Zorunluluk, tembellik, merak, hayalcilik, yaratıcılık ve icat arasındaki döngüde, mucitler olmasaydı; şu anki dünyada yaşamıyor olacaktık. Üstesinden gelinmesi en zor sorunlara pratik çözümler üreten, en olmayacak hayalleri fırsata dönüştüren muazzam kapasiteleriyle; insanlığın birkaç adım birden ileri gitmesini onlara borçluyuz. Hiç şüphesiz bunlardan biri de; 1519’da hayata veda eden ustaların ustası Leonardo da Vinci’ydi. Helikopter, planör, uçak, denizaltı, sürücüsüz araba gibi bazı buluşları yaşadığı çağın öyle ilerisindeydi ki, bilgi ve teknoloji yetersizliğinden ancak geçtiğimiz yüzyılda gerçekleştirilebildi.
Çağlar boyu yapılagelmiş yukarıdakilere benzer nice “büyük” icat ve mucit dururken, “dünyanın en değerli buluşu” ünvanını alan küçücük bir atacın ya da kuvvetli bir yapıştırıcı üretme girişiminin başarısız bir sonucu olarak kazara ortaya çıkan Post-it’in lafı mı olur demeyin! İşte onlarsız artık dünyayı eskisi gibi algılayamadığımız, boylarından büyük değişikliklere imza atan 22 küçük buluş.
1. İcat edildiğinden beri anlaşmazlıkların sebebi: Ampul
Evet, hem de fena halde kandırıldık çünkü ampulün mucidi Edison değil! Akkor lambayı 1801’de ilk halka tanıtan Humphry Davy. Ancak havayla temas eden ince teller yandığından, rakip mucitler Thomas Edison ve Joseph Swan bu teması kesen kullanışlı bir ampul üretmek için yarışıyorlardı. Swan çalışır haldeki ampulünü ilk kez 18 Ocak 1879’da İngiltere’de tanıtırken, araştırmalarını Amerika’da sürdüren Edison, 21 Ekim 1879’daki denemesinde başarılı olabildi. Edison ve Swan aralarında anlaşmaya vararak ilk ampulü 1883’te “Ediswan” adıyla pazarladılar.
2. Kalitenin Q’su: Pamuklu çubuk
Leo Gerstenzang, bebeklerin bakımını yapan karısının, bir kürdanın ucuna pamuk parçasını sarmasını dikkatle izledi ve 1923’te pamuklu çubuğu tasarladı. Gerstenzang buluşunu 1925’te daha da mükemmelleştirerek “Baby Gays” adıyla piyasaya sürdü. 1926’da ürünün adını değiştirip Q-tips Baby Gays yaptıysa da, ürün kısaca “Q-tips” adıyla biliniyor.
3. “O olmasaydı iki yakamız bir araya gelmezdi”: Çengelli iğne
Aslında Romalıların bundan 2000 yıl önce kendinden yaylı çengelli iğne kullandıklarının kanıtı var. Unutulmuş ve bir daha icat edilmesi gerekmiş. Patent kayıtlarına göre çengelli iğne, 1849 yılında Walter Hunt adına. Hunt’ın teknik çizimlerini yapan ressamlara 15 dolarlık borcu vardır. Alacaklıları, işe yarar bir icat yapması karşılığında borcunu temizlemeyi, hatta üzerine de 400 dolar vermeyi önerirler. Bu anlaşma dışında hiçbir gelir elde edemeyen Hunt, buluşunun patentini alır almasına ama tüm haklarını alacaklılarına devreder.
4. Pişiğin dürtüklemesiyle ilhama gelen kağıt bebek bezi
Vogue editörünün asistanlığını, yuva kurmak uğruna bırakan Marion Donovan, bebekleri olunca bu durumu fırsata dönüştürmüş. Bebeklerinin pişik yapan naylon külotlu, kumaş bebek bezlerinden daha iyi bir çözümü hak ettiğine ve bunun da paraşüt naylonu olduğuna karar verdi. Yaptığı sızdırmaz bebek bezi külotunu 1949’da satışa sundu. Tek seferlik bebek bezini 1951’de geliştirdi. Fikir öyle tuttu ki; talebi karşılayamayınca, patentini tüm haklarıyla birlikte bir milyon dolara sattı.
5. Kanıksanmış icat: Kağıt mendil
Birinin bunu icat etmesi mi gerekmiş dediklerimizden… Amerikalı John Kimberly ve Charles Clark’ın kağıt fabrikası, tıbbi sargılar için “selüloz tampon”u icat etti. Ürüne yeni kullanım alanı arayan ikili, 1920’de Kotex kadın pedi üretimine başladı. Dört yıl sonra da, bugün “Kleenex” adıyla bildiğimiz ilk kağıt mendili piyasaya sürdüler.
6. “Bir kez kullandıktan sonra atılacak bir şey icat et. Böylece müşteri yenisini almak için geri dönecektir”: Şişe kapağı
6. 19.yy’da patlamaya hazır gazlı içecekler geleneksel tıpayla zapt edilemediğinden şişelenmeleri büyük sorun. Amerikalı William Painter 1885’te yeniden kullanılabilen Triumph adlı bir tıpa icat etti. Hala en iyi çözümü bulamadığını düşünen Painter, 1891’de “tek kullanımlık” ilk şişe kapağını yapmakla kalmadı, ekonomiye yepyeni bir satış stratejisi de kazandırmış oldu. Buluşu öyle başarılı ki, 120 seneyi geçkin bir süredir daha iyisi yapılamadığı için hala kullanılıyor.
7. Fikri hakları başkasına ait: Kese kağıdı
1869’da kare tabanlı kağıt torbayı ilk akıl eden Margaret Knight. Fakat 1872’de daha basit ve kullanışlı olduğundan, yöntemi ve ürünü seri olarak üretecek makinenin icadı için kesekağıdına iki farklı patent alan kişi Luther Childs Crowell.
8. Kadın ve poşet çay arasındaki ilişki
“Kadın poşet çay gibidir. Onun ne denli güçlü olduğunu yalnızca sıcak suyun içindeyken anlayabilirsiniz” diyen ABD’nin eski “first lady”lerinden Nancy Reagan’ın bu veciiiiz sözüyle ne anlattığını anlayan beri gelsin. Poşet çay kolaylığının günlük hayatımıza girmesi 1930’lar gibi çok yakın bir tarih. Oysa Joseph Krieger’in demlemeye hazır poşet çayı piyasaya sürmesi 1919. Patent hakkını 1896’da ilk kez A.V. Smith alsa da, İngilizlerin demleme çaydan vazgeçmemeleri bu buluşu önemsiz kılmış.
9. En harika 100 şeyden biri: Açma halkası
Her şey, pikniğe gittiği bir gün Ermal Faze’in birasını araba tamponuyla açmak zorunda kalmasından ötürü… Faze teneke kutuya yapışık bir kaldıraç kolu yapmayı düşünmüş ve 1963’te patentini almış. Ama asıl devrim, 1965’te Omar Brown ve Don Peters’ın, bunu parmağın girebileceği bir halka haline getirip, yırtma şeridini sadeleştirmeleriyle gerçekleşti. İçeriye bastırılıp geriye doğru çekilen açma halkasını 1975’te geliştirdiler ve iki buluşun patentini de Emal Faze adına aldılar. Açma halkası, 20. yy’ın sonunda Time’ın “en harika 100 şey” listesine ikinci sıradan girdi.
10. İş yerlerinin ayrılmaz parçası not kağıdı: Post-it
1974’te Arthur Fry tarafından icat edildi. Buluşlar zorunluluktan doğar genellemesine inat Post-it, farkında bile olmadığımız bir ihtiyacı karşıladı. Fry’ın iş arkadaşı kimyager Spencer Silver’ın rastlantı sonucu “yapıştırmayan bir yapıştırıcı” keşfetmesiyle de geliştirildi. Kitap ayracı olarak düşünülüp tasarlanan Post-it, 3M tarafından 1980’de not kağıdı olarak raflarda yerini aldı.
11. Yapay uzvumuz “Fare”
Farenin mucidi, kullanıldığı ilk ticari bilgisayar, bir Apple modeli olduğu için Steve Jobs olarak bilinse de, bu doğru değil. Fareyi 1964’te Douglas Engelbart icat etti. Bilgisayarlarla ilgili 40 patenti olan Engelbart’ın en önemli icadı olmasa da en bilineni fare. Dünya genelindeki bilgisayar ağlarını birleştirme düşüncesi de Engelbart’a ait.
12. Akıtmaz, bulaşmaz ve tükenmez kalem
Laszlo Bíró, çabuk kuruduğundan, dağılıp bulaşma ihtimali düşük matbaa mürekkebinin, kalemlere uyarlanıp uyarlanamayacağını düşünmüş. Mürekkep, dolmakalemlerde kullanılamayacak kadar ağdalı olduğundan, onun sivri ucunu metal bir topla değiştirmeyi akıl etmiş.
13. Basit ve mükemmel tasarım: Ataç
Amerikalı yazar Owen Edwards’ın Gem marka ataca dair yazdıkları: “Ölümcül derecede kusurlu uygarlığımızda ayakta kalacak bir şey varsa o da mütevazı ataç olacak; uzak galaksilerden gelen arkeologlar bunları görünce, bizi gerçekte hak ettiğimizden daha üstte bir yere koyacaklar. Sayısız maddi yeniliklerimiz içinde ataçtan daha mükemmel tasarımlı bir nesne yoktur.” Yakın tarihlerde farklı insanlar tarafından farklı tasarımlarla icat edilse de bugün kullandığımız yassı ataç, 1899’da Johann Vaaler’ın icadı.
14. Diğer her şeyi hava cıvaya dönüştüren CD-DVD
İlk videodiski, televizyonun da mucidi John Logie Baird, 1926’da yaptı. Gramafonla aynı ilkeyi kullanıyor, balmumu diskin üzerine görüntü kaydedebiliyordu. Philips, Lazervision ile aynı fikri 46 yıl sonra yeniden icat etti. Baird’in diski ile Philips’in Laservision’u; Sony, Matsushita ve Toshiba’nın 1990’larda DVD’yi geliştirmesine öncülük etti. Sony’nin başkanı Akio Morita’ya göre; “bir CD, Beethoven’in Dokuzuncu Senfonisi’nin sığacağı boyutta”, yani 74 dakika olmalıydı. Bir milyon satış rakamına ulaşan ilk CD, 1986’da piyasaya çıkan Dire Straits’in “Brother’s in Arms” albümü.
15. Posta idaresinin yeni “ön ödemeli” gelir kaynağı : Kartpostal
Kim bunu icat etme zahmetine girer diye düşündüğümüz kartpostalı, 1861’de John P. Charlton akıl etti. 1868’de Emmanuel Herman ön ödemeli kartpostalı icat ederek bir adım ileriye götürdü. Ertesi yıl Avusturya Posta İdaresi Correpondenz-Karte adıyla ürünü piyasaya sürdü. Resimlisinin icadı 1872.
16. Kadınların mottosu “Seks zevk için, üreme üremek için yapılmalıdır”: Doğum kontrol hapı
1960’ta piyasaya sürüldüğünde çılgın çiçek çocuklarının en yakın dostu oldu ve o döneme damgasını vurdu. Hapın mucidi Gregory Pincus olsa da, icadına zemin hazırlayan araştırmalar 1919’dan beri yapılmaktaydı. Kadınların regl sorunları için kullanılan Carl Djerassi’nin sentezlediği sentetik hormonlar, gebeliği önlemek amacıyla tasarlanmamıştı. Ta ki, aile planlamada çalışan Margaret Sanger akıl edene kadar… Hapların ahlaki bir tartışma başlatması kaçınılmazdı fakat bu, kadınların Djerassi’nin yukarıdaki sözünü motto haline getirmelerine engel olamadı.
17. Zamandan tasarruf etmenin pratik yolu: Yara bandı
Dünyanın ilk yapışkanlı yara bandı Johson & Johnson’da çalışan Earle Dickson’ın sık sık kazaya uğrayan karısına düzenli pansuman yapmak zorunda kalmasından ötürü 1921’de ortaya çıktı. Başlangıçta pek tutmayan ürün, firmanın 1924’te kesik şeritler halinde “Band-Aid” adıyla satmaya başlamasıyla vazgeçilmez oldu.
18. Her derde deva petrol mumu: Vazelin
Saç merheminden yaralardaki enfeksiyonu önlemeye, deri eşyaların bakımından, makine yağlamaya ve mobilyalardaki lekeleri çıkartmaya varana kadar “çok amaçlı” kullanılan bu jölenin, aslında petrol olduğunu biliyor muydunuz? Aman petrol, canım petrol, vıcık vıcık yağlı petrol… Kimyager Robert Chesebrough petrol sahalarını gezerken matkapları tıkadığı için petrolcülerin başına bela olan bu “petrol mumu”nu, 1872’de tesadüf eseri keşfetmiş.
19. Galileo’dan Celsius’a: Termometre
İlk termometreyi 1592’de Galileo Galilei tasarladı. Alet sadece ısı değişimlerini ölçüyor, sıcaklığı doğrudan söyleyemiyordu. İlk başarılı termometreyi 1714’te Gabriel Daniel Fahrenheit yaptı. 1742 yılında Anders Celsius yaptığı termometrede suyun kaynama sıcaklığını 0, donma noktasını 100 derece olarak sabitledi. Ancak onun ölümünden sonradır ki, bu ölçek tersine çevrilecek ve bildiğimiz haline getirilecekti.
20. Elektriğin yerine kullanılan gereç: Pil
İlk pil, MÖ. 200’lü yıllara ait. 1938 yılında Alman arkeolog Wilhelm Konig tarafından Bağdat’ta bulunan bu pil, antik dönemlere ait en gizemli nesnelerden biri sayılıyor. Fakat bugün kullandığımız piller, 1800’de yeniden icat edildiğinde elektrik akımı sağlayan ilk ve tek gereçti. Fizikçi Alessandro Volta’nın en büyük buluşu pil, yine fizikçi Luigi Galvani ile arasındaki anlaşmazlık sonucu ortaya çıktı. Galvani, kurbağa bacaklarının bazı metallere temas ederek harekete geçmesine “hayvansal elektrik” adını vermiş, buna kaslarla sinirleri kaynak göstermişti; haksız da değildi. Volta ise aksine bu akımın metaller arasındaki temastan kaynaklandığını düşünüyordu. Belirli bazı metalleri aside batırarak sürekli bir elektrik akımı üretebileceğini keşfetti ve dünyanın ilk pilini yapmış oldu.
21. Oda büyüklüğünden milimetrenin binde birine: Mikroçip
Mikroçip de iki ayrı yerde aynı anda geliştirilenlerden… Lambalı bilgisayarlar oda büyüklüğünde yer kaplıyordu, transistörler icat edilince küçüldüler. Minyatür uzmanı Jack Kilby, her parçayı tek tek küçültmek yerine, silikon gibi yarı iletken malzeme kullanarak tümleşik bir devre yapmayı akıl etti ve Şubat 1959’da patent başvurusunda bulundu. Bu arada Robert Noyce daha büyük fakat üretimi daha kolay bir mikroçip üretmiş, başvurusunu Temmuz 1959’da yapmıştı. Noyce ortak mucit kabul edilse de, patent başvurusunu ilk yapan Kilby, mikroçipin mucidi sayılır.
22. Ürün kimlik bilgisi: Barkod
Bu inceli kalınlı çizgilerin vücuda dövme şeklinde işlenmesiyle geleceğin dünyasında kimliğimiz olması muhtemel. Bernard Silver, öğrenim gördüğü enstitüye gelen bir market zinciri sahibinin, ürün bilgilerini otomatik kaydedecek bir sistem istediğini duydu. Bu sıradışı fikri arkadaşı Norman Woodland ile paylaştı. İkili, tarayıcılarının ilk prototipini 1949’da yaptılar. Geliştirdikleri barkod sistemini 1962’de Philco’ya sattılar. Yine de ilk kullanışlı kod sistemi ve tarayıcıyı 1973’te IBM tasarladı.
Kaynaklar:
Büyük Buluşlar-Ian Harrison-National Geographic Society-2006
http://www.gercekbilim.com/leonardo-da-vinci-bolum-2-icatlar/