Hepimizin bu dünyadan geçip gideceği fikrinin ürkütücülüğüne karşı, bu dünyaya kendimizden bir iz bırakma düşüncesi garip bir şekilde bizi rahatlatıp imdadımıza yetişiyor. Çünkü gün gelecek biz gideceğiz, kuşlar gidecek, balıklar gidecek; her şey ve herkes yok olacak. Sonrası mı? Onu biz de bilemiyoruz.
Sonra da terk edilmiş ve canlılığın sona erdiği eski gezegenemize gelen uzaylılar, belki de bize dair hiçbir şey bulamayacaklar. Gezegenemize yerleşecekler ama bir deniz sesi, kuş cıvıltısı duyamayacaklar. Yazık değil mi?
Neyseki bu korkutucu senaryo tamamen yazarın hayal dünyasına ait. Ama gerçeğe dönüşürse bile, uzaylılar doğadaki muhteşem seslerden mahrum kalmayacaklar. Çünkü doğadaki tüm seslerin kayıt altına alındığı bir doğa ses kütüphanemiz var. Ve dünyanın en büyük doğa ses kütüphanesi, artık online olarak erişilebilir durumda. Bu sesleri dinlemek, insanı bir yandan böyle deli düşüncelere gark ediyor; bir yandan da garip bir şekilde mutlu ediyor.
Macaulay Kütüphanesi, dünyanın en büyük doğa ses kütüphanesi. Çünkü an itibariyle, 9 bin türün 150 binden fazla ses kaydını, online veri tabanında barındırıyor
Kütüphane Müdürü Mike Webster “Ses koleksiyonumuz dünyanın en büyük ve en eskisi.” diyor bu kütüphane için. “Ve şimdi de en erişilebiliri. Şu anda da arama fonksiyonlarını iyileştirme, insanlardan da kayıt toplama ve kullanıcıların doğrudan ses kaydı yükleyebilecekleri bir alt yapı oluşturmaya çalışıyoruz. Hedefimiz mümkün olan en geniş kitleye, mümkün olduğunca yararlı bir kütüphane oluşturmaktır.”
Koleksiyonda bulunan tüm doğa seslerini dinlemeniz tam 7513 saatinizi alıyor
Ornitoloji Cornell Üniversitesi Laboratuvarında, 10 terabayt üzerinde ses kaydı bulunuyor.
Koleksiyona 1929 yılında başlandı ve veri tabanın bugünkü haline getirilmesi araştırmacıların onlarca yılını aldı
Ve hala dünyada var olan kuş türlerinin kayıtlarının alınmasının ne kadar süreceği belli değil.
Koleksiyonda sadece kuşların cıvıltıları değil, yeryüzünde bulunan tüyler ürpertici canlıların da kayıtları bulunuyor
Balinalar, böcekler, ayılar, filler, primatlar ve daha niceleri…
Çalışma ekibi sadece ses tasarımcıları tarafından elde edilen sesleri değil; dünyanın her yerinden gelen amatör kayıtları da toplamaya çalışıyor
Yani doğa sesleriyle ilgilenen herkesin verileri, koleksiyon kapsamında dijital ortama aktarılıyor.
Koleksiyonun ilk kaydı 1929’da bir bahar gününden ve Cornell Lab. kurucusu Arthur Allen tarafından kaydedilmiş
Bu kaydın ismi: Song Sparrow sounding much as they do today. Dinlemek için sizi şöyle alalım.
Bir parçasını caz klarnetin bir parçasını da bir lemur iniltisinin oluşturduğu John Coltrane’ye ait olan kayıt ise koleksiyonun en ilgi göreni
Kaydın ismi: Indri. Dinlemek için sizi şöyle alalım.
1992 yılında Adirondacks Gölü üzerinde alınan bir kayıt…
Kaydın ismi: Common Loon. Dinlemek için sizi şöyle alalım.
Ve denizayılarından kesik kesik çıkan çekiç sesleri
En düzensiz inşaat projesi olarak isimlendiren kaydı dinlemek içinse sizi şöyle alalım.
“Bu sesleri dinlemek sadece eğlenceli olmuyor. Siz hiçbir denizayısı sesi duydunuz mu? İnanılmaz bir duygu.”
Böyle söylüyor kütüphane müze müdür Greg Budney. Sitedeki sesleri dinlemek ne yazık ki ücretsiz değil; ancak ücretsiz ulaşabileceğiniz sesler de mevcut. Dilerseniz kütüphaneye buradan erişebilirsiniz.