1900’lü yılların başlarında dünyanın büyük bir bölümünde açlık, sefalet ve hastalıklar cirit atıyordu. Böyle bir zamanda dünyaya geldi Markos Vafiadis. Aslen Erzurum’lu bir Rum. Yani bu topraklardan. Siyasi hayatı komünizmle yoğrulmuş bu adamın zorlu hayatı mübadele yıllarına dayanıyor ve esas gidişat buradan sonra değişiyor. Çalkantılı ve mücadelelere sahne olan hayatıyla İkinci Dünya Savaşı’nın gizli kahramanlarından Markos Vafiadis’in hayatından detaylar listemizde yer alıyor.
1906 yılında Erzurum’da doğan Vafiadis, hayatı boyunca farklı yerlere savrulmuş aslen Rum kökenli bir Türkiye vatandaşı.
İçinde bulunduğu yoksulluk ve zor şartlardan dolayı çocuk yaşta anne ve babasını 3 yıl arayla kaybetti.
Çocukluğunu tütün işçisi olarak geçirdi, hayata tutunmak onun için zor bir görevdi o yıllarda.
Mübadele yıllarında diğer çoğu Rum vatandaşı gibi Yunanistan’a yerleşmiş Vafiadis, aynı zamanda Yunanistan’daki komünist yapılanmada aktif kişilerden biriydi.
1930’lu yıllarda ülkesini diktatörlükle yöneten Ioannis Metaxas’ın başta olması, aynı zamanda komünist fikirlere sahip Yunanlar için bir kabusun başlangıcıydı.
İçinde bulunduğu komünist faaliyetlerden ötürü Vafiadis Yunanistan’ın Limnos adasının güneyindeki küçük bir adaya sürgün edildi.
Sürgündeki günleri ayı doldurmadan kaçmayı başaran Vafiadis, tekrar partisinin Girit’teki yeraltı örgütüne katıldı.
Diktatör yönetiminin tekrar kaçak durumda olan komünistleri ele geçirmesi sonucu Girit’in yakınlarındaki minik Gavdos adasında ikinci sürgün hayatını yaşadı.
Vafiadis sürgündeyken ülkesi Yunanistan, her toprağa saldırıp yağmalayan Nazi işgaliyle karşı karşıya kaldı.
İşgalin ilk zamanlarında Nazi askerleri cezaevlerinin kapısını açarak mahkumları serbest bıraktı.
Nazi askerlerinin bu hareketi, savaşın ilk yıllarında Naziler’in Sovyetler’le ters düşmek istemediğinden komünistleri serbest bıraktığı şeklinde yorumlanıyor.
Tam da bu zamanda özgürlüğüne kavuşan Vafiadis, ikinci kaçma girişimini kafasında tasarladığı zamanlarda bu planından vazgeçti.
Vafiadis özgür olmasına özgürdü fakat ülkesi esaret altındaydı. Bu sebeple Yunanistan Kurtuluş Örgütü’ne katılarak, örgütün Makedonya sorumlusu olarak Nazilerle savaştı.
Savaş sona erdiğinde emrindeki askerlerle birlikte Selanik’e döndü.
1946 yılında Edirne doğumlu, kendisi gibi Rum olan Yunanistan Komünist Partisi Genel Sekreteri Nikos Zachariadis ile parti içi görüş ayrılıkları yaşadı.
Vafiadis ile Zachariadis’in görüş ayrılığı yaşadığı konu şuydu; Zachariadis’in komünist halk ordusu kurarak savaşmayı önermesi, buna karşılık Vafiadis’in Yunan Hükümet güçlerinin çok güçlü olduğu, bu yüzden de en iyi seçeneğin gerilla savaşı vermek olduğunu düşünmesiydi.
Görüş ayrılığına rağmen Vafiadis, iç savaş sırasında Yunanistan Komünist Partisi tarafından kurulan hükumetin Başbakan ve Savaş Bakanı olarak atandı.
İç savaşın son demlerinde Yugoslavya’nın dağdaki gerillalara sınırları kapatmasından sonra işleri zorlaşan Vafiadis ve Zakhariadis’in arasındaki gerilim burada tekrar günyüzüne çıktı.
Zakhariadis’in Vafiadis’i partiden ihraç etmesi ve Sovyetler’e sürgüne gönderilmesiyle, mücadeleci devrimcinin hayatı farklı bir coğrafyada devam eder.
Vafiadis yıllar sonra sürgünde geçirdiği yıllar için; “Benim için katlanılması en zor olan şey, Yunanistanı Tito ve İngiliz ajanı olma suçlamalarıyla terk etme durumunda kalmamdı”
Yunanistan Komünist Partisi’nin iç savaşı kaybetmesi üzerine birçok komünist Sovyetler’e gitti fakat Vafiadis’in durumu diğerlerinden biraz farklıydı, çünkü partisinin Sovyetlerle ilişkisinden ötürü orada da sürgün edildi.
Hayatının 35 yılını Sovyetler’in kırsal Ural dağlarının eteğindeki bir köyde saatçilik yaparak geçirdi.
1983 yılına kadar sürgünde kaldıktan sonra ülkesine ancak dönebildi.
Döndükten sonra siyasete çok fazla katılım göstermede de, Panhelenik Sosyalist Hareket (PASOK)’ne destek vermekten de kaçınmadı.