1978 yılında bir Sovyet helikopter pilotu, ülkedeki madencilik faaliyetlerine yönelik olarak Sibirya üzerinde gerçekleştirdiği keşif uçuşu sırasında oldukça ilginç bir manzarayla karşılaştı. Abakan Dağı’nın yamaçlarındaki bir açıklıkta insan yaşamına dair izlerle karşılaşmıştı. Oysa bu bölge, Sibirya’nın diğer herhangi bir bölgesi kadar toplumdan izole, medeniyetten uzaktı. Üstelik resmi kayıtlara göre de bölgede yaşayan herhangi bir insan topluluğu yoktu. Zaten olması da mümkün değildi. Çünkü Sibirya’nın yaşamı olanaksız hale getiren zorlu koşulları bu bölge için de fazlasıyla geçerliydi. Takip eden süreçte bilim insanları, yaşam belirtisi bulunan bölgede bir araştırma yapmaya karar verdi. Tarihe “dünyanın en yalnız” ailesi olarak geçecek Lykovlar’ın ilginç hikayesi bu şekilde ortaya çıktı. 6 kişilik Lykov ailesi, tam 42 yıl boyunca medeniyetten uzak, zorlu bir yaşam sürmüştü! Gelin bu tuhaf aileye ve şaşırtıcı hikayelerine birlikte bakalım.
İlginizi çekebilir:
Kadın Korkusu Yüzünden 56 Yıldır Toplumdan İzole Halde Yaşayan Adam: Callitxe Nzamwita
Karp, Akulina, Savin ve Natalia Lykov 1936 yılında medeniyetten uzaklaşmaya ve Sibirya’nın vahşi doğasında yaşamaya karar verdi
Aile Eski İnananlar olarak bilinen radikal bir Rus Ortodoks mezhebine mensuptu. Eski İnananlar, 1917 yılında gerçekleşen devrimin ardından inançsız Bolşeviklerin baskısıyla karşı karşıya kalmıştı. Karp Lykov’un ailesini medeniyetten uzak bir bölgeye götürmesine neden olan şey de işte bu baskıydı. Böylece Karp ve Akulina çifti Savin ve Natalia isimli çocuklarıyla birlikte, yaşadıkları köyü terk etti ve Sibirya ormanlarının derinliklerinde yeni bir yaşama başladı.
Karp ve Akulina çiftinin vahşi doğada geçirdikleri süre boyunca iki çocuğu daha oldu
Sırasıyla 1940 ve 1942 yılında dünyaya gelen Dmitry ve Agafia’nın da aralarına katılmasıyla Lykov ailesi 6 kişilik büyük bir aile haline geldi. Ailenin son iki üyesi 1978 yılında kadar, anne baba ve kardeşlerinden başka hiçbir insan görmeyecekti.
Lykov ailesi, uzun yıllar boyunca Sibirya’nın zorlu koşulları altında yaşadı
Tek göz bir kulübe inşa etmeyi başarmışlardı. Ancak bu, Sibirya coğrafyasında rahat bir yaşam sürmek için yeterli değildi
Aile, uygun mevsimde kendi karınlarını doyuracak kadar tarım ürünü yetiştirebiliyordu. Ancak beklenmedik hava şartları, tüm mahsulün yok olması neden olabiliyordu. Nitekim 1961 yılında meydana gelen bir kar fırtınası Lykov ailesini korkunç bir kıtlıkla karşı karşıya bıraktı.
Lykov ailesi, 1961 kıtlığı sırasında ağaç kabuklarıyla beslenerek hayatta kaldı
1936 yılında yanlarına aldıkları ayakkabılar da kıtlık döneminin gıdaları arasındaydı!
Aile üyeleri, medeniyetten uzak şekilde devam ettikleri yaşamlarının bu en zor yılını atlatmayı başardı. Ne var ki anne Akulina Lykov diğerleri kadar dayanıklı değildi. 1961 yılında, açlık sebebiyle hayatını kaybetti. Aile fertlerinin anlattıklarına göre ise çocuklarının daha fazla gıda alabilmesi için kendisini feda etmişti.
Lykovlar, tam 42 yıl boyunca toplumdan ve medeniyetten uzak bir yaşam sürdü
Üstelik bu sürenin tamamının zorlu yaşam koşulları altında geçirdiler. Öte yandan “dünyanın en yalnız ailesi” 42 yıl boyunca ne ülkelerindeki ne de dünyadaki hiçbir gelişmeden haberdar olamadı. Söz gelimi hiçbir Lykov II. Dünya Savaşı’ndan haberdar değildi. Ailenin toplumdan izole yaşamı, yazımızın girişinde de değindiğimiz gibi 1978 yılında sona erdi.
Lykov ailesi, 1978 yılında karşılarına çıkan araştırmacıları görünce büyük bir panik yaşadı
Daha önce belirttiğimiz gibi bazı aile üyeleri ilk kez aileden olmayan insanlarla karşılaşmışlardı. Ancak bu şoku üstlerinden atmaları uzun sürmedi. Karp Lykov araştırma ekibini ilkel kulübelerine davet etti. Böylece bilim insanları ailenin ne denli zorlu koşullar altında yaşadığına yakından tanık olma fırsatı buldu.
Takip eden süreçte araştırmacılar, aileyi Sibirya’dan çıkarmak girişimde bulundu
Ne var ki bu pek kolay değildi, zaten mümkün olmadı. Lykovlar bu teklifi reddetti ve yıllardan beri alıştıkları yaşam tarzından vazgeçmek istemediler. Üstelik (tuz hariç) modern yaşamdan gelen hiçbir hediyeyi de kabul etmediler. Fakat araştırmacılar aile ile irtibat kurmaya devam etti. 1970’li yılların sonunda aileye bıçak, çatal, tahıl, kalem, kağıt ve bir el feneri hediye edebilecek kadar yakınlık kurmuşlardı.
1981 yılında Lykov ailesinin üç ferdi hayatını kaybetti. Hem de yalnızca birkaç gün arayla
Kendilerinden beklenen şekilde, onları hastaneye götürmek isteyen araştırmacıları geri çevirmişlerdi. Söz gelim Dmitry zatürreye yakalandığında, “İnsan Tanrı’nın bahşettiği şekilde yaşar.” diyerek hastaneye gitme fikrine karşı çıkmıştı. 1981 yılında yalnızca Karp ve kızı Agafia hayatta kalmıştı.
Karp Lykov ise 1988 yılında hayatını kaybetti. Agafia Lykov ailenin hayatta kalan son üyesi oldu
Üstelik yaşlı kadın, araştırmacıların tekliflerine karşı çıkmayı sürdürüyor, Sibirya ormanlarında yaşamaya devam ediyordu. Yalnızca 2016 yılında bir süreliğine hastaneye kaldırıldı. 71 yaşındaki kadın, tedavisi tamamlanır tamamlanmaz Sibirya’daki ilkel, zorlu ve yalnız yaşamına geri döndü.
Kaynak: 1