Dünyaya yayılan markaların ürünleri, aynı segmentteki bir ürün akla geldiğinde direkt olarak o marka ile bağdaşıyor. Hatta bazen insanlar arasında ürünler yerine direkt olarak marka adı bile kullanılabiliyor. Peki bu markaların başarısının ardındaki sır ne? En çok ilgi gören markaların bazılarının yaratıcılığı ve sadeliği, onları anında tanınabilir bir hale getirdi. Vermek istedikleri mesajı doğrudan tüketiciye veren bu markalar, kısa sürede popüler hale geldi. Tüketicinin beklentisini karşılayıp, doğru anda piyasaya sürülen ürünler tüm dünyaya yayıldı. İşte dünyanın en bilinen 11 markanın isimlerinin ilginç hikayeleri…
1. Hazımsızlık içi üretilen; Pepsi
Diğer birçok gazlı içecek gibi, Pepsi de hazımsızlık için çare olarak satılmaya başladı. Eczacı Caleb Bradham; Pepsi’yi ilk olarak; şeker, karamel, su, limon yağı, kola fıstığı ve hindistan cevizi karışımı kullanarak eczanesinde hazırladı. İlk zamanlarda “Brad’in İçeceği” olarak satılan ürünün sloganı ise; “Heyecan verici, canlandırıcı, sindirime yardımcı oluyor”. şeklindeydi.
İçecek o kadar popüler oldu ki Bradham, adını daha çekici bir isimle değiştirmeye karar verdi. Bu nedenle, hazımsızlığın tıp literatüründeki adı olan dispepsi kelimesinden ve tarifin bir parçası olan kola fıstığından ilham alarak içeceğin adını; “Pepsi-Cola” olarak değiştirdi ve bu asırlık içecek sürekli büyüyen bir marka olmayı başardı.
2. Bir yazım hatasıyla dev haline gelen; Google
Dünyanın en büyük arama motoru Google, bir teknoloji devi olmayı başardı ve hatta İngilizce dilinde “ google ” fiilinin oluşturulmasına yol açan etkili bir marka haline geldi. Google’ın şu anda, dünyadaki en geniş veri merkezlerinden birine sahip olduğu inkar edilemez.
Şirketin kurucuları Larry Page ve Sergey Brin, Stanford Üniversitesi’ndeki ilk yıllarında bile, şirketlerinin potansiyelini zaten biliyorlardı. Bu yüzden şirketlerine, matematikteki en büyük sayılardan biri olan “Googol” ismini vermek istediler. Ancak Larry Page’in “googol” yerine “google” yazmasıyla şirketin ismi “Google” oldu ve şirket bu yanlışlık ile bugünkü potansiyeline ulaştı.
3. Fast food mucitlerinin buluşu; Mc Donalds
Girişimci Ray Kroc, zincirin genişlemesinin arkasındaki beyni oluşturuyor. Ancak orijinal isim “fast food” konseptinin mucitlerinin soyadlarından geliyor; Maurice ve Richard McDonald.
Maurice MacDonald ve Richard McDonald, 1940’tan önce başarılı bir restoran işletiyorlardı. Ancak II. Dünya Savaşı sona erdiğinde, insanların yiyeceklerini beklediği süreyi kısaltmak için yeni bir sistem denemeye karar verdiler. İlk McDonald’s 1948’de açıldı. Sadece birkaç seçenekten oluşan bir menüye sahipti. Ancak yiyecekler diğer restoranlara göre çok daha hızlı bir şekilde hazırlanıyor ve rekabetçi bir fiyata satılıyordu. Hızlı servisleri sayesinde elde ettikleri başarıyla, restoranın mimarisini de yeniden şekillendirdiler ve McDonald’ın logosu olan “altın kemer” olarak adlandırılan “M” harfinin prototipini geliştirdiler.
McDonald kardeşler, işlerinin yolunda gitmediği bir zamanda ise Ray Krocs ile tanıştılar ve onun finansmanı sayesinde restorana birçok milkshake makinesi aldılar. Restoranın işleri arttı, yaşanan artış karşısında ise Ray Krocs adeta şok oldu. Krocs, bu başarının ardından Amerika Birleşik Devletleri’nde franchise geliştirme fikrini ortaya koydu. Bunu geliştirdi ve 1960’larda markanın yüzde 100’ünü satın aldı.
4. Popülerliği spor dünyasında hızla yayılan; Gatorade
1965 yılında, Florida Üniversitesi’nin futbol takımı olan Florida Gators’ta oyuncuların performansları düşmeye başladı, oyuncular arasında birtakım hastalıklar baş gösteriyordu. Bunun üzerine ise takımın koçu, doktorlardan neyin yanlış gittiğini bulmalarını istedi.
Araştırma yapan doktorlar; oyuncuların maçtan ya da antrenmandan sonra, elektrolit ve karbonhidrat kaybettiklerini ancak onları geri kazanmadıklarını keşfetti. Bu yüzden ise oyuncuların bu ihtiyaçlarını karşılayan bir içecek geliştirdiler. İçeceğe “Gator-Aid” ismini verdiler. Ürün Gators takımı tarafından kullanıldı ve takımın başarılı olmasına katkıda bulundu, ardından ise ürünün popülerliği spor dünyasında büyük bir hızla yayıldı.
Ürün ticari olarak satılmaya başladığında ise ismi; “Gatorade” olarak değiştirildi. Ürünün, başarısı ise yıllar içinde arttı. Bugün marka parlak renkli içeceklerden çok daha büyük bir anlam taşıyor.
5. Fısıltıyla gelen başarı; Rolex
“Seçkin saatler” söyleminin kurucusu Hans Wilsdorf, yeni ürününe uygun bir isim vermek için her şeyi denedi. Wilsdorf, herhangi bir dilde kolayca telaffuz edilebilecek kısa bir şey arıyordu. Bulacağı isim aynı zamanda saatin yüzeyinde iyi görünmek zorundaydı. Alfabedeki tüm harfleri birbirleriyle kombinleyip, yüzlerce potansiyel isim bulduktan sonra hiçbirini yeterince beğenmedi. Ancak bir gün at arabasındayken aniden “Rolex” ismini buldu.
Wilsdorf ismin hikayesini şöyle anlatıyor; “Mümkün olan her şekilde alfabenin tüm harflerini birleştirmeyi denedim. Sonunda yüzlerce isim ortaya çıktı ancak hiçbiri kulağa doğru gelmiyordu. Londra’da bir sabah faytonun üst sırasında oturmuş Cheapside boyunca ilerlerken bir peri kulağıma ‘Rolex’ diye fısıldadı.”
6. İskandinav bilmecesi; IKEA
1943 yılında kurulan IKEA’nın kurucusu o dönem henüz 17 yaşındaydı. IKEA, İsveç yaratıcılıklarının referansı konumunda paketleme ve nakliyeyi kolaylaştıran demonte mobilyalarıyla dünya çapında, her türlü nesneyi satmaya başladı. Bununla birlikte, İsveççe anlamayanlar her zaman IKEA kelimesinin bu dilde ne anlama geldiğini merak etmişlerdir. Peki cevabın çok basit olduğunu söylesek? IKEA kelimesi; kurucusunun adının, soyadının, büyüdüğü yerin ve yaşadığı yerin ilk harflerinin bir birleşimi olan bir kısaltma; Ingvar Kamprad , büyüdüğü çiftlik; Elmtaryd ve bulunduğu İsveç’in güneyindeki kasaba; Agunnaryd.
7. Seçkin bir isim gerekirse; Häagen-Dazs
Häagen-Dazs özellikle Amerika’da çok yaygın olan bir dondurma markası. İsmi her ne kadar İskandinav havası verse de aslında durum böyle değil. Häagen-Dazs’ın yaratıcısı Reuben Mattus, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan bir Yahudi göçmendi ve ABD’ye Polonya’dan gelmişti. Eşiyle birlikte İskandinav gibi görünen bir isim yaratmak istediler ve Häagen-Dazs oluştu. Çiftin İskandinav gibi görünen bir isim yaratmaktaki amacı ise; II. Dünya Savaşı sırasında Yahudi halkını savunan tek ülke olan Danimarka’yı övmek istemeleri. Bu yüzden marka için Danimarka harfleri kullanıldı. Ayrıca dondurmaları çok başarılı olduğu için alışmamış bir isimle biraz daha egzotik bir hava katmak istediler. Çift, buldukları ismin ürüne daha seçkin bir profil vereceğinden emindi.
8. İsmini bir filmden alan; Zara
Zara’nın kurucusu Amancio Ortega, gittikçe büyüyen şirketine isim vermek istediğinde; aklına ilk olarak hayranı olduğu Anthony Quinn’in “Zorba” filmi geldi ve şirketini “Zorba” olarak adlandırmayı düşündü. Hatta A Coruña’daki dükkanına koyacağı afiş için çerçeveyi bile hazırlamıştı.
Bununla birlikte, 1975’teki açılıştan kısa bir süre önce, mağazasının tam olarak “Zorba” adlı bir bara oldukça yakın olduğunu fark etti. Birbirine yakın olan iki işletmenin aynı ismi taşıması müşteriler için kafa karıştırıcı olabilirdi. Bu nedenle Ortega, markasından “b” harfini kaldırıp bir “a” eklemeye karar verdi. Böylelikle dünyanın en tanınmış İspanyol markalarından biri doğmuş oldu.
9. Bir sürü denemenin ardından seçilen; Amazon
Amazon.com’un ilk günleri Jeff Bezos’un garajında 1994 yılında başladı. Ancak o dönem şirketin ismi Amazon değildi. Başlarda çevrimiçi bir kitapçı olarak tasarlanan şirketin adı “Cadabra” ydı. Bezos’un düşüncesine göre şirket büyülü bir isme sahipti Ancak markanın ilk avukatı Todd Tarbert, Bezos’un kelimesinin “kadavraya” çok benzediğini söyledi. Şirket için başka bir isim seçmenin vakti gelmişti. Bezos bu kez de “Relentless” (acımasız) ismini önerdi. Ancak nihayet Amazon ismi seçildi ve “dünyanın en büyük kitapçısı” dünyanın en uzun nehrinin adını taşıyacaktı; Amazon. Nitekim Amazon.zom zaman içerisinde bir kitapçı olmaktan çıktı ve büyüdü. Bugün ise dünyanın en değerli şirketlerinden biri.
10. İki devin birleşiminden doğan; Verizon
Verizon, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir telekomünikasyon devi. Şirketin ismi ise kaynağı için bir metafor. Şirket, 2000 yılında Bell Atlantic ve GTE arasındaki birleşmeyle ortaya çıktı. Aynı şekilde, şirketin ismi de iki kelimenin birleşiminden oluşuyor. Latince “gerçek” anlamına gelen “veritas” ile markanın geleceğe baktığını ifade eden “horizon” (ufuk) kelimeleri.
11. İngiliz edebiyatından dünyaya; Starbucks
Dünyaca ünlü kahve zincirinin tarihi denizle yakından ilişkili. Starbucks’ın ilk mağazası Seattle’da bir liman kentinde açıldı ve logoda 2 kuyruklu bir denizkızı vardı.
Starbucks’ın kurucuları akademik dünyadan geliyordu. Jerry Baldwin ve Zev Siegel İngilizce ve Tarih öğretmeni iken Gordon Bowker bir yazardı. Marka sahipleri güçlü bir isim istediği için “st” ile başlayan kelimelere odaklanmaya başladılar. Daha sonra bir diyalog esnasında eski bir maden kenti olan Starbo’dan bahsedilince Bowker’ın aklına Moby-Dick’teki Starbuck geldi ve dünyanın en büyük kahve zinciri Starbucks doğmuş oldu.
Kaynak: 1