Futbolda bazı isimler vardır gittiği takımın Pazar değerini artırır, bazıları ise o takımın reklam yüzü bile olur. Ama bazıları vardır ki o takım ile özdeşleşir hatta o takımın kendisi olur. Ölüm yıldönümünde andığımız büyük kaptan “Taçsız Kral” işte tam da böyle bir isimdi.
Modern endüstrinin kirlettiği bu güzel oyunun son kahramanlarından olan ve bugün bile ruhu ile bir takımı diri tutmayı başaran Metin Oktay’ı saygıyla ve özlemle anıyoruz…
Efsaneye giden yolda atılan ilk ter “damlası”
1936 yılının soğuk şubat ayında dünyaya gelen Oktay, daha doğar doğmaz ailede kahraman olmayı başarır. Çünkü Oktay çiftinin 8 kız çocuğundan sonra dünyaya gelen ilk erkek çocuğudur. Talihsiz ailenin 9 çocuğundan ilk 5’i daha çok küçükken yaşamını yitirmiştir. İlkokulu bitirdikten sonra Metin “Taçsız Kral” efsanesine giden yoldaki ilk adımını Damlacıkspor’un altyapısına yazılarak atacaktır.
Zirveye doğru
Daha ilk yıllarında dikkat çekmeyi başaran Oktay 1952 yılında Yün Mensucat takımına transfer olarak profesyonel anlamda futbol arenasına girişini yapmış olur. Bu dönemde Beşiktaş ile transfer görüşmesi yapılsa da bu görüşmeler olumsuz sonuçlanır ve Metin 1954 yılında İzmirspor’a geçer. Burada daha ilk yılı olmasına rağmen 18 maçta gösterdiği 17 gollük performans ile İzmir profesyonel liginin gol kralı olmayı başarır.
Taksiyle gelen efsane
İzmirspor ile gösterilen olağanüstü performans, o dönemin Galatasaray’ın teknik direktörlüğünü yapan Baba Gündüz Kılıç’ın gözünden kaçmaz ve sarı kırmızılı kulübe transferi gerçekleşir. Gündüz Kılıç’ın Galatasaray camiasına verdiği en büyük hediye olan Metin, imzaladığı kontrat sonrası bir taksi plakalı Chevrolet’in de sahibi olur.
Taçsız Kral’ın krallığı
Galatasaray’daki kariyeri de diğer takımlarda olduğu gibi hızlı başlayan Oktay daha ilk maçında gol ile buluşur. Oktay daha ilk senesinde taraftarın vazgeçilmezi haline gelir ve gol kralı olmayı başarır. Bu başarı 4 sene boyunca devam eder ve Oktay o zamana kadar görülmüş tüm rekorları alt üst ederek Türk futbol tarihinin en golcü ismi olur. Böylece “Taçsız Kral” efsanesi de futbol dünyasındaki yerini alır.
İlklerin takımından ilklerin adamına
Galatasaray’ın 26 Ağustos 1956 yılında oynadığı Dinamo Bucuresti maçı aynı zamanda Türk takımlarının Avrupa kupalarındaki ilk maçı olarak da tarihe geçer. Bu tarihi maçın ilk on birinde bulunan Metin, gol atarak Avrupa kupalarında gol atma başarısını gösteren ilk Türk oyuncusu olur. Galatasaray bu elemeleri kıl payı kaçırsa da bu olay Türk futbol tarihinde çok önemli bir yer tutmayı başarır.
Metin Oktay Geldi Ağları Deldi
Kaptanın en unutamadığı maç şüphesiz 1959 yılı Fenerbahçe – Galatasaray maçı olmuştur. Maç esnasında sürekli tekme yiyen Metin Kaptan bir anlığına da olsa kontrolünü kaybeder ve karşısındaki Fenerbahçeli oyuncuya kasti bir hareket yaparak yere düşürür. Bunu gören Yugoslav hakem ise Metin Oktay’ı kırmızı kart göstermeden dışarı atar. Ancak yaptığı hareketin hatasını yaşanan büyük tepkiden sonra anlayan hakem onu tekrar oyuna alır. Metin yaptığı hareketin pişmanlığı ile gözleri yaşlı bir şekilde Fenerbahçeli taraftarların yanına gider ve eğilerek özrünü ister. Bu olaydan 5 dakika sonra ise Kaleci Turgay’ın uzun degajını karşılar ve biraz ilerledikten sonra topa vurur ve bir anda statta bir sessizlik oluşur. Top dışardaydı ancak yanlış olan bir şey vardı. Çok geçmeden hakem golü verir. Meğerse top ağları delip geçmiştir…
Talihsiz çizme macerası
Türkiye’deki yükselişi dünya futbolunda da duyulmaya başlayan Oktay, 1961 yılında İtalya Serie A’nın yeni takımı Palermo’nun transfer teklifini kabul eder ve futbolculuk kariyerinde yepyeni bir sayfa açar. Ancak maalesef bu yeni açılan sayfa yaşanan talihsiz sakatlıklar yüzünden Metin için pek hayırlı geçmez. Talihsiz geçen sezon sonrası Oktay sessiz bir şekilde 2 yıllık kontrat imzalayarak yuvasına yani Galatasaray’a dönüş yapar.
Film yıldızı Oktay
Metin Oktay’ın sinemaya her zaman özel bir ilgisi olmuştur. Bu ilgi popülerleşmesi ile daha da alevlenmiş ve Metin kendini bir şekilde setlerin içinde bulmuştur. Oktay, Kısa film macerasına biri başrol olmak üzere iki Yeşilçam filmi sığdırır. 1959 yılında “Gönül Kimi Severse” filminde kısa bir rol kapan Oktay, 6 yıl sonra kendi hayatının anlatıldığı film olan Taçsız Kral filminde bu sefer başrol oyuncusu olarak kamera karşısına geçer. Filmin yönetmenliğini ise o yılların ustası Atıf Yılmaz üstlenmiştir.
Küllerinden doğan kaptan
Talihsiz geçen İtalya macerasından sonra Galatasaray’a dönen Oktay deyim yerindeyse küllerinden doğmuştur. Kariyerinin en verimli günlerini bu sezonda geçiren Kral 39 maçta tam 47 gol atarak tarihe adını altın harflerle kazır. Galatasaray ise o sezon hem Türkiye kupasında hem de ligde şampiyonluğa ulaşmayı başarır.
Unutulmaz Jübile
Galatasaray’daki kariyerinde sadece bir sezonu kaçıran Metin Oktay diğer oynadığı tüm sezonlarda gol kralı olmayı başardı. Kariyerini 1968 yılında noktalayan efsane kaptan jübilesini ise en büyük rakibi olarak nitelediği Fenerbahçe’ye karşı oynadığı maçta yaptı. Bu maçta Fenerbahçeli yöneticilerin isteğini kırmayan Metin diğer efsane oyuncu Can Bartu ile yer değiştirerek maçın 10 dakikasını Fenerbahçe forması ile oynadı.
Ya ben ya Galatasaray
Oktay 29 Ocak 1959 yılında İzmir’in en varlıklı ailelerinden gelen Oya Sarı ile evlendi. Eşi Oya, kocasının bulundukları şehir olan İzmir’de kalmasını istiyordu. Kayınpederinin de inisiyatifi ile o sene İzmirspor’dan o döneme göre rekor bir transfer teklifi gelir, hatta kayınpederi de futbolu bırakınca işlerin başına onu geçirmeyi bile teklif eder ancak Metin tüm teklifleri reddederek Galatasaray’da oynamayı seçer. Bunun üzerine eşi Oya hanım ise onu çok zor bir duruma sokarak Galatasaray ile kendisi arasında seçim yapmayı zorlar ancak Metin tereddüt etmeden “Galatasaray” der ve yeni evli çift boşanma kararı almak zorunda kalır.
Futbol aşkından mahpuslara düşmek
Futbol kariyeri zirvede olan kaptan 1960 yılının ocak ayında çıkan haber ile sarsılır. Zira Milliyet gazetesinde çıkan habere göre Metin askerlik sırasında bir suç işlemiş ve bu suçun en az 2.5 yıllık ceza süresi varmış. Ancak araya bazı büyük isimlerin girmesi ile bu suç ertelenmiş. Ne var ki kendisi bu erteleme tarihi gelmesine rağmen polise başvurmamış. Haber o dönemin gündemine bomba etkisi yaratır ve birkaç gün sonra da Kaptan tutuklanarak Toptaşı cezaevine götürülür. Cezası ise askerliği 6 gün eksik yapmasıdır ve o altı eksik gün de maça gitmek için aldığı gayrı resmi izinlerden kaynaklanmaktadır. Ancak Metin Oktay’ın şansına 45 gün sonra aftan yararlanarak kabus gibi geçen günlerinden kurtulur.
Teknik Patronluk Günleri
Metin Oktay, futbolculuk kariyeri sonrası futboldan kopamayanlardandı. Kendisi futbolu bıraktıktan bir sene sonra Yugoslav çalıştırıcı Tomislav Kaloperoviç’in yanında yardımcı teknik direktör olarak futbol hayatına devam etti. Ancak Türk futbolunun kanayan yarası teknik patron sabırsızlığı nedeniyle bu görevi anca bir sezon sürdü. Kaloperoviç’in takımdan ayrılmasıyla birlikte Metin Oktay da görevinden alındı. Yugoslav çalıştırıcı daha sonra Bursaspor’a transfer oldu ve yine kendisini yardımcısı olarak göreve aldı ancak yine buradaki macera da çok uzun sürmedi. Bir Giresunspor mağlubiyeti sonrası istifa eden Kaloperoviç’in yerine getirilen Oktay yine bir Giresunspor mağlubiyeti sonrası yönetime istifasını sunarak teknik patronluk sayfasını kapattı ve hayatına futbol yazarı ve yorumcusu olarak devam etti.
Aniden gelen veda
1991 yılı bir Galatasaray galibiyeti sonrası Oktay bir grup Galatasaraylı arkadaşıyla Galatasaray adasına galibiyeti kutlamaya gitmişti. Aralarında Galatasaray’ın eski efsanelerinden Turgay Şeren de bulunuyordu. Metin bir süre sonra ayrılmak için izin istedi fakat arkadaşları oradan başka bir gazinoya onlarla gitmesi için ısrar etti. Kaptan kesin kararlılıkta ayrılmayı seçmişti ve o gece birkaç saat sonra o acı haber geldi. Türk futbol tarihine adını altın harflerle kazıyan efsane kaptan Metin Oktay geçirdiği trafik kazası sonucu hayata veda etmişti.
Ruhuyla var olan efsane
Ölümünün üzerinden yıllar geçse de Metin Oktay Galatasaraylıların bir türlü unutamadığı ve unutmak istemediği en büyük efsanelerinden biri olmuştu. Ölümünden kısa bir süre sonra Florya’daki Galatasaray tesisleri onun adını alarak kaptanlarına olan saygıyı göstermiştir. Ancak Galatasaray takımını biraz olsun tanıyan biri Metin Oktay efsanesinin tesislere sığmayacak kadar büyük olduğunu bilir. Nitekim Galatasaray en kötü dönemlerine bile zafere ulaşmayı başarıyorsa, bu sahada Metin Oktay ruhu ile verilen mücadeleler sayesindendir.