Hayatta daima mağdur olduğunu iddia eden insanlarla mutlaka karşılaşmışsınızdır. Kötü şansı çektiğine inanan bu kişiler, kendilerini “kurban” ilan etmekten vazgeçemezler. Başlarına gelen tüm talihsizlikleri hak ettiklerine inanırlar. Bir insan kendini çoğu olayda mağdur ilan ettikten sonra bu düşünce yapısıyla mücadele etmekte zorlanır. Mağdur zihniyetine sahip kişilerle sağlıklı bir iletişim kurabilmek için bilmeniz gerekenleri yazdık. İşte kurban psikolojisiyle mücadele edebilmek için bilmeniz gerekenler…
Mağdur zihniyeti nedir?
Bu düşünce şekline sahip insanlar, kendi mutsuzluklarının sebebini başkalarına yüklerler ve çabalasalar da bunu düzeltemeyeceklerine inanırlar. Böylelikle kendilerini bir kurban gibi konumlandırırlar. Haliyle savunmasız hissedebilirler, zor duygularla yüzleşebilirler.
Peki mağdur zihniyetini nasıl tanırsınız?
Ana işaretler birisi, hesap verme eksikliğidir. Yani kişiler suçu başkasına atabilir, bahaneler üretebilir ya da sorumluluk almaktan kaçınabilir. Karşılaştıkları çoğu engele, bu benim hatam değil diyerek tepki verirler. Kimi zaman yaşadıkları bu talihsiz olaylar nedeniyle geleceğe dair umutlarını yitirebilirler.
Bir diğer önemli işaret çözümün bir parçası olmamaktır. Tüm olumsuzluklar, kontrolümüzün dışında gelişen korkunç olaylar değildir. Çoğu zaman küçük eylemlerde iyileşmeler sağlayabilir. Mağdur zihniyetine sahip kişiler, çözümün bir parçası olmayı reddederler. Değişiklik yapmakla ilgilenmezler ve gelen yardım tekliflerini geri çevirirler. Odaklandıkları ana nokta üzülmektir.
Elbette dikkat etmeniz gereken noktalar yalnızca bunlar değil
Kendini mağdur olarak konumlandıran bir kişi, durumu değiştirecek gücü olmadığına inanır. Ezilmiş hissetmekten hoşlanmazlar ve işlerin iyi gitmesini umarlar. Ancak hayat onları değiştiremeyecekleri olayların içerisine atmaya devam eder. Dolayısıyla güçsüzlük hissi de mağdur zihniyetinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Mağdur zihniyetine sahip kişiler karşılaştıkları zorlukların verdiği olumsuz mesajları içselleştirebilirler. “Kötü olan her şey başıma geliyor” ya da “Başıma gelen kötü şeyleri hak ediyorum”… Bu cümleler size tanıdık geliyor mu? Mağdur kişiler, karşılaştıkları her yeni zorlukla bu düşünceleri pekiştirirler. Zamanla kendileriyle de acımasız bir şekilde konuşmaya başlarlar ve iyileşmeleri güçleşir.
Kurban zihniyeti, duygusal sağlığa da zarar verir. Koşulların asla değişmeyeceğini düşünerek umutsuzluğa kapılan bu kişiler, dünyaya karşı sinirlidir. Hatta kimi zaman mutlu ve başarılı insanlara da sinirlenir. Bu öfke, üzüntü ve sinir hali, ele alınmadığı takdirde kişilerin üzerinde büyük bir yük oluşturabilir.
Mağdur zihniyetine sahip olmak yapılan kötü davranışları mazur göstermemelidir
Bu tip durumlarda sınırlarınızı çizebilmek çok önemlidir. Karşınızdaki kişiyi “kurban” ya da “mağdur” olarak etiketlemekten de kaçınmalısınız. Bunun yerine fark ettiğiniz belirli davranışları ortaya çıkarmaya çalışın. Bir sohbet başlatarak karşınızdaki kişi için duygularını ifade etme şansı yaratabilirsiniz.
Kurban zihniyetine sahip kişi size ve başkalarına karşı suçlayıcı bir tavır benimsiyorsa bununla mücadele etmek zor olabilir. Böyle durumlarda bu kişilerden uzaklaşmak ve sorumluluğu onlara bırakmak en iyisidir.
Peki ya bu duyguları yaşayan sizseniz?
Zaman zaman yaralanmış ve incinmiş hissetmek, kendimize değer verdiğimizi gösterir. Ancak her zaman kurbanın kendiniz olduğunu düşünüyorsanız bir terapistle konuşmak size iyi gelecektir. Geçmişte yaşadığınız travmalara bağlı olarak gelişebilen bu durum, depresyona ve ilişki sorunlarına neden olabilir. Bir terapistle birlikte mağdur zihniyetinizin altında yatan nedenleri araştırabilir, öz şefkat üzerine çalışabilirsiniz.
İlginizi çekebilir:
“İnsanları Anlamıyorum” Diyenler İçin 15 Şaşırtıcı Psikolojik Gerçek
Kaynak: 1