Geçmişte yaşanan bazı olaylar gizemini hala koruyor. O dönemlerde bilim yeterince gelişmediği için yaşanılan bazı olayların sebebi bulunamıyordu. Her ne kadar üzerinden yıllar geçse de sırları çözülemeyen, açıklanamayan tarihi olaylar var. Bu olaylardan bazıları aydınlatılmaya çalışılıyor. Bunlardan biri de; Fransızca tabiriyle ”l’affaire du pain maudit” yani Lanetli Ekmek Olayı. Tarihe bu şekilde geçen olay 20. yüzyılda gerçekleşti. Bir anda bir kasabada 300’den fazla insan tuhaf davranışlar sergilemeye başladı. Lanetli Ekmek Olayı nedir? Detaylara birlikte bakalım.
15 Ağustos 1951 tarihinde Fransa’nın güneyinde yer alan Pont-Saint-Esprit kasabasında yaşayan yüzlerce kişi, yalnızca bir gecede tuhaf davranışlar sergilemeye başladı. Birçok kişi akıl sağlığını yitirdi, halüsinasyonlar gördü
Kasaba halkı bir sabah uyandıklarında kimse eskisi gibi değildi. Hemen hemen herkesin birbirini tanıdığı bu küçük yerde, herkes birbirine saldırıyor ve olmayan şeyler gördüğünü iddia ediyordu
Hastalanan kişilerin ayrıca, mide bulantısı, kusma, titreme, ateş basması gibi şikayetleri de bulunuyordu. 16 Ağustos günü ise kasabadaki iki doktorun ofisleri benzer şikayetlerle doldu taştı
Doktorlar hastaların çokluğundan bir gıda zehirlenmesi olduğunu anladı. Ancak ilerleyen saatlerde durum daha da kötüleşti. Kendisinin uçak olduğunu sanan bir adam, ikinci kattaki pencereden atlayarak yaşamını yitirdi. Kasabanın bir diğer ucunda ise 11 yaşında bir çocuk annesini boğarak öldürdü
Kasabanın doktorları bu geceye “nuit d’apocalypse” yani kıyamet gecesi adını verdi.
Benzer durumda olan pek çok kişi hastaneye kaldırıldı. Zihinsel olarak etkilenenler akıl hastanelerinde zincirlendi çünkü kendilerine ve çevrelerine zarar veriyorlardı
Kayıtlara geçen çok sayıda enteresan bilgilerden biri Gabriel Validire isimli işçiydi. Kendisinin ölü olduğunu, midesini yılanların yediğini söylüyordu.
Yalnızca insanlar değil, ekmekleri yiyen hayvanlar da tuhaf davranışlar sergiliyor taşları yemeye çalışıyorlardı. New York Times’taki habere göre bazı insanlar ilahi sesler duyduklarını ve parlak renkler gördüklerini söylüyordu
Kasabadaki pek çok kişinin hem akıl sağlığını yitirmesi hem de benzer fiziksel semptomlar göstermesi olayın epidemik olduğunu düşündürdü ve olayla ilgili soruşturma başladı
Doktor Vieu ve Gabbai hastalığın epidemiyolojisini araştırmaya başladı. 19 Ağustos’ta ise suçlunun ekmek olduğu sonucuna vardılar. Sorgulanan tüm hastalar, Pont-Saint-Esprit’teki Briand fırınından ekmek satın almışlardı
Komşu bir köyde yaşayan 9 kişiden 4’ü hastalanan bir aile, Briand fırınından ekmek yiyen tüm üyelerin hastalandığını, başka bir fırından ekmek yiyenlerin hiçbirinin hastalanmadığını belirtti. 7 kişilik başka bir ailede de 5 kişi Briand’ın ekmeğinden bir somun paylaştı, diğerleri biskotu tercih etti ve sadece 5’i hastalandı.
Bu olay tarihe Lanetli Ekmek Olayı olarak geçti. Olay sonucunda, 7 kişi halisinasyonlar nedeniyle yaşamını yitirdi, 200 kişi çeşitli hastalıklara yakalandı ve 50 kişi ise akıl hastanesine kapatıldı
Olayın kontrol altına alınmasının ardından 3 yetkili (Dr. Gabbai, Dr. Lisbonne ve Dr. Pourquier), olayın nedenine ilişkin bir makale yayınladı;
Makaleye göre, pek çok kişi fırından dağıtılan ekmekler nedeniyle zehirlenmişti. Ekmekten yenilen miktar ise insanların akli dengesini belirleyen etken oluyordu. Az yiyenlerde 6 ile 48 saat arasında mide bulantısı, kuvvetli baş ağrısı, uyuyamama gibi semptomlar görülüyordu. Çok yiyenlerde ise durum kontrol altına alınamıyordu. Az şekilde etkilenenlerde insomnia (uykusuzluk) geçtiği zaman hastalığın da geçtiğini anlaşılıyordu. Ancak bundan ölümcül şekilde etkilenenler de vardı. Yetkililere göre, olayın nedeni ekmek yapımında kullanılan çavdardaki ergot mantarının kontaminasyonuydu. Fırın sahipleri sorgulandı fakat bunu reddettiler. Bu iddia kesin olarak kanıtlanamadı ve yeni iddialar türedi.
Lanetli Ekmek olayıyla ilgili yıllar sonra ortaya atılan bir iddiada bunun CIA’nin (Central Intelligence Agency) bir deneyi olduğu belirtildi. İddaya göre CIA beyin yönetimini konu edindiği bir deney için ekmeklere bilerek oldukça halüsinojen bir madde olan LSD (Liserjik asit dietilamid) eklemişti
Ancak 2008’de Pont-Saint-Esprit olayıyla ilgili bir kitap yayınlayan Amerikalı akademisyen Profesör Steven Kaplan bu olayda ne ergot ne de LSD’nin sorumlu olduğunu söyledi;
Profesör Steven Kaplan, Ergot kontaminasyonunun, burada iddia edildiği gibi bir fırında yalnızca bir çuval tahılı etkilemeyeceğini söylüyor. Ona göre, eğer ergot kontaminasyonu olsaydı salgın çok daha yayılırdı. Kaplan, insanların yaşadığı semptomların benzer olsa da ilaca tam olarak uymadığı gerekçesiyle LSD’yi de eliyor.
Kaynak: 1 2