Eşit yurttaşlar olarak tanınmayan, Anayasa’nın eşitlik maddesinde yer almayan, yaşama, çalışma, barınma, sağlık, eğitim gibi en temel hakları yok sayılan, mevcut hükümet ve hükümete yakın basın organları tarafından defalarca hasta ya da sapkın ilan edilen, hedef gösterilen, nefret cinayetlerine kurban edilen LGBTİ’lerin hak mücadelesinin ve taleplerinin gündeme taşındığı LGBTİ Onur Haftası 22 Haziran’da başlıyor. Bu yıl “Normal” temasıyla, 23’üncü kez düzenlenen İstanbul LGBTİ Onur Haftası 28 Haziran Pazar günü, Türkiye’deki en kitlesel yürüyüşlerden biri olan 13. Onur Yürüyüşü ile son bulacak.
Okulda, işte, sokakta, kısacası hayatın her alanında aramızda olan lezbiyenler, geyler, biseksüeller, translar ve interseksler ile LGBTİ dostları, 12 yıldır olduğu gibi bu yıl da adına “ahlak” denilen, “normal” denilen, “namus” denilen baskı araçlarının gölgesinde kalmamak için sokakta olacaklar. Çünkü LGBTİ’ler…
Eşitlik istiyorlar.
Ayrımcılığa maruz kalmak, şiddet görmek istemiyorlar.
Kendileri gibi yaşamak istiyorlar.
Partnerleri cezaevine düştüğünde görüşmek, hastaneye yattığında muhatap kabul edilmek istiyorlar.
Uzun yıllar birlikte yaşadıkları “eşlerini” kaybettiklerinde miras haklarından yararlanmak istiyorlar.
Beden ve cinsellik üzerindeki baskı ve tahakkümün kalkmasını istiyorlar.
Sadece oy vererek değil, siyasete aktif olarak katılmayı istiyorlar.
Yaşam, eğitim, çalışma, barınma haklarının yanı sıra sağlık hizmetlerinden eşit olarak yararlanmak istiyorlar.
Yaşadıkları insan hakları ihlallerinin daha görünür olmasını istiyorlar.
Kimsenin kimliği yüzünden baskı görmesini istemiyorlar.
Kendilerine yönelik önyargıların yıkılmasını istiyorlar.
Eşit vatandaşlar olma yolunda karşılaştıkları ekonomik, sosyal ve hukuki sorunların çok daha rahat bir şekilde konuşulacağı bir ortam istiyorlar.
LGBTİ olma halinin saklanması, ayıplanması, tedavi edilmesi ve yok edilmesi gereken bir durum olmadığını anlatmak istiyorlar.
LGBTİ hareketinin, mücadelesinin ve haklarının daha görünür olmasını sağlamak istiyorlar.
LGBTİ’lere yönelik ayrımcılığa dikkat çekmek, eşcinsellerin ne yanlış ne de yalnız olmadıklarını göstermek ve sorunlarına daha güçlü çözümler üretmek istiyorlar.
Bütün yurttaşlara tanınan sosyal ve ekonomik haklardan faydalanmak istiyorlar.
Özgür olmak, rahat yaşamak, aile ve çevre baskısından kurtulmak istiyorlar.
Yaşadıkları köyden, kasabadan, ilçeden, ilden göç etmek zorunda kalmak istemiyorlar.
Şehirlerin sadece belirli semtlerinde değil, istedikleri semtlerde yaşamayı, cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimlikleri nedeniyle evlerinden atılmamayı istiyorlar.
İş ararken kimliklerini gizlemek istemiyorlar.
Kimliklerini açıkladıklarında işten atılmamayı, mobbing’e, tacize ve şantaja maruz kalmamayı istiyorlar.
Cinsel yönelimlerini veya cinsiyet kimliklerini saklamak istemiyorlar.
Sosyal güvenceye sahip olmak istiyorlar.
Yasal birliktelik hakkı istiyorlar.
Evlat edinebilmek istiyorlar.
Yaşlandıklarında barınma ve bakım sorunu yaşamak istemiyorlar.
Önyargılar, rahatsız edici bakışlar, tacizler sebebiyle rahatça binemedikleri toplu taşıma araçlarından herkes gibi faydalanmak istiyorlar.
Aşağılanmaya, sözlü ve fiziki tacize ya da şiddete maruz kalmak istemiyorlar.
Şiddete uğradıklarında, açıkta kaldıklarında gidebilecekleri sığınma evleri istiyorlar.
Nefret suçlarına hedef olmak istemiyorlar.
LGBTİ’lere yönelik yasaların netleşmesini ve adalete kolayca erişebilmeyi istiyorlar.
Başta translar olmak üzere pek çok LGBTİ’nin maruz kaldığı polis şiddetinin son bulmasını istiyorlar.
Cinsiyetçi ve homofobik eğitim sistemi istemiyorlar.