Bazı meslek grupları var ki, gün içinde bile mutlaka ihtiyaç duyuyoruz o meslekten insanlara. Başka bir açıklaması olamaz çünkü bu meslek erbaplarını gördüğümüz yerde saatlerce darlamamızın. Evde, sokakta, aile toplantılarında; nerde çıkarlarsa çıksınlar karşımıza, art arda sıralıyoruz soruları. En çok da aile içinde mağdur oluyor bu zavallı insanlar. Bir ailede bir doktor varsa, sadece hastanede çalışmak gibi bir durum söz konusu değil ne yazık ki onun için. Eve iş getirmeye mecbur, çünkü yedi kuşak öteden akrabaların hastalıklarıyla bile o ilgilenmek durumunda.
İşte bazı meslek gruplarının -nereden bilsinlerdi ki böyle şeylerle uğraşacaklarını- ortamlarda sık sık maruz kaldığı sorular, çileler, dertler, kederler…
Aile toplantısında bulunan doktora… “Şuram çok ağrıyooo bi bakıversen?”
İngilizce öğretmenine… “Hadi bize biraz İngilizce konuş.”
Spor eğitmenine… “Yanlarımın erimesi için hangi hareketleri yapabilirim?”
Kuaföre… “Saçıma fön mü çeksek, sen güzel çekersin şimdi?”
Organizatör ve türevlerine… “Aaaa konser var ya haftasonu, bize bilet ayarlasanaaa?”
Avukata… “Ya ben öğrenim kredimi ödemedim de bi’şey olur mu?”
Ressama ya da resim okuyana… “Beni de çizsene… Ama zayıf çiz.”
Fotoğrafçıya… “Knk bana bi profil fotosu yaparız di mi?”
Matematikçiye… “Bizim çocuğun ödevine yardım edebilcen mi iki dakika ya?”
Tiyatrocuya… “Aaaa hangi ünlülerle tanıştın? “
Mimara… “Bizim de bi’ arsamız var ama ne diyorsun, değerlenir mi buralar?”
Psikoloğa… “Benim bazen yüreğim sıkışıyor akşamları, neden olur ki o?”
Yazık sizeeeeeeeeeeeğ… 🙁