İstanbul Boğazının en güzel semtlerinden Çengelköy’de bulunan, İstanbul ve Boğaz fotoğraflarının vazgeçilmez figürlerinden olan, Türk Ordusuna yıllarca kışla olarak hizmet veren ve öğrenci yetiştiren, pek çok öğrencinin hayallerini süsleyen Kuleli Askeri Lisesi 15 Temmuz’da yaşanan olaylardan sonra alınan bir kararla eğitim ve öğretim görevine veda edecek. Biz de yıllarca askeri lise olarak hizmet veren bu binanın çileli yaşam öyküsünü, bu okulda yetişmiş ve vatana hizmet etmiş tüm güzel öğrencileri sevgiyle anarak anlatalım istedik.
1. Hüzünlü veda
Geçtiğimiz günlere kadar “Şanlı Yuva Kuleli Askerî Lisesi” olarak kullanılan ve askeri bir okul olarak yaşadığımız şu günlerde ömrünü tamamlayan Kuleli Kışlası, Boğaziçi’nin Anadolu kıyılarında Çengelköy ile Vaniköy arasında klasik Osmanlı kışla üslubunda inşa edilmiş taş bir binadır.
2. Buralar bir zamanlar hep korulukmuş
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiği zaman, Kuleli Askerî Lisesinin bulunduğu yer ve yamaçlar korulukmuş. Bu alan İstanbul’un fethinden sonra Yeniçeri ordusunca kışla olarak kullanılmış. II. Bayezıt ve Yavuz Sultan Selim zamanlarında ise, koruluğun vadi kısmında ve ekilmeye müsait olan yerlerinde, saray için çeşitli bostanlar, sebzeler ve çiçekler yetiştirilmeye başlanmış.
3. Kuleli Bahçe
Yavuz Sultan Selim zamanında bostancılar ve bostancıbaşılar için buralara bazı binalar yapılmış ve bunlara “Bostancıbaşı Odaları” adı verilmiş. Bostancıbaşının emrinde olan bu bahçede bulunan kulede görevliler bulunmaktaymış. İşte bu kuleden dolayı bahçeye, “Kule Bahçesi” veya “Kuleli Bahçe” adı verilmiş. Padişah III. Ahmet döneminde ise “Kuleli Bahçe” ve civarı, padişaha “Has” olarak verilmiş.
4. Süvari sınıfına kışla
II. Mahmut döneminde ordunun hareket kabiliyetini artıran süvari sınıfı için yeni kışlalar açılmaya karar verilince 1828 yılında Kule Bahçesine tek katlı, ahşap bir kışla yapılmış. Kuleli Süvari Kışlasının tarihini konu alan bütün kaynaklar, kışlanın 1828 yılında, tek katlı ve ahşap olarak inşa edildiği görüşünde birleşmektedir. Thomas Allom’un 1837 yılında çizdiği ve 1838 yılında Londra’da basılan meşhur gravürüne göre Kuleli Süvari Kışlasının denize bakan kısmı üç katlıdır. Yine 1854 yılında çizilmiş iki gravürde de kışlanın deniz tarafı üç katlı ve kulesiz olarak görülmektedir.
5. Kışladan karantinaya
1828–1837 tarihleri arasında süvariler için kışla olarak kullanılan Kuleli, 1831–1833 yılları arasında Hindistan’da ortaya çıkıp Osmanlı topraklarına sıçrayan veba salgınının Avrupa’ya yayılmasını önlemek amacıyla Karantina Müdürlüğünün (Dar-ül Etibba) kurulması üzerine, 1837 yılında, Padişahın Hassa Alayı askerleri için karantina binası olarak kullanılır. Beş yıl karantina olarak kullanılan kışlaya, 1842’de süvari alayı tekrar döner.
6. Askeri Liselerin açılması
Ahşap olarak yapıldığı için, dayanıklı olmayan kışla, Padişah Abdülmecit’in 11 Nisan 1842 tarihli fermanı ile boşaltılıp, 1790 kese akçe harcanarak tamir edilir. Bu tamirat sırasında kışlaya bir hastane binası ile tek kubbeli bir hamam yaptırılır. Kuleli Kışlasında bu gelişmeler yaşanırken, Mekteb-i Harbiye Nazırı olan Emin Paşa’nın, Mekteb-i Harbiye’ye öğrenci yetiştirecek bir okulun kurulmasını istemesi üzerine Nisan 1845’te askerî liselerin de temeli atılır. Açılan bu okullardan birisi de İstanbul’da kurulan Mekteb-i Fünun-ı İdadiye, yani bugünkü Kuleli Askerî Lisesidir. Bu idadi 1845-1846 öğretim yılında, Dolmabahçe Sarayı’nın yanındaki Çinili Köşk’te eğitim ve öğretime başlar. Daha sonra da onarımı tamamlanan Maçka Kışlasındaki binasında eğitime devam eder.
7. Kırım Harbi ve hastane olarak hizmet veren Kuleli
Kuleli Kışlası, 1854–1856 yılları arasında, Kırım Harbi dolayısıyla cephede yaralanan askerler için hastane olarak kullanılır. İcadiye Kasrı müttefik subaylara karargâh olarak verilirken; Kuleli, Haydarpaşa ve Selimiye kışlaları da müttefik askerler için hastane hâline getirilir. İngilizler, kışlanın doğusundaki yamaç üzerinde mezarlık yaparak, ölen askerlerini de buraya defnederler.
8. Yangınlar ve yeniden inşa
Osmanlı Devleti, İngilizlerin kışlayı boşalttığı 9 Eylül 1856 tarihinden itibaren binayı tamir etmeye başlar; bu tamiratta Kuleli Kışlasındaki koğuşlar, ahırlar, suyolları vs. onarılır. Yılın sonlarına doğru, binayı kullanan İngilizlerin sebep olduğu bir yangında kışla ve kumanda merkezi olan İcadiye Kasrı yanar. Bu yangın sonucunda kışlanın yarıya yakın kısmı yandığı gibi, denize bakan cephesi de büyük zarar görür. Yangının hemen ardından yanan kısımlar tekrar inşa edilir.
9. Mimar Balyan’ın yeniden yaptığı bina
Sultan Abdülaziz kışlayı, 1862–1863 yılında yeniden yaptırır. Kışla, Abdülaziz’in görevlendirdiği Garabet Amira Balyan tarafından, ana duvarları kâgir; iç bölümleri ile tavan ve tabanları ahşap olarak “Rokoko” tarzında inşa edilir. Kışlanın Boğaziçi’ne bakan kısmı üç, arka tarafı ise iki kattır. Kışla, bu tamirle kulesiz olarak, bir ölçüde bugünkü görünümüne kavuşur.
10. Kışladan okula dönüş
Kuleli Kışlası, bu tarihten sonra 9-10 yıl daha süvari askerleri kışlası olarak kullanılır. 1872 yılında ise Maçka Kışlası’nda bulunan Harbiye İdadisi Kuleli Kışlasına taşınır. Bu tarih, Kuleli Kışlası için bir dönüm noktası olur. Bu tarihten sonra bina, kışlalıktan ayrılıp okul hâline gelir. 1877–1878 Osmanlı Rus Savaşı’nda kışlanın yeniden hastaneye dönüştürülmesi üzerine okul, Pangaltı’daki Mekteb-i Harbiye (şimdiki Askerî Müze) binasına taşınır. Savaşın sona ermesinden bir yıl sonra okul, tekrar Kuleli Kışlası’na döner.
11. İstanbul’un işgali ve Yetimler Okulu
Balkan Savaşının patlak vermesi üzerine 1912 yılında Kuleli Kışlası, yeniden hastaneye dönüştürülür; Kuleli İdadisi öğrencilerinin bir kısmı daha sonra Kandilli Kız Lisesi olan Adile Sultan Sarayı’na, bir kısmı da Beylerbeyi Sarayı yanında bulunan, bugün Deniz Eğitim Komutanlığı ve Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü olarak kullanılan binalara taşınır. 1913 yılı sonunda Balkan Savaşı’nın sona ermesi üzerine Askerî İdadi, kışlada yeniden öğretime başlar. Kuleli Askerî Lisesi, Birinci Dünya Savaşı sonunda 30 Ekim 1918 yılında imzalanan Mondros Antlaşması gereğince 16 Mart 1920’de İstanbul’u işgal eden itilaf devletleri adına İngilizlere depo ve transit ambarı olarak kullanılmak üzere teslim edilir. İngilizlerin izniyle “Ermeni Eytam Okulu” (Ermeni Yetimler Okulu) olarak Ermenilere verilen kışla, 1923 yılına kadar İstanbul’dan gelip geçen Ermeni göçmenlerinin de barındığı bir mekân olur.
12. Dağılan okul öğrencileri
Temmuz 1920 sonlarında okul öğrencileri ve eşyaları Kâğıthane’de Sünnet Köprüsü yakınlarındaki çadırlara yerleştirilir. İstanbul’da evi olan öğrenciler ise evlerine gönderilir. Derslere bir müddet ara verildikten sonra öğrenciler Ekim 1920’de Maçka’da Silahhanenin yanındaki karakola taşınır. Bir ara Beylerbeyi Sarayı yanındaki eski Jandarma Okulu binasında da öğrenimine devam eden okul, burada İstanbul’un kurtuluşuna kadar kalır. (6 Ekim 1923)
13. Milli Mücadeleye katılan Kuleli öğrencileri
Şanlı Yuva Kuleli Askerî Lisesi’nin tarihinde Millî Mücadelenin önemli bir yeri vardır. İstanbul’un işgalinden sonra işgal kuvvetleri öncelikle İstanbul’da bulunan bütün askerî okulların faaliyetlerini engellemeye çalışmalarına rağmen, vücutça ve yaşça olgun, silah kullanmasını bilen, özellikle son sınıf öğrencileri, Anadolu’ya geçerek Millî Mücadele’ye katılma kararı alırlar. Bu kararı uygulama safhasına koymak için, her sınıfın temsilcilerinin katıldığı bir toplantı yapılır ve Anadolu’ya nereden, nasıl gidileceğine dair kararlar alınır.
14. Vatan için şehit olanlar
Kuleli Askerî İdadisi Öğrenci Künye Defterlerinin taranması sonucunda tespit edilen Kuleliden, 1919–1920 yılları arasında firar ederek, Millî Mücadele saflarına katılan birinci, ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinin toplam mevcudu 230 olarak belirlenmiştir. Bu öğrenciler Ankara’daki eğitimlerini tamamladıktan sonra asteğmen olarak cepheye gönderilirler. Kalplerinde vatan sevgisi ile büyüyen bu kahramanlardan 88 öğrenci hayatlarının baharında vatan için şehit olurlar.
15. İkinci Dünya Savaşı ve cildiye hastanesi
Kuleli Askerî Lisesi, İstanbul’un kurtuluşundan İkinci Dünya Savaşı’na kadar bugünkü binasında eğitim öğretimine devam eder. İkinci Dünya Savaşının başlaması üzerine Mayıs 1941’de Konya’ya nakledilir. Boşaltılan kışla, altı yıl boyunca (1941-1947) 1000 yataklı Cildiye Hastanesi ile Boğaz Nakliyat Komutanlığı emrine verilir.
16. Aynı çatı altında toplanan askeri okullar
İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesi üzerine Ağustos 1947’de, kışlaya Kuleli Askerî Lisesi ve yine savaş nedeniyle eğitim ve öğretimini Akşehir’de sürdüren Maltepe Askerî Lisesi taşınır. Kuleli Kışlasında iki ayrı okul olarak faaliyet gösteren Kuleli ve Maltepe Askerî Liseleri, 1950 yılında birleştirilir.
17. Gravürlerde resmedilen binaya dönüş
Okul binasında en esaslı tamirat, Okul Komutanı Kur. Alb. Bayram Arslan (1965–1969) zamanında yapılır. Bina, Org. Cemal Tural’ın emirleri çerçevesinde yeniden betonarme olarak esaslı bir şekilde tamir edilir. Binanın arka kısmına servis binası eklenerek 1968–1969 yıllarında gravürü esas alınacak şekilde kuleler yaptırılır ve bina bugünkü şeklini alır.
18. Askeri liselerin kapatılması
15 Temmuz darbe girişiminden sonra alınan Kanun Hükmündeki Kararla Türkiye genelinde eğitim veren; ikisi İstanbul’da biri Bursa’da, diğeri de İzmir’de bulunan dört askeri lise kapatılmıştır. Kapatılan bu askeri lise öğrencileri Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullara yerleştirilecek ve sivil okullarda eğitimlerine devam edeceklerdir.