Sanat tarihimize dair pek çok ayrıntı, ona tanıklık eden insanlar tarafından yıllar boyunca taşınır ve aktarılır. Eser-yazar ilişkisinin de içerisinde olduğu bu durum, aslında dönemsel olarak ele alındığı zaman gerçek ve sağlam belgeler olarak varlık gösterirler. Çünkü kaynak olma durumu, aktarımın sağlıklı bir şekilde sağlanmasıyla mümkündür. Edebiyat tarihinin sürekliliği de söz konusu kaynağın tutarlılığıyla mümkündür. Kıyıda köşede kalan, dile getirilmeyen ya da gizlenen bazı gerçekler de bu gerekliliğe dahildir.
Ünlü Lüküs Hayat operetiyle ilgili olarak ortaya çıkan ayrıntı da bunlardan sadece biri.
Türk tiyatrosunun klasik eserleri arasında yer alan Lüküs Hayat opereti, Cemal Reşit Rey tarafından bestelenir
Eser, aslen Dârülbedayi’nin (İstanbul Şehir Tiyatroları) siparişi üzerine kaleme alınmıştır
Ve ilk olarak 1933 yılında sahnelenir. 1946 yılına kadar da oldukça büyük bir seyirci kitlesi tarafından beğeniyle izlenir
Operetteki şarkıların yazımıyla ilgili önemli bir ayrıntı vardır. Yazar Refik Erduran, sözlerin bir kısmının Nâzım Hikmet tarafından kaleme alındığından bahsetmiştir
Ancak yine de tam olarak ifade edilemeyen bu ayrıntı, oyuncu Zihni Göktay’ın bir programda yaptığı açıklamalarla birlikte tam olarak açıklığa kavuşur
“Biz oyunda bu şarkıyı daha önce söylemiyorduk, bazı ‘durumlar’ nedeniyle. 1984 yılında Cemal Reşit Rey, İstanbul Radyosu Tiyatro şubesinde kendisi anlattı: 1933’te Onuncu Yıl Marşı’nı besteliyorum bir taraftan. Bir taraftan da Lüküs Hayat’ı besteliyorum. Yetiştiremiyorum. Şarkı sözlerinin bir kısmını kardeşim Ekrem Reşit Rey de yetiştiremiyor. Muhsin Ertuğrul’a gittik ‘Kasım ayında prömiyer yapacağız, ne yapalım’ dedik… Dârülbedayi karşısında Ferdi Tayfur’la (dublajcı) Büyük Londra Oteli’nde Nâzım kalıyormuş. Tarihi otel hâlâ duruyor yerinde. Nâzım diyor ki; ‘Ben bunu yazarım, şarkı sözlerinin bir kısmını yazarım’ …”
Zihni Göktay’ın açıklamalarına göre, Nâzım Hikmet’e telif ödenebilmesi için imza atması gerekmektedir. Çünkü resmi bir işlemdir. Bunun üzerine Muhsin Ertuğrul cebinden 75 lira verir
Nâzım Hikmet, “benim ismim çıkmış dokuza, inmez sekize” der. Dünya görüşü nedeniyle sakıncalı bulunduğu sıkıntılı yıllardır. Bu olay da uzun bir süre gizli saklı kalır
Öte yandan Nâzım Hikmet’in yazdığı şarkı sözlerinde sınıf çatışması ve yoğun bir eleştiri söz konusudur.
şişli’de bir apartıman
yoksa eğer halin yaman
nikel-kübik mobilyalar,
duvarda yağlı boyalar
iki tane otomobil
biri açık, biri değil
aşçı, uşak, hizmetçiler
dolu mutfak, dolu kiler
hanım gider, sen gidersin
gündüzleri çaydan çaya
gece olur, davetlisin
ya dineye ya baloya
hey
lüküs hayat, lüküs hayat
bak keyfine yan gel de yat
ne güzel şey
oh ne rahat
yoktur eşin lüküs hayat
Zihni Göktay, Cemal Reşit Rey’den bizzat duyduğu bilgiyi de aktarmıştır: “Biraderim Muhsin’e; monşer, bunu yetiştiremem” dedi. “Bunun üzerine Nâzım’a rica ettik”
Kaynak: 1