Kuzey Kore, dünyanın en gizemli ülkelerinin başında geliyor. Çünkü uzun yıllardır dış dünyaya kapalı bir şekilde yönetiliyor. Bu nedenle Kuzey Kore hakkında uzun yıllardan bu yana pek çok dedikodu ortalıkta dolaşıyor. Bununla birlikte her ne kadar Asya’nın bu ilginç ve gizemli ülkesi hakkında neyin ne kadar doğru olduğunu bilmek kolay olmasa da tüm dünyanın gayet iyi bildiği bazı şeyler var. Örneğin Kuzey Kore’deki geniş halk kitlelerinin derin bir yoksulluk içerisine yaşadığı tüm dünyada bilinen bir gerçek. Bununla birlikte başta ülkenin komünist lideri Kim Jong-un olmak üzere yönetici sınıfın oldukça lüks ve gösterişli bir yaşam sürdüğü de dünya kamuoyunun dikkatinden kaçmıyor. Peki, ama bu nasıl mümkün olabilir? Batı dünyası ile neredeyse hiçbir ticari ilişkisi bulunmayan, üretim olanaklarının oldukça kısıtlı kabul edildiği, halkın büyük bir yoksulluğun pençesinde kıvrandığı bu gizemli ülkede nasıl oluyor da yönetici sınıf, lüks içerisinde yaşayabiliyor? İşte pek çoklarına göre bu sorunun yanıtını 39. Oda içerisinde aramak gerekiyor!
39. Oda, 1970’li yıllarda Kuzey Kore’nin o dönemdeki lideri Kim İl-sung tarafından kuruldu
39. Oda veya resmi adıyla “Kore İşçi Partisi Merkez Komitesi 39. Büro,” kurulduğu yıllarda Kore İşçi Partisi Merkez Komitesinin muhasebe ve finans departmanına bağlı olarak çalışıyordu. Ancak özellikle, İl-sung’un yerine gelen oğlu Kim Jong-il döneminde Kim ailesi ve parti içerisindeki yönetici sınıf için illegal ve gizemli şekilde faaliyet gösteren bir finans merkezi haline geldi.
39. Oda’da yürütülen faaliyetler, ülkedeki yönetici sınıfın büyük bir zenginliğe kavuşmasına olanak sağladı
Zaten bu gizemli devlet dairesinden beklenen de buydu. Bu inanılmaz zenginliğin elde edilebilmesi için ülkedeki bütün kaynaklar seferber edildi. Öyle ki pek çok Kuzey Koreli diplomat dahi, ihtiyaç duyulması halinde bu yapının bir elemanına dönüşüyordu.
Günümüzde 39. Oda’nın, Kim ailesine ve ailenin etrafındaki yönetici sınıfa yılda 500 milyon dolar ila 1 milyar dolar arasında gelir sağladığı tahmin ediliyor
Peki ama nasıl? Bu sorunun yanıtı ise oldukça basit: Mümkün olan her şekilde! Elbette gizemli 39. Oda’nın içerisinde ne olduğunu bilenlerin sayısı hayli az. Ancak odada, Kuzey Kore elitlerine servet kazandırmak için ne gibi faaliyetlerin yürütüldüğüne tanık olan ve bunları kamuoyu ile paylaşabilecek kadar şanslı bazı insanlar var.
Tanıkların iddialarına göre 39. Oda içerisinde her türlü kaçakçılıktan sahteciliğe, kalpazanlıktan siber soygunculuğa kadar çok çeşitli faaliyetler yürütülüyor
Silah, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı, 39. Oda içerisinde görevli kişilerin gündelik işleri arasında. Üstelik bu kaçakçılık faaliyetlerinde kıtalar arası balistik füzeler, yüklü miktarda uyuşturucular ve külçe külçe altınlar ve hatta insanlar yer değiştiriyor. Bazı durumlarda devletin bürokratları, bir devlet görevlisinden çok bir kaçakçı olarak çalışıyor… Büronun elde ettiği maddi gelirin büyük bir bölümünün kaçakçılıktan sağlandığı ifade ediliyor. Bunun yanı sıra 39. Oda, kalpazanlık alanında da oldukça başarılı.
“Süper dolar” olarak isimlendirilen ve gerçeğinden ayrılması neredeyse imkânsız olan sahte dolarlar da 39. Oda’da basılıyor
Kuzey Kore hükümetinin bu sahte süper dolarlarla, büyük bir servet sahibi olduğu biliniyor. Öyle ki bu dolarların Amerika Birleşik Devletleri piyasasını neredeyse ele geçirdiği, bu nedenle ABD hükümetinin eskisinden farklı dolarlar basmak zorunda kaldığı biliniyor.
39. Oda’nın başkent Pyongyang’da, Kore İşçi Partisine ait bir binada yer aldığı tahmin ediliyor
Elbette tam olarak nerede olduğu, büyük bir sır. Ayrıca içerisinin daha ne gibi karanlık sırlara ev sahipliği yaptığı ve odanın nasıl bir görünüme sahip olduğu da bilinmiyor. Tam anlamıyla bir suç yuvası olan oda, yeteri kadar gizemli bir ülke olan Kuzey Kore’yi daha gizemli hale getirmeye ve ülkedeki en büyük suç organizasyonun merkezi olmaya devam ediyor.
Tek amacı Kim ailesine maddi gelir sağlamak olan 39. Oda, Kuzey Kore Lideri Kim Jon-un’un kız kardeşi tarafından idare ediliyor
Bu şaşırtıcı olmayan atamanın sebebi ise Kim Jong-un’un, 39. Oda üzerindeki hâkimiyetini daha da güçlendirmek istemesi. Çünkü oda, bir anlamda Kuzey Kore’nin “kara kutusu” durumunda. İşte tam da bu nedenle, odanın içerisini izinsiz bir şekilde gözetleyenlerin uğrayabileceği tek bir akıbet var: Ölüm! Üstelik odaya izinsiz girenlerin aileleri de ne yazık ki bu trajik sona ortak olmak zorunda.
Kuzey Kore’nin suç merkezi 39. Oda, yönetici sınıfın zenginlik içerisinde yaşayabilmesi için son derece gizli ve bir o kadar karanlık faaliyetlerine günümüzde de devam ediyor
Kaynak: 1