Amerika’da uzun yıllar geçirdikten sonra Türkiye’ye dönünce iyi bildiğim ve çok sevdiğim bir konu olan Meisner Tekniği konusunda ders vermek istedim. Ancak gelin görün ki, Amerika’da çok yaygın olarak eğitimi verilen ‘Meisner Tekniği’, Türkiye’de hemen hemen hiç bilinmiyordu.
Meisner Tekniği’nin bir oyunculuk tekniği olduğuna hakim olanların çoğu, bir çok tekniği bir arada öğrenirken arada ismini duymuş ancak ismen aşinalığa sahip kişilerdi. Daha küçük bir grup ise ya yurt dışına sınırlı zaman ve imkan dahilinde Meisner Eğitimi almaya gitmiş oyunculardan, ya da yurtdışından Türkiye’ye gelmiş yabancı (ve Türk) hocalardan kısa süreli atölye eğitimi alanlardan oluşuyordu ve bir elin parmaklarını geçmiyordu.
Şu anda bildiğim kadarı ile Meisner Tekniği eğitimini düzenli ve detaylı olarak sadece iki yer veriyor. Biri gerçekten iyi işler çıkaran Craft, biri de benim eğitim verdiğim Çimdik Kumpanya. Eğer yanılıyorsam bu işe emek veren sanatçılar benimle temasa geçip bilgilendirirse, buraya seve seve onların da ismini eklemek isterim. Hem tanışmış oluruz hem de okuyucularımızı bilgilendirmiş oluruz.
Zaten Sanford Meisner her ne kadar oyunculuk tekniği konusunda en onemli bir iki isimden olsa da, genel olarak teknik konusu kafaları karıştıran bir soru. Türkiye’de eğitim vermeye başladıktan sonra sürekli olarak teknik eğitimi almamış arkadaşlarda gerçekten gerek olup olmadığı ile ilgili sorular alıyorum. Özellikle de başlangıç aşamasında, hem de henüz diksiyon, hareket gibi ses ve vücut ile ilgili temel bazı oyunculuk gereçlerini öğrenmeden tekniğe eğilmek kafa karıştırıyor.
Oysa oyunculuk tekniği öğrenmek yapacağınız inşaatın mimari planını hazırlamak gibi… O mimari plan olmadan, hem de iyi olmadan, yerleri granit döşeseniz, muslukları altınla kaplasanız ne kadar işe yarar ki? İyi oyunculuğun ön şartı inandırıcılıktır, İstanbul Türkçesi değil.
Bu arada hareket, diksiyon ve artikülasyon önemli ve öğrenilmesinde büyük fayda olan yetkinlikler; ve bu eğitimleri alabileceğiniz çok iyi hocalar var. Mutlaka değerlendirin. Önemliler. Ancak bir oyuncunun iç dünyasını yani duygusal merkezini görmezden gelecek kadar önemli değil. Duygusal bir merkezi olmayan oyuncu, insanın mukavvadan yapılmış bir maketinden çok da farklı değildir.
Hem kafa karışıklıklarını gidermek; hem de yeni başlayacak veya başlamış oyunculara yardımcı olabilmek için aşağıda Oyunculuk eğitimine başlarken neden Meisner Tekniği ile başlamaları gerektiğini anlattım.
1. Duyusal farkındalık
Özgün sesiniz ve sizi harekete geçiren dürtülerle temasta olmanızı sağlar.
2. Duygusal seziler
İçimizde çok büyük bir güç saklıyoruz… Duygularımızdan kaynaklanan seziler. Bu, gücü daha iyi kullanabilmenin yollarını gösterir. Meisner Tekniği, belki de psikojik açıdan en gelişmiş teknik olarak, duygusal sezilerle ilgili bir çalışma alanı. Bir hikaye anlatıcısı için çok önemli bir alan.
3. Empati
Bir başkasının duygularını anlayabilme, duygudaşlık kurabilme; cazip hikaye anlatıcılığı için olmazsa olmaz yetkinliklerden.
4. Duygusal zeka
IQ mu, EQ mu sorusunu çok duydunuz,yani zihinsel zeka ve duygusal zeka karşılaştırması. Duygusal zekanızı çalıştırmanın en iyi yollarından birisi de bu tekniği çalışmak, ve bir aktör için belki de en kıymetli hazine.
5. Partnerlerinize güven
Yaptığınız alıştırmalar sayesinde etrafınızdaki sanatçı topluluğuna güveniniz artar. Onların güçlü ve zayıf yanlarını öğrenerek; kolay kolay yerine başka bir şeyin konulamayacağı bir bağ kurarsınız.
6. Duygusal atletizm
Duygusal kulvarlarda koşan bir atlet gibi hızlı ve istikrarlı çalışmanızı sağlar. Özgüveniniz ve istikrarınız artacak, oyunlarda ya da kamera önünde beslenmeniz gereken duygulara sürekli olarak ulaşabileceksiniz.
7. Anda olmak ve anda kalmak
İster oyunculuk, ister yazarlık, ister yönetmenlik olsun; hızlı karar vermeniz gereken hangi işi yaparsanız yapın anda kalmak hayati öneme sahip.
8. Bakış açısı
O rolü size sadece, hayallerindeki karaktere benzediğiniz için vermediler. O zaman yaptığınız iş sanat olmazdı. Sizin bakış açınız, yaklaşımız sizi farklı kılan şey. Bu bakış açısını kısa ve net bir duygusal ifade ile aktarabilmek birçok aktörün ulaşamadığı ama sizin bu teknikle sahip olmayı başarabileceğiniz önemli bir başarı.
9. Sanatsal disiplin
Sanat üzerine konuşmak yerine, sanatsal üretimi gerçekleştirmek için disiplin oluşturur.
10. Parçası olduğunuz grup
Dünyaca ünlü büyük oyuncuların arasında bulunduğu geniş bir oyunculuk kültürünün parçası olursunuz.
11. Sağlamlık
Uğraşınız için, hem bütünlük hem dürüstlük hem de denenmişlikle taçlandırılmış ve gurur duyabileceğiniz bir sağlamlık oluşturursunuz.
12. Enstrümanınızı doğru kullanmak
Meisner Tekniği bir oyuncunun enstrümanını yani kendisini bilim ve sanat aracılığı ile doğru kullanmasını sağlar. Üstelik diğer enstrümanlarda doğru kullanılıp kendi doğru seslerini çıkardıklarında ve kolektif bir harmoni sağlandığında ortaya çıkan eser paha biçilmez olur. Duygusal merkezinizle temasta olmak ve bunu farklı şartlar altında (yakın plan çekimde, sahnede, güldürü oynarken, fincana kahve koyarken) ifade edebilmek çok önemli.
BONUS: Takım oluşturmak
Meisner Tekniği, disiplin gerektiren ve oyunculuğa toplumsallık (komünite) anlayışı getiren bir teknik. Belki de en çok unutulan tarafı bu. Etrafınızda güvenebileceğiniz bir grup sanatçının olması harika bir duygu. Evet, oyunculuğun iş kısmı rekabetçi ve acımasız ama sanat kısmı ortak çalışmaya dayalı. Alıştırmalarınızı yapmak için bir disiplin yarattığınızda ve bunu yaparken yanınızda başkaları olduğunda, hem kendinizi geliştiriyor hem de etrafınızda bir takım oluşturuyor olacaksınız.
BONUS 2: Farklı ve esnek olmak
Çekici olmak bir yere kadar. Yetenekli olmak biraz daha mesafe kazandırır. Eğitim bir miktar daha sonuca yaklaştırır. Ama farklı ve esnek olmanız lazım ki o bitiş çizgisini siz geçebilin. Kendinizi, kendi duygularınız ve özgün sesinizle karşınızdaki partnerin tavırlarından yola çıkarak ifade edebilme yetkinliğini edindiğinizde hem farklı hem de esnek olmayı öğrenmiş olacaksınız.