Litvanya’nın başkenti Vilnius, muhteşem güzellikteki sayısız tarihi yapıya ev sahipliği yapıyor. Şehir, tarihi yapıların yanı sıra göz alıcı parklara ve doğal güzelliklere sahip. Doğu Avrupa’nın en güzel şehirlerinden olan Vilnius, çok sayıda turistin uğrak noktası. Ancak bu şehirde öyle bir yer var ki şehrin bütün güzelliğini yok ediyor, korkunç tarihiyle bütün turistlerin kâbuslarına giriyor! Doğu Avrupa’nın Alcatraz’ı Lukiskes Hapishanesi içerisinde yaşanan insanlık dramları ve korkunç olaylar sebebiyle, “yeryüzündeki cehennem” olarak da anılıyor…
Bu hapishane ilk olarak 1904 yılında açıldı. Dünya Savaşları döneminden Sovyetlere, Sovyetlerden bağımsız Litvanya’ya kadar her dönemde yüzlerce mahkûm Lukiskes Hapishanesi’nin yolunu tuttu. Yüzlerce mahkûmun, hemen hepsi de bu “yeryüzü cehenneminde” unutulmaz acılar yaşadı…
Lukiskes Hapishanesi’nin inşa edilme süreci
Lukiskes Hapishanesi, 1904 yılında Rus İmparatorluğuna bağlı Vilnius Hükümeti tarafından inşa edildi. Döneminin en modern hapishanelerinden birisiydi. Genellikle ünlü suçlular ve siyasi mahkûmlar bu yenilikçi ve modern hapishaneye gönderiliyordu.
Hapishane kompleksi, ilk inşa edildiğinde 421 mahkûmu barındırabilecek hücrelere ve 278 mahkûm için bir gözaltı binasına sahipti. Öte yandan mutfaklar, banyolar, mahzenler, gardiyanlar ve memurlar için yapılan binalar da hapishane kompleksinin içerisindeydi. Ayrıca şehrin en önemli kiliselerinden bir tanesi olan St. Nicholas Kilisesi de bu arazi içerisinde yer alıyordu.
Lukiskes Hapishanesi’nde ilk yıllar
Hapishanenin ne kadar zalim bir yer olduğu, başlangıçtan itibaren herkes tarafından biliniyordu. İçerideki mahkûmların acı dolu çığlıkları, dışarıdakiler tarafından rahatlıkla duyulabiliyordu! Ancak hapishane, Nazilerin Litvanya’yı işgal etmesiyle birlikte gerçek bir “cehenneme” dönüştü. Gestapo, tarafından esir alınan binlerce Yahudi saysız işkenceler görecekleri Lukiskes Hapishanesi’ne gönderildi…
“Cehennem cehennemdir!”
Cehennem, cehennemdir ve orada sadece kötü şeyler olur! Lukiskes Hapishanesi, Nazi işgalinden kurtulduktan sonra da, işkenceler ve ölümlerle meşhur bir yer olmayı sürdürdü. Bu defa da Sovyetler, hapishaneyi düşmanlarına işkence etmek için kullandı. Binlerce insan, hapishanenin ilk yıllarında olduğu gibi işkence altında can vermeye devam etti… “Cehennemin” tarihi savaştan sonra da değişmedi. Savaştan sonra, kadın erkek her yaştan insan Lukiskes Hapishanesi’nin kasvetli duvarları arasında hayatını kaybetti. Böylece Lukiskes Hapishanesi, Doğu Avrupa’daki en korkunç yerlerden bir olmaya yıllar boyunca devam etti…
“Cehennemde” bir gün
Korkunç tarihi boyunca Lukiskes Hapishanesi’ndeki mahkûmların pek çoğu daha fazla işkence sebebiyle ölmektense intihar etmeyi seçmişti! Peki, mahkûmlar “cehennemde” nasıl yaşıyorlardı?
Mahkûmlar, hapishaneye kamyonlarla getiriliyordu. Hapishaneye girişleri yapılmadan önce, küçücük odalarda saatlerce bekletiliyorlardı. Daha sonra, üst aramasına geçiliyordu. Elbette, kötü muamele burada da devam ediyordu! Çıplak halde bırakılan mahkumlar, gardiyanlar tarafından tacizin her türlüsüne maruz kalıyorlardı. Üst arama işlemi bittikten sonra, mahkûmlar cinsiyetlerine ve suçlarına göre ayrılıyorlardı. Daha sonra, içerisinde zaten yüzlerce kişinin bulunduğu küçük hücrelere gönderiliyorlardı. Hücreler de en az hücrelere uzanan yollar kadar kötüyü. Burada sık sık, tecavüz ve cinayet vakaları yaşanıyordu…
Bazı mahkûmlar, günün 23 saatini karanlık hücrelerde yalnız geçiriyorlardı. Bütün mahkûmlar, haftada yalnız 1 defa yıkanma hakkına sahipti! Hapishanenin en lezzetli yemeği ise, tuzlu su ve patatesten oluşan mahkûm çorbasıydı.
Yıllar önce döneminin en modern örneklerinden birisi olarak inşa edilen Lukiskes Hapishanesi, mahkûmlarını “yaşarken öldürmek” için gayret gösteren bir yer haline gelmişti.
Lukiskes Hapishanesi’nin bugünü
Hapishanedeki son mahkûmlar, 2019 yılında tahliye edildi. Geçmişi korkunç hikâyelerle dolu olan bu yer, o günden sonra bir sanat ve eğlence merkezine dönüştürüldü. Lukiskes Hapishanesi, bugün insanlık dışı koşullarda yaşam mücadelesi veren mahkûmlar yerine, konserler ve resim sergileri gibi etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
Kaynak: 1