Türkçe oldukça zengin bir dil. Atalarımızdan bize miras kalan pek çok atasözü ve deyim bulunuyor. Binlerce yıl önce atalarımız, karşılaştıkları olaylarla ilgili bilge sözler söylemiş ve bunlar da dilden dile, insandan insana yayılarak günümüze kadar ulaşmış. Bir de deyimler var tabii. Deyimler ise genellikle mecazi anlamlar içeriyor, en azından biz öyle biliyoruz. Ancak bu deyimler zamanında gerçek anlamıyla kullanılmış. Mesela “Mangalda kül bırakmamak” deyimi, gerçekten “Mangalda kül bırakmama” anlamını taşıyormuş. Peki, bu deyim gerçek anlamıyla nerede, nasıl kullanılıyordu? Detaylara birlikte bakalım.
Deyimler; gerçek anlamları dışında bir durum ya da olayı anlatmak için kullanılan söz öbekleri
“Mangalda kül bırakmamak” deyimi de günümüzde yapamayacakları şeyleri yapabiliyormuş gibi görünmek için esip gürleyen insanlar için kullanılıyor
Ancak Osmanlı zamanında bu deyim gerçek anlamıyla kullanılıyormuş elbette. Yani “mangalda kül bırakmamak” deyiminin kökeni Osmanlı’ya kadar dayanıyor
O dönemde bu söz öbeği gerçekten mangalda kül bırakmayanlar için kullanılırmış. Bu deyim yeniçerileri yapılan bir nevi sınavla ortaya çıkmış
Yeniçeri ocağına alınacak askerler pek çok sınavdan geçiyordu. Bunlardan biri de “mangal”dı. Ocağa alınacak gençler bir heyetin önüne çıkarılıyor ve külle dolu olan mangala doğru gaz çıkarmaları isteniyordu
Eğer yeniçeri adayı çıkardığı gazla mangaldaki külün küçük bir kısmını kaldırıyorsa ocağa alınıyordu
Ancak mangalda kül bırakmıyorsa eş cinsel ilişki yaşadığı ya da eşcinsel ilişkide pasif olduğu düşünülüp ocağa alınmıyordu. Bazı söylentiler ocağın, eş cinselliğe değil aktif olup olmadığına baktığını gösterirken bazıları eş cinsel olup olmadığını anlamak üzere yapıldığını gösteriyor