Bir hastalık düşünün. Öyle bir hastalık ki ona yakalanan insanlar bir anda görme yetilerini kaybediyor ve sadece bir beyazlığa hapsoluyorlar. Bu sırada da hayat devam ediyor ama bu insanların hastalığı bulaşıcı olduğu için karantinaya alınmaları gerekiyor. Peki, hiçbir şey görmeden kendi başlarına nasıl hayatta kalabilirler?
José Saramago işte tam bu soruya cevap veriyor! Portekizli yazar Saramago edebiyat dünyasında önemli bir yere sahip. 1998 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan yazar, eserleri ile genellikle çağdaş sorunlar üzerine düşünmeyi teşvik ediyor.
“Suların Sessizliği”, “Kopyalanmış Adam” ve en ünlü eserlerinden biri olan “Körlük” gibi romanlarıyla tanınıyor. “Körlük”, bir salgın sonucunda insanların görme yetilerini kaybettikleri bir dünyayı anlatıyor. Bu roman, fiziksel körlüğü betimlemenin yanı sıra insan doğasını, toplumu ve insan ilişkilerini sorguluyor.
Kitap, insanların içinde bulundukları krizle baş etmeye çalışırken nasıl davrandıklarını ve insanlık durumunu çarpıcı bir şekilde tasvir ediyor. Yazar insan doğasının karanlık yanlarına odaklanmasıyla tanınıyor. Saramago’nun dil kullanımı ve anlatımı, okuyucuya insanın iç dünyasına ve toplumunun yapısına ilişkin derinlemesine düşündürücü bir deneyim sunuyor.
Kitap, toplumsal normları, insanın içsel çatışmalarını ve dayanışmayı sorgulamasıyla edebi bir değere sahip. Saramago’nun eserleri genellikle okuyucuyu sorgulamaya ve düşünmeye teşvik ediyor. Şimdi daha fazla vakit kaybetmeden Körlük kitap analizi yazımıza başlayalım👇
Körlük ne anlatıyor?
“Körlük”, insan doğasının karanlık yönlerini ve toplumsal düzenin çöküşünü ele alan etkileyici bir roman. Kitap, aniden bir sürücünün körlüğe yakalandığı bir trafik ışığı önünde yaşanan olayla başlıyor. Sürücü bir anda kör olmuştur ama bu körlük siyah değil, beyazdır ve bulaşıcı bir hal alarak çevresindekilere yayılır.
Ancak bu fiziksel körlük, hikayenin asıl olayı değil. Roman, bu aniden yayılan körlük salgını sırasında insanların nasıl davrandıklarını, toplumun çöküşünü ve insanın doğasıyla ilgili karanlık yönleri inceliyor. Körlük, toplumdaki kuralların ve normların çöktüğü bir ortam yaratır. İnsanlar, hayatta kalmak için içgüdülerine ve en temel dürtülerine teslim olurlar. Değerler kaybolur, insani ilişkiler çürür ve insanlık onurunu kaybetmeye başlar.
Saramago’nun akıcı ve karakter odaklı anlatımı, insan psikolojisine ve toplumsal dinamiklere dair derinlemesine düşündüren bir eser sunuyor. Kitabı incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.
“Körlük”, Nobel ödüllü yazar José Saramago’nun unutulmaz eserlerinden biri. Kitap, isimsiz bir şehirde aniden ortaya çıkan bir salgınla başlıyor. Bu salgın, insanların görme yetilerini kaybetmelerine sebep oluyor. Aniden kör olan insanlar yetkililer tarafından karantina altına alınıyorlar.
Ana karakterlerden biri hasta insanlarla temas etmesine rağmen gözleri sağlam olan bir kadın. Doktor kocası ile birlikte bu körler kampına giren kadın, çevresindeki korku, açlık ve insanın içindeki vahşeti gözlemlemeye başlıyor. İnsanlar, gördükleri karanlığın ve çaresizliğin etkisi altında kalırken, toplumun normları ve kuralları çökmeye başlıyor. Kampta yaşanan kaos, insanların içindeki en iyi ve en kötü yanları ortaya çıkarıyor.
Kitap, insan doğasının derinliklerine inerken aynı zamanda umudu, dayanışmayı ve insanın içindeki direnişi de vurguluyor. Bu roman, sadece bir kurgu hikayesi değil, aynı zamanda insan psikolojisi, toplumun işleyişi ve ahlaki değerler üzerine çok derin düşündüren bir yapıt.
José Saramago’nun “Körlük” adlı kitabı oldukça derin ve çok katmanlı bir eser. Kitap, bir salgının ardından toplumun içinde bulunduğu krizi ve insan doğasının karanlık yönlerini ele alıyor.
Hikaye, bir şehirde aniden patlak veren bir “beyaz körlük” salgınıyla başlıyor. İnsanlar bir bir körleşmeye başlıyorlar ve bu durum hızla yayılır. Ancak, bu körlük fiziksel bir durumdan çok, insanlığın ahlaki ve toplumsal bir çöküşünü simgeliyor. Bu olay, insanların içinde bulunduğu kırılganlığı, acziyeti ve insan doğasının karanlık yönlerini açığa çıkarıyor.
Kitap, toplumsal düzenin çöküşüyle birlikte insanların davranışlarını, ilişkilerini ve insanlık değerlerini sorguluyor. Karakterlerin adlarının olmaması, onların herhangi bir kişisel kimliğe sahip olmaması, bu durumu evrensel bir insanlık durumu olarak sunuyor. Bu, okuyucunun karakterlerle daha kolay özdeşleşmesine ve kendini onların yerine koymasına olanak tanıyor.
“Körlük”, insanın içsel kötülüğü, güç ilişkileri, dayanışma ve insanlık hakkındaki derin düşüncelerini ortaya çıkarıyor. Saramago, insan doğasının karanlık yönlerini gösterirken umudu da kaybetmiyor ve insanların dayanışma içinde nasıl güçlü olabileceğini de vurguluyor.
Bu kitap, sadece bir kurgu öyküsü değil, aynı zamanda insan psikolojisi, toplum ve insan ilişkileri üzerine derinlemesine bir inceleme.
“Kesinlikle okunması gereken eserlerden biri. Çok güzel çok eğitici ve çok şaşırtıcı bir eser. Yalnızca tek bir soru var kafamda doktorun karısı neden sen hep görüyordün neden hiç beyaz körlük seni bulmadı? Daha çok sorularla karşılaştım ama en önemlisi bu benim için. Okudum üstüne filminide izledim. Çok acıklı bir durum körlük. Empatiyide geliştiren bir kitap. Okuyun şiddetle tavsiye edilir…”
Yazan: @havvacicek0
“Okuduğum ilk Jose Saramago eseriydi. İlk sayfalarda çok etkilendim. Distopyanın gerçekçiliği o kadar çok içine çekiyor ki her satırda hangi karakterden bahsediliyorsa onun gözüyle hikayenin içine dalıyorsun. Okumaya her ara verdiğimde çok sevdiğim bir dizinin bölüm sonu gibi sonrasında neler olacak diye meraklanmakla geçti.
Konusu, körlüğün salgın hastalık gibi yayıldığı bir toplumda korku ve paniğin hakim olması sonucu ahlaki değerlerin çökmesidir. Romanı özellikle şu anda pandemiyi yaşadığımız dönemde okuyarak, romandakinin yanına yaklaşmayacak kadar olsa da karantina psikolojisini deneyimlemiş olmak hikayeye daha da empatiyle yaklaşmama neden oldu. Yazarın kendine özgü yazım şekli ve akıcı üslubu kitabı okumaya değer kılıyor.”
Yazan: @sefaornek
Körlük kitap alıntıları
“Geçecek, göreceksiniz, geçecek…”
“Hepimizin zayıf anları olur ve ağlama yeteneğimizin olması bizim için şanstır…”
“Asıl körlük, umudun tükendiği bu dünyada yaşamaktı.”
“Sessiz kalma en kuvvetli alkışlamadır.”
“Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük, Gören körler mi, Gördüğü halde görmeyen körler.”
Körlük kitabı ne anlatmak istiyor?
Kitap, bir salgının şehri etkisi altına alması sonucu insanların aniden körlük yaşamasını ve bu durumun getirdiği toplumsal, psikolojik ve ahlaki yıkımı anlatıyor. İnsan doğasının karanlık yönlerini, toplumsal düzenin çöküşünü, dayanışmanın ve insanlık değerlerinin sınandığı bir ortamı resmediyor.
Körlük kitabı hangi kategoride?
Körlük kitabı kurgu roman kategorisinde yer alıyor.
