“Küçük prensin geldiği gezegenin Asteroid B-612 olduğunu zannediyorum. Böyle düşünmek için iyi nedenlerim var. Bu asteroid yalnızca bir kez, bir Türk gökbilimci tarafından 1909 yılında görüldü.” Dünyanın gelmiş geçmiş en çok satan eserlerinden biri olan Küçük Prens’te Türk gökbilimci hakkında bu satırlar yer alıyor. Bu bilgilerin gerçek mi yoksa eserin sahibi Antoine de Saint-Exupéry’nin kurmaca dünyası mı olduğu hala daha tam olarak bilinmez ama bazı çıkarımlar da yok değil. Küçük Prens bilindiği gibi, bir çocuğun gözlerinden büyüklerin yüzeysel dünyasının anlatıldığı, masal olarak da değerlendirilebilen, hem çocuklara hem büyüklere hitap eden bir eser. Yazarın bir pilot olması da eserde gezegenlerden, evrenin derinliklerinden, göklerden bahsedilmesinin temel sebeplerinden biri olsa gerek. Gerçekle kurmacanın iç içe geçmeye çok müsait olduğu şu Türk gökbilimci üzerine bizim de birkaç fikrimiz var. Tabii buna geçmeden önce çeşitli ayrıntılara da bakmamız iyi olacaktır.
Küçük Prens, Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupéry’nin 1943’te yayımlanan dünyaca ünlü eseridirBir çocuğun gözünden büyüklerin dünyasının anlatıldığı, farklı gezegenler, dünyalar ve hayal alemiyle örülü bu eserin ne anlatmak istediğini bilebilmek için bazı ayrıntılara da bakmak gerekir
Kitabın girişinde yazar, bu eseri Fransız yazar Leon Werth’e adadığını, çünkü onun her şeyi, hatta çocuk kitaplarını bile anladığını söyler. Leon Werth ayrıca, Exupéry’nin sırdaşıdır
Leon Werth’e. Bu kitabı bir büyüğe sunuyor olmamdan dolayı çocuk okurlarımın beni hoş görmelerini dilerim. Bunu yapmamın çok ciddi bir nedeni var: O benim dünyadaki en iyi arkadaşım. İkinci nedenim de şu: Bu adam her şeyi anlıyor, çocuk kitaplarını bile. Üçüncü bir nedenim daha var: Fransa’da yaşıyor şu anda, aç ve üşüyor. Biraz yüreğinin ısıtılması ona iyi gelir. Eğer bütün bu nedenler size yeterli gelmiyorsa, o zaman ben de bu kitabı onun çocukluğuna armağan ederim. Bütün büyüklerin bir zamanlar çocuk olduğunu biliyoruz: Pek azı bunu hatırlasa da… Neyse, sunuşumu şöylece değiştiriyorum: Leon Werth’in çocukluğuna…
Buradan hareketle, Küçük Prens’in çocukluğumuzdaki ön yargısızlığı, yetişkinler dünyasının nasıl da peşin hükümlülüklerle dolu olduğunu içerdiğini söyleyebiliriz
Bir diğer ayrıntı da yazarın bizzat kendisinin çizdiği, eserdeki yetişkin karakterlerinse bu çizimi yanlış anladığı kısımdır
Buna göre, kitaptaki çocuk kahraman bir fili sindirmekte olan bir boa yılanını çizmiş, ancak büyükler bu çizimde bir şapkayı görmüştür. Eserin bu kısmında kahramanımız şöyle diyor: ‘’Neyse, büyükler anlayabilsin diye başka bir resim daha çizdim. Bu kez boa yılanının midesindeki fili açık seçik göstermiştim. Şu büyüklere hep açıklama yapmak gerekiyor. İkinci resmim ise şöyle bir şey oldu:’’
Bu oldukça önemli bir detay, çünkü çizimde görülen şey kişiye göre, belki de kişinin çocukluğunu unutup unutmadığına göre değişkenlik gösterir
Bizce, eserde bahsedilen Türk gök bilimcinin gerçek mi kurmaca mı olduğunu düşünmek de tıpkı çizim örneği gibi kişiye göre değişebilir
Şimdi gelelim şu gökbilimciye. Küçük Prens’in geldiği B – 612 adlı gezegeni 1909’da bir Türk astronomun gördüğü söylenir
Küçük prensin geldiği gezegenin Asteroid B-612 olduğunu zannediyorum. Böyle düşünmek için iyi nedenlerim var. Bu asteroid yalnızca bir kez, bir Türk gökbilimci tarafından 1909 yılında görüldü. Gökbilimci bu keşfini bir Uluslararası Astronomi Kongresi’nde açıkladı. Ama tuhaf giysileri yüzünden kimse ona inanmadı. Büyükler böyledir işte. Neyse ki, bir Türk önderi ölüm döşeğindeyken halkının Avrupa tarzı kıyafetler giymesini emretti ve gökbilimci bu keşfini 1920 yılında, şık bir kıyafet içinde yeniden sergiledi. Bu kez keşfini herkes kabul etti.
Bu tarihlerde astronomiyle ilgilenen birkaç Türk gök bilimcisini sıralayalım. İlki ressam Ahmet Ziya Akbulut’tur
Akbulut’un ressam ve yazar olması, Fransızca ve geometri öğretmenliği yapması Küçük Prens’in yazarı ile benzer yönleridir. Küçük Prens’teki çizimlerin hepsi eserin yazarı Antoine de Saint-Exupéry tarafından yapılır
Ahmet Ziya Bey ayrıca, Rasathane Müdürlüğü Yardımcılığı görevinde bulunur ve 1924’te Fransa’nın başkenti Paris’te astronomi öğretmenliğini kazanarak Astronomi Derneği’ne üye olur
Eserde, büyüklerin işin özüne inemediği, birtakım lüzumsuz ayrıntılara boğulduğu eleştirisinin de olduğunu hatırlatırsak tarihlerin, isimlerin o kadar önemli olmadığı da söylenebilir
Küçük Prens’te Türk gök bilimcinin bulduğu gezegen hakkında söylenen şu sözler de aslında, yazarın gereksiz ayrıntılara boğulan yetişkinlere atıf yaptığını gösterebilir: ‘’Asteroid-B-612 hakkındaki bu açıklamaları sadece büyükler için yapıyorum. Onlar şekillerden hoşlanırlar. Onlara yeni tanıştığınız bir arkadaştan bahsetseniz, asla en önemli soruları sormazlar. Size arkadaşınızın sesinin nasıl olduğunu, hangi oyunları tercih ettiğini, ya da kelebek koleksiyonu yapıp yapmadığını hiçbir zaman sormazlar. ‘Kaç yaşında? Kaç kardeşi var? Babası kaç lira kazanıyor?’ gibi şeyler sorarlar. Ancak bunları bildiklerinde onu tanımaya başladıklarını düşünürler.’’ Bu kısım oldukça önemlidir, çünkü yazara göre büyükler ancak böyle detaylar verdiğinizde sizi dinlerler. Çocuklar gibi işin fantastik, büyülü, hayal alemine dalmazlar. O nedenle, yazarın bahsettiği Türk gök bilimci ve verdiği tarih tamamen kurmaca, sırf yetişkinliklerin dikkatini çekmek için de olabilir.
Bunu da belirterek bir diğer muhtemel isme geçelim: Türk astronom, Kandilli Rasathanesi’nin kurucusu ve ilk müdürü Fatin Gökmen’in ideali Batılı anlamda bir rasathane kurmaktır
Bunun için hayatının epey bir yılını harcayan Gökmen, rasathanenin kurulması sırasında Fransız Meteoroloji Birliği Müdürü Angot ile de temasa geçer ve birinci sınıf bir meteoroloji istasyonu için gerekli aletlerin siparişini verir
Rasathane-i Amire’nin devamı olan Kandilli Rasathanesi’ni kuran Gökmen, Rasadhane-i Amire’de de 1909’da müdürlüğe atanır
Bir diğer isim de matematikçi, bilim tarihçisi ve astronom Salih Zeki’dir. Fatin Gökmen’den önce, 1896 – 1909 arasında Rasathane-i Amire Müdürlüğü görevinde bulunur
1868’de İstanbul Beyoğlu’nda açılan Rasathane-i Amire’nin kurucusu Fransa’dan davet edilen ve telgraf şebekeleri konusunda uzman olan Aristide Coumbary olarak bilinir
Ayrıca Salih Zeki’nin, 1900’de Paris’te toplanacak olan “Beynelmilel Rasathaneler Fevkalade Kongresi”ne katılımı söz konusudur, ancak gidemez
Küçük Prens’in yaşadığı gezegeni bulan Türk astronom da bu keşfi 1909’da yapar ve Uluslararası Astronomi Kongresi’nde sunumunu gerçekleştirir.