İngiltere, Boris Johnson’ın başbakanlık görevine geldiği 2019’dan bu yana pek çok siyasi krizle karşılaştı. Pandemi ve Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sebebiyle ekonomi ve enerji alanlarındaki sorunlar İngiltere’nin son yıllardaki en derin siyasi açmazlardan birine sürüklenmesine neden oldu. İngiltere’deki bu siyasi ve ekonomik kriz Johnson’ın geçtiğimiz temmuz ayında görevinden istifa etmesi ile sonuçlandı. Çok da şaşırtıcı olmayan bu istifanın ardından İngiltere’nin yeni başbakanının kim olacağı büyük bir merak konusuydu. Ülkedeki ekonomik sıkıntıların gölgesinde geçen liderlik yarışı Liz Truss ve Rishi Sunak arasında geçti. Ve geçtiğimiz günlerde İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss hem Muhafazakâr Parti’nin yeni lideri hem de İngiltere’nin yeni başbakanı oldu. Truss böylece Margaret Thatcher ve Theresa May’in ardından İngiltere’deki başbakanlık koltuğuna oturacak üçüncü kadın siyasetçi olarak tarihe geçti. İşte siyasete atıldığından beri radikal demeçleri ve siyasi gafları ile ünlenen Liz Truss hakkında bilmeniz gerekenler…
Liz Truss 26 Temmuz 1975’te İngiltere’nin Oxford şehrinde dünyaya geldi
Matematik profesörü bir babanın ve hemşire bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Truss küçük yaşlardan itibaren siyasete ilgi duydu. Ancak siyasetle ciddi olarak ilgilenmesi 1990’lı yıllarda gerçekleşti. Hem annesi hem de babası kendilerini “solcu” olarak tanımlayan insanlar olsalar da Truss ilerleyen yıllarda sağ siyasetin saflarına katılacaktı.
Oxford Üniversitesinde siyaset, felsefe ve ekonomi eğitimi gördü
Üniversite yıllarında İngiltere’deki Liberal Demokratların siyasi faaliyetlerinde yer alıyordu. Ancak Liz Truss 1996 yılında siyasi eğilimini radikal bir şekilde değiştirmeye karar verdi. 96 yılında İngiltere’deki Muhafazakarlara katıldı. Aynı yıl üniversiteden mezun oldu. 90’ların ortalarından itibaren Muhafazakar Parti ile bağlantılı farklı kurum ve kuruluşlarda görev aldı. Mezuniyetinin ardından çeşitli sektörlerde ve firmalarda iş hayatına atıldı. Farklı şirketlerde ekonomi yöneticiliği ve muhasebecilik gibi işlerde çalıştı. Ancak Truss’ın aklındaki nihai hedef siyasetti…
2000’den sonra aktif siyasetle daha fazla ilgilenmeye başladı
Muhafazakar Parti’nin çeşitli kuruluşlarında görev alıyor, partinin siyasi faaliyetlerinde önemli vazifeler üstleniyordu. 2000’ler boyunca Muhafazakar Parti adına bölgesel temsilciliklerden belediye üyeliğine kadar farklı seçimlere katıldı. Bu seçimlerden bazılarından zaferle bazılarından da yenilgiyle ayrıldı. Ancak kaybettiği seçimlerde bile partisinin oylarını artırmayı başarıyordu. Liz Truss, her zaman siyasi zaferler kazanamıyorsa da İngiltere siyasetinde özellikle de muhafazakâr cenahta dikkat çekmeyi başarıyordu…
6 Mayıs 2010’da David Cameron liderliğindeki Muhafazakâr Parti saflarından South West Norfolk bölgesi milletvekili olarak seçildi
Böylece Truss’ın profesyonel anlamdaki siyaset kariyeri de başlamış oldu. Milletvekili olarak seçilmesinin ardından parlamento içerisindeki yükselişi de başladı. Muhafazakar Parti’nin özellikle de serbest piyasa konusundaki fikirlerinin en sıkı savunucularından birisiydi. 2012 yılında, Muhafazakâr-Liberal Demokrat koalisyon hükümetinde Eğitim Bakanı Yardımcılığına getirildi. 2014 yılında ise Çevre Bakanı olarak görevlendirildi.
2015 yılındaki parti konferansında Birleşik Krallığın peynir ithalatı konusunda yaptığı konuşma siyasi kariyerindeki önemli anlardan biriydi
“Peynirimizin üçte ikisini ithal ediyoruz, bu utanç verici!” şeklinde başlayan uzun ve ateşli konuşması bazı çevrelerde ciddi şekilde eleştirildi hatta alay konusu oldu. Ancak bu ilginç konuşma Truss’ın bir anlamda popülerliğinin artmasına da katkı sağladı.
2016’daki Brexit referandumunda İngiltere’nin Avrupa Birliği’nde kalması gerektiğini savundu
Ancak bu referandumdan aksi yönde bir sonuç çıkınca fikrini değiştirdi. Brexit’in her şeyi yeniden şekillendirmek için önemli bir fırsat olduğunu savundu. Aynı yıl Theresa May hükümetinde Adalet Bakanı, sonraki yıl ise Hazine Baş Müsteşarı olarak görev yaptı. 2019 yılında Boris Johnson başbakan seçildiğinde Liz Truss da önce Uluslararası Ticaret Bakanı ardından Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.
Liz Truss siyasi yaşamı boyunca pek çok radikal açıklamaya ve siyasi gafa imza attı
Bu gaflardan en dikkat çekici olanı ise, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın başladığı dönemde gerçekleşti. Liz Truss, Rusya’nın Ukrayna işgalini en sert şekilde eleştiren politikacılardan birisiydi. Öyle ki İngiltere’den Ukrayna saflarında savaşmak için cepheye gidebilecek durumda olanları teşvik eden açıklamalar yapıyordu! Truss’ın bu açıklamaları İngiltere’de büyük tepki toplamıştı.
Pandemi ile birlikte daha da şiddetli hale gelen ekonomik sıkıntılar Muhafazakâr Parti içerisinde de eleştiriliyordu
Hükümet içerisindeki bu eleştirilerin en sert olanları ise hükümetin önemli isimlerinden Liz Truss’tan geliyordu! İngiltere’nin son 20 yılındaki ekonomi politikalarını bir fayda sağlamadığını dile getiriyor, yoksul kesimler için geçici yardım politikalarını eleştiriyor ve ciddi ekonomik düzenlemelerin yapılması gerektiğini savunuyordu. Boris Johnson’ın istifa etmesi ile Muhafazakâr Parti liderliği için ön plana çıkan Truss, bu süreçte başta ekonomi ve enerji politikalarında olmak üzere önemli vaatlerde bulunuyordu…
Başbakanlık için Muhafazakâr Parti’nin eski Maliye Bakanı Rishi Sunak ile yarıştı
180 bin Muhafazakâr Parti üyesinin katıldığı seçimlerde Boris Johnson’dan boşalan liderlik makamına Liz Truss seçildi. Truss, kısa bir süre sonra Kraliçe II. Elizabeth tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilecek ve ülkenin 3. kadın başbakanı unvanıyla göreve başlayacak.