Samed Behrengi “Küçük Kara Balık” kitabıyla gölden çıkıp büyük denizlere ulaşmak isteyen küçük bir kara balığın gözünden kendimizi ve dünyayı sorgulamamızı sağlar. Hayatı yalnızca yemek, uyumak, küçücük dünya sandığı gölde yaşamak olarak görmeyen cesur küçük kara balığın hikayesi her ne kadar bir çocuk kitabı formatında olsa da aslında tüm yetişkinlere ders veren bir alegoridir de.
Öyle etkileyicidir ki kitap, öyle göndermelere sahiptir ki; bu masal anlatan adam yani Behrengi’nin daha 29 yaşındayken bu yüzden öldürüldüğü düşünülür. Aras Nehri’nde boğulmuş olarak bulunan Behrengi’nin masalları hala İran’da yasak, hatta Küçük Kara Balık Türkiye’de de bir dönem yasaklıydı. Şaşırdık mı? Hayır. Hatta izleyenleriniz Çemberimde Gül Oya dizisindeki Küçük Kara Balık kitaplarının ilkokul bahçesinde yakılma sahnesini hatırlar. Hatırlamayanlar ise şuradan izleyebilirler.
Diyeceğimiz o ki her ne kadar Behrengi Küçük Kara Balık gibi düşündüğü ve hayallerindeki dünya için mücadele ettiği için öldürülmüş olsa da emin olun “dünyayı küçük kara balıklar kurtaracak”. Umut etmekten ve inandığınız gerçekler için savaşmaktan asla vazgeçmeyin. Daha güzel yarınlar için cesur olun, alıştırıldığınız hayata veda etmekten korkmayın. Gölünüz denize dönüşsün.
1. “Hayat, yemek, uyumak, küçücük bir gölde yaşamak değildi”
2. “Küçük kara balığı bir türlü uyku tutmuyordu. Bütün gece, hiç gözünü kırpmadan denizi düşünüp durdu.”
3. “Siz biraz fazla düşünüyorsunuz.” demiş Küçük Kara Balık. “Durmadan düşünmenin yararı yok. İlerlemek istiyorsak harekete geçmeliyiz.”
4. “Kararımı verdim anne, gidip derenin nerede bittiğini öğreneceğim. Orada neler var, başka yerlerde neler var, görmek bilmek istiyorum.”
5. “Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?”
6. “Her an ölümle yüz yüze kalabilirim. Ama yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmem gerekmez. Bir gün ister istemez ölümle karşılaşacağım; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamamın veya ölümümün başkaların yaşamını nasıl etkileyeceği…”
7. “Siz bu göletten hiç dışarı çıkmıyorsunuz ki… Peki, nasıl oluyor da , bütün dünyadan söz edebiliyorsunuz?”
“Bu göletten başka bir dünya da mı var?”
“En azından bu suyun buraya nereden geldiğini, nereye gittiğini ve suyun dışında neler olduğunu düşünmeniz gerek”
8. “Bir nedeni olmadan mutlu olmak da istemiyorum; günün birinde gözlerimi açıp hepiniz gibi yaşlandığımı, ama hâlâ aynı balık olduğumu, ilk başta bildiğimden fazla bir şey bilmediğimi görmek istemiyorum!”
9. “Benim kendi beynim var, düşünebilirim; gözlerim de var görebilirim…”
10. “Balıkla salyangozun arkadaşlığı! Duyulmuş şey değil!”
“Ben de balıkla salyangozun düşmanlığını duymadım. Ama sizler onu hallettiniz.”
11. “…On bir bin dokuz yüz doksan dokuz küçük balık “İyi geceler” dileyerek yatmaya gitti. Büyükanne de uykuya daldı. Ama küçük bir kırmızı balık ne yaptı ne ettiyse de uyuyamadı. Sabaha kadar denizi düşündü hep..”
Şimdi küçük kırmızı balığın da denizi keşfetmesinin zamanı. Gölüm size emanet. Hoşça kalın.