Üniversitede yanlış branş seçtim hep ondan oldu, doğru branş seçtim ama o meslek kolunda para yoktu, meslek kolunda para vardı ama iş arkadaşları çok gıcıktı, arkadaşlar süperdi ama sektörün durumu kötüydü… İş dünyası hikayeleri hep birbirine benzer: İşin var ama memnun değilsin ya da işin yok ve zaten memnun değilsin; yani konu iş hayatıysa asla memnun değilsin.
Merak etme yalnız değilsin; çünkü yukarıda yazılanların tümü öyle ya da böyle dünyadaki bütün çalışanların dertleri arasında. Hatta bırak dünyayı fezadaki astronot bile aynı şeyi düşünüyor: O kadar uzaya çıktık cam kenarında neden hep o oturuyor, neden modülün kıçındaki camsız yere hep ben sıkışıyorum!
Özetle iş dünyası daha kendi dünyasını düzenlemekten bihaber, etiket fikirlerden ibaret bir kurmacadır. Ona hak ettiğinden fazla itibar edip kafayı yemeyiniz. Durumu daha rahat anlayabilmek için siz değerli okurlarımıza dünyanın en komik ve saçma işten atılma öykülerini derledik. Karşınızda Walt Disney’den Elvis’e, Ford CEO’sundan Graham Bell’e, iş dünyası saçmalıkları ve başarılı insanların işten kovulma öyküleri.
Sen kimsin ki Mickey Mouse
1919 yılında Walt Disney, karikatürist olarak çalıştığı “Kansas City Star” isimli gazeteden yeterince yaratıcı olmadığı için kovuldu. Editörü onun parlak fikirlere sahip olmadığını düşünüyordu. Hani dünyanın görsel tarihini değiştiren adam var ya Disney! Hah işte o. Adamdaki fütursuzluğa geliniz Walt Disney’i kovmuş. Tıyniyetsizliğin boyutunu varın hesab edin.
Adam Cem Uzan’dan falan zengin beyler
Sabancı + Koç + Ağaoğlu falan hepsini geçiniz, Türkiye’nin en zengin ilk 20 isminin servetini toplasanız bu Bloomberg denilen Hacivat’ın servetinin üçte biri etmiyor. 1998 yılında Salomon Brothers denilen yatırım bankası Citi Grup’a satılır. Yeni yapılanma içinde Michael Bloomberg’e yer verilmez. Kısaca Bloomberg, öptm kib by hacı denilerek şutlanır. Görürsünüz olm siz diyen Mr. Bloom, tazminat çekini alır ve o parayla kendi yatırım şirketini kurar. Bugün kendisi Amerika’nın en zengin 18. kişisi. Bitti mi? Noo, of course not! Bloomberg, üstüne bir de paranın kalbinin attığı New York’un bundan önceki belediye başkanı seçilmiş ve çok da başarılı olmuştur.
Bu örnekte olduğu gibi şirketlerin başka şirketler tarafından satın alınması ya da başka şirketlerin dışarıdan gelerek sizin şirketinizin işine karışması sık rastlanılan bir durumdur. Örneğin o iş 3 aya bitmeli denilen proje tam bitecekken, outsource edilir. Outsource demek aynı işi dışarıdan daha pahalıya yapan, müdürün kankisinin firmasına yaptırmak demektir. 3 ayda bitecek iş 3 milyon dolar tutar ve asla 3 ayda bitmez. Sonunda müdürün yediği naneler ortaya çıkar ve ibibik kovulur. Peki çok mu üzülür kovulduğuna, tabii ki hayır. Zaten bu işler kitabına uygun yapılmaktadır. Sahtekar müdür anında outsource firmasındaki arkadaşının yanında işe girer. Artık zengin bir müdür olmuştur. Olan yine senin 3 senelik stresine olur. Kasma o yüzden, koyver gitsin.
Harry Potter’ın anasını bile kovmuşlar
JK Rowling Uluslararası Af Örgütü’nün Londra ofisinde sekreter olarak çalışmakta ve iş yerinde yeni kitabının hayallerini kurmaktadır. Hayaller gerçeğe dönmeye başlar ve Rowling iş yeri bilgisayarında inceden romanını yazmaya koyulur. Bu gizli uğraşı fark edildiğinde, Uluslararası Af Örgütü zavallıcığı affetmez ve “başlatma büyücüne” denilerek kapı önüne koyulur. Aldığı işsizlik maaşıyla bir kaç yıl geçinen Rowling, süpürge üzerinde giden dört göz Harry sayesinde dünyanın en çok kazanan yazarı olur. 2010 yılı serveti 1 milyar doların üzerinde ki bu rakam, kanal-köprü ne kadar ihale varsa kazanan o anlı şanlı iş adamımızın servetine eşit.
Gülben’i, Seda’yı hatta Alişan ve Çağla’yı yaratan kadın
Dünyanın en çok kazanan televizyoncusu Oprah Winfrey (Acun yanında 3. kamera asistanının stajyeri kalır) Baltimore’da bir televizyon kanalı olan WJZ-TV’de akşam haberlerini sunmaktadır. Kader kara ağlarını örer ve Oprah’ın cücük beyinli yöneticisi kadıncağızı ekrana yakışmadığı için akşam haberlerinden alır. O pis adam yüzünden hepimizin hayatı değişecektir. Teselli olarak gündüz kuşağı programlarından birine kaydırılan Oprah Winfrey, insanların televizyon izleme alışkanlıklarını değiştirecek işlere imza atar. Duygu sömürüsünün dibine vuran ablamız gündüz kuşağı kadın programları denilen akıllara zarar formatı televizyon dünyasına kazandırır. Bundan yıllar sonra bizim işsiz güçsüz tüm sahne eskileri ve vizyon katili televizyon yapımcıları bu formatlara dört elle sarılır; şu an sinirden ağlama geldiği için devam edemiyoruz…
Naaber Ampül
Edison için ilkokul öğretmeni “O beyinsiz bir çocuk, hiçbir işte başarılı olamaz!” diye buyurmuş. Tabii ki sonraki yıllarda gerçek beyinsizin kim olduğu pırıl pırıl bir ampül ışığında ortaya çıkmış. Edison’un tek aşağılanması bacak kadar çocukken yaşanmamış; genç kaşif icatlarına başlamadan önce çalıştığı telgraf şirketinden de kovulmuş.
Örneklerde gördüğünüz gibi, iş ve eğitim dünyasının öyle büyük deneyimlere dayalı kuralları falan olduğuna inanmayın; emin olun kimse neyin ne kadar doğru olduğunu bilmiyor. İki ismi arasında “&” olan janjanlı ofislerden Lütfü Abi’nin kuru hububat deposuna, her türlü iş kolunun insana verdiği değer ve yatırım üç aşağı beş yukarı aynıdır. Ha mesela ne olur, ilkinde ofiste içki markası sponsorlu happy hour düzenlenir, ikincisinde hafta sonu sahilde mangala gidilir. Bir moda gelir açık ofis oturulur, diğeri gelir haftada bir gün home office sistemine geçilir. Çok kafaya takmamak gerekir, çünkü bu saçmalıkların asla sonu gelmez.
Elvis’e lolo yapmak!
Rock’n’roll’un kralı Elvis de sanat hayatında silleyi yemişlerden. Nashville’de konserlere çıkan Elvis, salonun müdürü tarafından sağlam aşağılanmış. Adinin evladı müdür krala “Memphis’e geri dön ve eski kariyerine, yani kamyon şöförlüğüne devam et” demiş. Elvis de gitarı kaldırıp bunun beynine kitlemiş. Yani bizim temennimiz o yönde, keşke kitleseymiş. Konserlerine farklı salonlarda devam eden Elvis, kısa zaman içinde tüm ülkenin ve sonrasında dünyanın sevgilisi olmuş.
Moda dünyasında da moda kovulmak
Sıradaki işten atılma hikayesi moda dünyasının en zalimi Anna Wintour hakkında. Şeytan Marka Giyer’deki şeytanın bizzat kendisi olan bu abla zamanında Harper’s Bazaar dergisinde junior editör olarak çalışırken üstü Tony Mazalla tarafından kışkışlanır. İşten çıkarılmasının sebebi moda çekimlerindeki tarzının fazla uç bulunmasıdır. Stilinden asla vazgeçmeyen Anna Wintour bugün gözleri ve sözleriyle moda dünyasını yönetiyor. Markalar onun teşrifine nail olabilmek için koleksiyon tarihlerini değiştiriyor. Kadınların bu sene geyikli tayt mı, göbeği açık jean mi giyeceğine o karar veriyor. Wintour, katıldığı derslerde moda öğrencilerine “kovulmayı hepinize tavsiye ederim” diyerek öğütler veriyor.
Robert Redford kovulur mu arkadaş
Robert Redford’u kovmak demek Bülent Ersoy’u kovmak, Abdullah Gül’ü kovmak, Kadir İnanır’ı kovup bir de arkasından nanik yapmak gibi bir şey demek olmalı. Ama kovulmuş sevgili okurlar, Oscar’lı karizma Redford’ta kovulmuş. Genç bir aktör adayıyken para kazanmak için çalıştığı Standard Oil (Amerika’da dönemin Petrol Ofisi) asrın aktörlerinden Redford’u kapı dışarı etmiş. Sonuç? Tutkulu her insanda olduğu gibi genç Robert durumu çok kafaya takmamış ve rotayı Hollywood’a kırmış.
Asfalt ağlatan kovulma
Lee Iaccoca her genç beyaz yakalının hayallerindeki noktaya gelmiş bir abimiz. Kendisi Ford Motor Company’nin başında bulunuyor, yani bulunuyormuş. Ne var ki firma dev olsa da kimi kurallar değişmiyor. Şirket babanızın malı değilse her an şutlanabiliyorsunuz. Lee Iaccoca’nın durumu da böyle olmuş, çalıştığı binada kendinden daha havalı bir isim daha varmış: Henry Ford Jr.
Adamımız Ford Pinto modelinin başarısızlığının ardından kapı önüne konulmuş. Boş durmayan Iaccoca çok geçmeden kötü durumdaki Chrysler’in başına geçerek devletten ballı bir kredi almış ve Ford’ta çalışırken kabul ettiremediği Dodge Caravan ve Plymouth Voyager gibi modellerle Chrysler’e büyük başarılar kazandırmış. Sonrası mı? Başta dediğimiz iş dünyasının o değişmez kuralları devreye girmiş; yani her şey iyi giderken bu sefer de sektör batağa saplanmış. Amerikan otomobil sektörünün girdiği buhranın ardından kocca Chrysler 2009’da iflas etti. Şirket bir süre sonra logo değiştirerek yeniden faaliyete geçse de, bugün Fiat tarafından satın alınmış durumda. Chrysler’in başında bugün isminden de rahatlıkla anlaşılacağı üzere Sergio Marchionne adında bir İtalyan var.
Safa anlatır gibi anlatmak için 1’e, suratına ahahaha diyerek kapatmak için 2’ye basınız
Telefonun mucidi olarak bilinen* Alexander Graham Bell cihazın geliştirilmesi ve patent işlemleri için Greene Hubbard’tan finansal destek ister. Rivayet odur ki Greene Hubbard, Bell’e telefonun telgrafın yaptığı işi yapan gereksiz elektrikli bir oyuncak olduğunu söyler. Bu Hubbard denilen abi de öyle boş bir insan değildir hani. Kendisi National Geographic derneğinin ilk başkanıdır. Neyse ki kararından çabuk dönen sevgili başkan, Bell’e gerekli desteği verir. Patent alındıktan sonra “Bell Telefon Şirketi” kurulur. Bu şirket sonradan dünyanın en büyük telefon firmasına dönüşerek AT&T olacaktır.
* 2002 yılında telefonun gerçek mucidinin İtalyan Antonio Meucci olduğu kanıtlanmıştır.
Bu martı sadece ‘gövaaa gövaa’ diye bağırmıyor
Eski pilot Richard Bach dünyanın en çok basılan kitaplarından biri olan Martı için tam 18 yayınevi dolaşmış ve reddedilmiş. Kim bilir o çok bilmiş editörler ne bahaneler sıraladılar gökler fatihi Richard’a. 19. denemeyi de göze alan Richard Bach kitabını 1970 yılında bastırmayı başarır. Böylece ünlü yazarın “Bir geleceği seçmenin bir yolu da, onun kaçınılmaz olduğuna inanmaktır” sözü nesiller boyu kulaktan kulağa yayılır.
Seinfeld asla unutmaz
Televizyon tarihinin en başarılı sitcom’larından Seinfeld’in yaratıcısı Jerry Seinfeld ünlü olmadan önce küçük bir dizide rol almaktadır. Yapımcılar Jerry’nin performansını beğenmez ve sadece 3 bölümün ardından aktörün işine son verirler. Ardından Seinfeld’in hayatına uygun bir durum gerçekleşir ve bu olayı kimse Jerry’e bildirmez. Elemanımız Jerry yeni bölümün okuma provalarına gidince repliklerinin senaryodan çıkarıldığını görür. Aşağılanmış hisseden Jerry, moralini bozmadan komedi kulüplerindeki şovlarına devam eder. Bu şovlardan birini izleyen Tonight Show görevlisi Jerry’i ekranlara çıkarır. Böylece Amerikan televizyon tarihindeki en başarılı dizilerden birinin yolu açılır.
Bonus: Alexander Graham Bell ilk ses kaydı
Video’nun 40. saniyesinden itibaren dinlenebilir.