurtulmak istedikleri stres dolu bir yer olmaktan ziyade; içinde olmaktan keyif ve mutluluk duyulan göz alıcı güzellikte tasarlanmış her biri birer sanat eserine dönüşen metro istasyonlarını derledik.
1. Toledo Metro İstasyonu-Napoli-İtalya
Seyrine doyum olmayan Toledo İstasyonu, ziyaretçilerin kendilerini suyun altında veya uzayın derinliklerinde hissetmeleri için tasarlanmış… Tüm yüzeyleri mavi ve beyaz renkte “Bisazza” mozaikleriyle kaplanmış olan istasyon yerin 50 metre altında. Restorasyon çalışmalarıyla günümüzdeki haline getirilmiş olan istasyonun görünümü, suyun üzerinde dağılan ışık huzmelerini andırıyor. Oscar Tusquets Blanca tarafından tasarlandı.
2. Napoli Üniversitesi İstasyonu-Napoli-İtalya
New Yorklu tasarımcı Karim Rashid tarafından 2008’de tasarlanan istasyonun dekorasyonu, dijital çağda çok kültürlü, yenilikçi, hareketli bir konsept içindeki bilgiyi ve iletişimi temsil ediyor. Napoli artık sadece İtalya’nın güneyindeki tarihi bir şehir değil; dünyanın geri kalanından ayrılamaz entelektüel bir cennettir, mesajı verilmek isteniyor.
3. Kievskaya İstasyonu-Moskova-Rusya
1914-18 yılları arasında Vladimir Shukhov ve İvan Rerberg tarafından tasarlanıp inşa edilen istasyon, 51 metre derinlikte. Platformlar 321 metre uzunluğunda 48 metre genişliğinde ve 30 metre yüksekliğinde kemerlerle süslenmiş. Zarif avizelerle cömertçe aydınlatılmış istasyon, mermer sütunları ve rengarenk mozaikleriyle Moskova’nın ihtişamını toprağın derinliklerine taşıyor.
4. Komsomolskaya İstasyonu-Moskova-Rusya
Hiçbir metro istasyonuna bu derece lüks nasip olmamıştır sanırız. Moskova’nın en işlek metro istasyonu. 1952’de hizmete girdi. Nazi Almanyası’nı yenen Stalin Rusyası’nın savaş sırasındaki ve sonrasındaki emeğine adanmış. Korint stili sekizgen sütunlar ve kubbelerle süslenmiş Barok tarzda inşa edilen istasyonun baş tasarımı Alexey Shchusev’e ait. Onun ölümüyle yarım kalan istasyonun tasarımı başka Rus mimarlar tarafından tamamlanmış. Rusya’nın özgürlüğünü ve bağımsızlığını geri kazanmasının hikaye edildiği mozaikler Pavel Korin’e ait.
5. Mayakovskaya İstasyonu-Moskova-Rusya
İlhamını Rus fütüristik şair Vladimir Mayakovski’den alan istasyon Alexey Dushkin tarafından tasarlanmış. 1938’de açılan istasyon, İkinci Dünya Savaşı öncesi Stalinistik mimarlık örneği olarak kabul edilir ve dünyanın en ünlü metro istasyonlarından biridir. Alexander Deyneka tarafından tasarlanan ve “Sovyetler Ülkesi’nde 24 Saat” adıyla bilinen her biri bir kubbenin içinde bulunan 34 adet tavan mozaiğiyle ünlü.
6. T-Centralen-Stockholm-İsveç
Üç farklı metro hattının buluştuğu bir merkez olan bu istasyon şehrin tam kalbinde bulunuyor. Tarih öncesi mağaralara benzemesi açısından prüzlü ve kabaca oyulmuş duvarlar Vera Nilsson, Per Olov Ultvedt, Siri Derkert tarafından tasarlanmış.
7. Kungsträdgården İstasyonu-Stockholm-İsveç
Metro istasyonunun adının anlamı “Kralın Bahçesi”. Şehirde yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen Roma sütunları, mermer levhalar ve taş heykeller ile mini arkeolojik buluntuların heykellerinin yer aldığı bu istasyon Ulrik Samuelson tarafından 1977’de tasarlandı.
8. Solna Centrum, Tekniska Högskolan ve Stadion İstasyonları-Stockholm-İsveç
“Dünyanın En Uzun Sanat Galerisi” ünvanına sahip 110 km uzunluğundaki Stockholm metrosunda 100 istasyon bulunuyor. Bunların 90’ından fazlası 150 farklı sanatçı tarafından her biri gerçeküstü ve benzersiz bir görünüme sahip olması bakımından heykeller, resimler, mozaikler, oyma ve kabartmalarla süslenmiş.
9. Tilework In Szent Gellért Square-Budapeşte-Macaristan
Budapeşte’nin koruyucu azizinin adını taşıyan istasyon, Eponymous meydanının altında bulunuyor. 2014’te açılan istasyonun mozaiklerle süslü iç dekorasyonu sanatçı Tamás Komoróczky tarafından tasarlandı.
10. Arts Et Métiers İstasyonu-Paris-Fransa
Adı “sanat ve ticaret” anlamına gelen istasyon Ulusal Sanat ve Ticaret Müzesi’nin durağı. Belçikalı sanatçı François Schuiten’ın Benoît Peeters’la birlikte 1994’te yeniden tasarladığı istasyon, Jules Verne’nin “Denizler Altında 20 bin Fersah” kitabından esinlenilerek “Nautilus” denizaltısının içini andıracak şekilde dizayn edildi.
11. Formosa Bulvarı İstasyonu-Kaohsiung-Tayvan
İstasyonun en göz alıcı yapısı “Işık Kubbesi” adı verilen tümüyle camdan yapılmış sanatsal çalışma. İtalyan sanatçı Narcissus Quagliata tarafından tasarlanan cam yapı, insanlığın hikayesinin anlatıldığı 4500 cam panelden oluşur; 30 metrelik çapa sahiptir ve 2180 metrekarelik bir alanı kaplar.
12. City Hall İstasyonu-New York-ABD
New York Metrosu’nun güney terminalidir ve IRT Lexington Avenue Hattı’nın bir parçasıdır. Kiremitler, çatı pencereleri, renkli camlar ve pirinç avizelerle süslü istasyon Rafael Guastavino tarafından tasarlanarak 1904’te hizmete açılmış.
13. Olaias İstasyonu-Lizbon-Portekiz
Geometrik şekilli rengarenk karolarla kaplanmış Olaias İstasyonu 1998’de açıldı. Mimari tasarımı Tomás Taveira, sanatsal tasarımı ise Pedro Cabrita Reis, Graça Pereira Coutinho, Pedro Calapez ve Rui Sanchez tarafından yapıldı.
14. Champ-de-Mars İstasyonu-Montreal-Kanada
Tasarımını Marcelle Ferron’un yaptığı istasyonun asma katı geometrik şekilli vitray pencerelerle kaplı. İstasyon sanatçının en ünlü çalışması olarak kabul ediliyor.
15. Müze İstasyonu-Toronto-Kanada
1963’te açılan İstasyon Queen’s Park’ın altında bulunuyor ve Royal Ontario Müzesi’ne bağlı. 2008’de tamamlanan tasarımını Diamond ve Schmitt Architects yapmış. Müzede sergilenen eserlerden esinlenerek hazırlanan sütunlar, Parthenon, Çin’deki Yasak Şehir, Antik Mısır Tanrısı Osiris, Toltek savaşçıları, Antik Yunan’daki Dor sütunlarını temsil eder. Ayrıca duvarlarda hiyeroglif yazılar bulunur.
16. U-Bahn İstasyonları-Münih-Almanya
95 km’lik bir hat üzerinde 100 istasyonu bulunan bu hatı her yıl yaklaşık 375 milyon insan kullanıyor. Görseller yukarıdan aşağıya sırasıyla Georg-Brauchle, Candidplatz ve Westfriedhof istasyonlarına ait.
17. Expo MRT İstasyonu-Singapur
2001’de hizmete açılan istasyon, dünyaca ünlü mimar Sir Norman Foster tarafından uzay çağı mimarisi düşünülerek bir UFO şeklinde tasarlandı; tamamen titanyum, çelik ve camdan yapıldı.
BONUS: Bund Gezi Tüneli-Şangay-Çin
Teknik olarak burası bir metro istasyonu değil. Hungapu nehrinin altından geçen tünelin uzunluğu yaklaşık 648 metre. Bund ve Pudong Lujiazui’yi birbirine bağlıyor. Tamamen şeffaf olarak tasarlanmış vagonlar 360 derecelik bir görüntü sunuyor. Üç ila beş dakika süren yolculukta ses efektleriyle güçlendirilen ışık gösterisi sanatsal nitelikte.
Yararlanılan Kaynaklar: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21