Kronik yorgunluk sendromu ve depresyon kaliteli bir uykudan sonra dahi yorgun hissetmenize neden olabilir. Kronik yorgunluk sendromu olan kişiler kendilerini depresyonda hissedebilir. Bununla birlikte depresyon yaşayan bireyler de kronik yorgunluk sendromundan muzdarip olduğunu düşünebilir. Depresyon, uzun süreli mutsuzluk ve umutsuzluk hissine neden olan önemli bir duygu durum bozukluğudur. Depresyonun en önemli belirtilerinden biri uyku problemleridir. Depresyonda olan bir kişi çok fazla uyuyabilir ya da uykuya dalmada zorluk yaşayabilir. Kronik yorgunluk sendromu ise altta yatan hiçbir neden olmamasına rağmen kişinin kendisini sürekli bitkin ve yorgun hissetmesine yol açan bir problemdir. Bu nedenle çoğu zaman depresyon ve kronik yorgunluk sendromu birbiriyle karıştırılıyor. Peki iki durum arasında bağlantı var mı? Uzmanlar bu konuda ne düşünüyor?
Depresyon ve yorgunluk arasındaki farklar nelerdir?
İki durum arasındaki en önemli fark depresyonun zihinsel, kronik yorgunluk sendromunun ise fiziksel bir sorun olmasıdır. Fakat uzmanlara göre ikisi arasında küçük de olsa bir benzerlik bulunmaktadır. Depresyonun belirtileri şu şekildedir:
Sürekli üzüntülü ve endişeli hissetmek
Umutsuzluk, çaresizlik ve değersizlik duyguları
Bir zamanlar zevk alınan hobilere karşı ilgisizlik
Çok az ya da çok fazla yemek
Odaklanma sorunları
Baş ağrısı, kramplar, mide bozuklukları
Uyku sorunları
Kronik yorgunluk sendromunda ise depresyonla ilişkili olmayan bazı fiziksel belirtiler bulunur:
Eklem ağrısı
Lenf düğümlerinin hassaslaşması
Kas ağrısı
Boğaz ağrısı
Depresyon ve kronik yorgunluk sendromu söz konusu olduğunda kişilerin günlük aktiviteleri farklı şekillerde etkilenir. Örneğin depresyonu olan kişiler genellikle kendilerini yorgun hissederler ve herhangi bir aktivite yapmakla ilgilenmezler. Aksine kronik yorgunluk sendromu olan kişiler kendilerini bitkin hissetse de her zaman aktivite yapma isteğinde bulunabilirler.
Kronik yorgunluğa sahip kişilerin depresyona girme riski artıyor
Yapılan bilimsel çalışmalar kronik yorgunluk sendromundan muzdarip olan kişilerin depresyona girme risklerinin yüksek olduğunu gösteriyor. Kronik yorgunluğu olan bireyler çoğunlukla uyku apnesi ve uykuya dalamama gibi uyku bozuklukları yaşıyor. Bu nedenle bireyler kaliteli bir uykudan mahrum kalıyor. Bu nedenle insanlar gün içinde kendilerini yorgun hissediyor ve motivasyon kaybı yaşıyor. Böyle bir durumda kısa bir yürüyüş dahi insanlara maraton gibi geliyor. Bu durum ise bireylerin depresyona girme riskini önemli ölçüde artırıyor.
Teşhis ve tedavi
Bazı durumlarda uzmanlar dahi depresyon ve kronik yorgunluk sendromu arasında net bir ayrım yapamıyor. Bu nedenle benzer şikayetlerle doktora giden bireylere detaylı testler ve anketler yapılıyor. Öte yandan kan testleri ve röntgen gibi yöntemler de kullanılabiliyor. Tüm tetkiklerin ardından nihai teşhis koyuluyor. Teşhisin ardından doktorlar en iyi tedavi planını oluşturacaktır. Terapi ve danışmanlık depresyonun en yaygın tedavi yöntemleri arasındadır. Kronik yorgunluk sendromunun tedavisinde ise; derin nefes egzersizleri, masaj, tai chi ve yoga gibi aktiviteler öneriliyor. Öte yandan hem kronik yorgunluk sendromunda hem de depresyon tedavisinde bireylerin uyku kalitesine önem veriliyor. Daha iyi bir uyku için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz:
Her gece aynı saatte yatağa girin
Yatak odanızın karanlık olmasına özen gösterin
Öğle saatlerinde uzun şekerlemeler yapmayın
Akşam saatlerinde alkol, tütün ürünleri ve kafein tüketmekten kaçının
Egzersizi sabah saatlerinde yapmayı tercih edin
Gece uyumadan bir saat önce bütün elektronik aletlerden uzaklaşın