İçinde yaşadığımız evreni keşfettiğimizden beri tüm bilim insanlarının ve insanlığın tek bir sorusu var; “Evrende yalnız mıyız?” Ancak evrenle ilgili henüz çözülmemiş birçok sır bulunuyor. Çünkü evren araştırmacıların çözümleyemeyeceği kadar büyük, hatta sonsuz. Fakat yine de evrenin ulaşabildiğimiz kısmına dek her şeyi araştırmaya ve anlamlandırmaya çalışıyoruz. Çünkü tüm bu araştırmalar bizi, evrende yalnız olup olmadığımız konusunda cevap almaya bir adım daha yaklaştırıyor. Araştırmalarına devam eden bilim insanları ise kozmik gaz bulutunda, bir “kalp atışı” gibi görünen bir duruma rastladılar. Detaylara birlikte bakalım.
Dünyada ilk insanlar var olduğundan beri, evren hakkında da araştırmalar yapılmaya devam ediliyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte ise evren hakkında daha fazla bilgi edinmeye başladık
Evrenle ilgili araştırmalarda geçtiğimiz aylarda bir gelişme yaşanmış ve Astrofizik profesörü Christopher Conselice, Samanyolu Galaksisi’nde 30’dan fazla tür olabileceğini söylemişti
Bu açıklama bilim dünyasını heyecanlandırmıştı. Ancak bilim insanları evrende yalnız olmadığımızla ilgili daha fazla kanıt bulmayı umuyor.
Geçtiğimiz haftalarda yapılan bir başka araştırmada da bilim insanları, NASA’nın Fermi Gama Işını Uzay Teleskobu’ndan S 433 olarak bilinen 15 bin ışıkyılı uzaklıktaki bir sistemi incelerken tesadüfen yeni bir keşif yaptılar
Güneşin yaklaşık 30 katı büyüklüğünde dev bir kozmik gaz bulutu (etrafı gaz bulutuyla çevrili dev bir yıldız) buldular. Ancak bir de kara delik tespit ettiler.
Bu kara delik ve yıldız, her 13 günde bir birbirinin etrafında dönüyordu
Bilim insanları, bu kozmik gaz bulutu ve kara delik arasında bir kalp atışı gibi görünen bir durum tespit ettiler. Bu da yeni keşfi sıra dışı kılıyor
Araştırmacılara göre, bu ritmik atım, kara delikle gaz bulutunun birbirleriyle bir şekilde bağlantılı olduklarını gösteriyor. Ancak ‘kalp atışının’ tahminen 100 ışıkyılı uzaklıktaki kara deliğe tam olarak nasıl bağlandığı belirsizliğini koruyor
Yayınlanan makaledeki araştırmacılardan biri olan Jian Li; “Bu gaz bulutu, bir küvetin drenajının üzerindeki girdaptaki su gibi, kara deliğe düşmeden önce bir birikme diskinde birikir” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bununla birlikte, bu girdaptaki suyun bir kısmı kanalizasyona düşmez, ancak dönen birikim diskinin üstünde ve altında zıt yönlerde iki dar jette yüksek hızda fırlar. Yani bu gaz bulutunun kara deliğin yakınında bu şekilde duruyor olması tuhaf. Kara delikle bir uyum halinde olması ise daha da tuhaf. Mikro kuasardan yaklaşık 100 ışık yılı uzakta, zamanlama yoluyla böylesine net bir bağlantı bulmak beklenmedik bir şey değil. Ancak kara deliğin gaz bulutunun kalp atışına nasıl güç verebileceği bizim için belirsiz.”
Kaynak: 1