Bir yer düşünün ki isteseniz de orada ölemiyorsunuz. Hayır metafiziksel bir durumdan bahsetmiyoruz. Hemen Longyearbyen’in hikayesinden bahsedelim ki ne demek istediğimizi daha iyi anlayın:) Başlıyoruz.
Longyearbyen, Norveç’te bulunan bir kasaba. Bu kasabada ölmek yasak. Mezarlığa yeni cenaze alımı da yıllar önce durdurulmuş durumda.
Oldu da bu kasabada yaşamaya karar verdiniz; eğer ağır bir hastalığa yakalanırsanız hemencecik kasabadan çıkartılacağınızı da bilmelisiniz.
Ya da diyelim beklenmedik bir şekilde öldünüz:) Yine değişen bir şey olmuyor. Dakikasında kapının önüne koyuyorlar:/
1500 nüfuslu kasabada böyle bir uygulamanın detaylarına gelecek olursak, bunun sebebini kasabanın aşırı soğuk olması olarak özetleyebiliriz.
1917’de çıkan bir salgında nüfusun önemli bir kısmının ölmesi yüzünden yapılan araştırmada ise bu virüsün sebebinin 70 yıl önce mezarlığa gömülmüş bir ceset olduğu ortaya çıktı.
Soğuk hava yüzünden deformasyona uğrayamayan cesetler halkı salgın tehlikesi ile başbaşa bırakıyordu. Bu sebeple bilim adamları burada defin işlemi gerçekleştirmeyi yasaklamış durumda.
Kasabadaki bir diğer garip şey ise 1500 kişi dışında populasyonun büyük bir kısmını kutup ayılarının oluşturuyor olması. Hatta kasabada şöyle bir espri de mevcut…
“Eğer kutup ayısı ağzını şapırdatıyor ise sana saldırmaya hazırlanıyordur. O zaman ayıya, Longyearbyen’de ölmenin yasak olduğunu hatırlatmayı dene, bakarsın hukuka saygısı vardır!” Gerçekten çok komikmiş Norveçli kardeş…
Kaynak:1,2