Masal deyince aklımıza “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler”, “Külkedisi” gibi klasik Disney filmleri ya da “Pinokyo” gibi içerikler gelir. Eğer bunları okuyarak büyüdüyseniz muhtemelen bu masalların küçük çocuklar için sağlıklı bir eğlence aracı olduğunu düşünmüşsünüzdür. Ama bu masallara bir de yetişkin gözüyle baktığınızda o kadar masum olmadıklarını hatta ürkütücü olduklarını göreceksiniz. Masallar hakkında detaylar oldukça fazla. Sizleri daha fazla bekletmeden yazımıza geçelim. İşte çocukken hatırladığımızdan çok daha karanlık olan masallar…
Masal deyince hepimizin aklına karakterlerin mutlu sona ulaştığı, iyilerin kazandığı ve kötülerin kaybettiği bir dünya gelir. Peki küçükken duyduğunuz/okuduğunuz masallara bir de yetişkin gözle bakmaya ne dersiniz?
Masallara yetişkin gözle baktığınızda onların aslında ne kadar ürkütücü olduğunu göreceksiniz.
Sindirella, Pamuk Prenses, Pinokyo ve daha fazlası… Her ne kadar çocuk masalı olsalar da yetişkin gözle baktığınızda bu içeriklerin ne kadar fazla şiddet barındırdığını göreceksiniz
Peki neden çocuk masalı diye anlatılan hikayeler bu kadar şiddet içerikli?
Masal, aslında ilk ortaya çıktığında çocuk hikayesinden ziyade yetişkinlerin çocuklar yattıktan sonra eğlenmek için anlattıkları alaycı halk hikayesi şeklinde ortaya çıkmış
Ama sonra işler değişmiş tabi…
Ancak sonradan dönemin yazarları masalların yetişkinler tarafından satın alınmadığını görünce içerisindeki dehşet sahnelerini azaltmaya, çocuklar için uygun hale getirmeye başlamışlar
Buna örnek olarak tüm dünyanın masallarını okuduğu Grimm Kardeşler’i örnek verebiliriz. Hansel ve Gretel, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler gibi masalların yazarı olan Grimm Kardeşler “Nursery and Household Tales” adlı kitaplarını ilk yayımladıklarında hedef kitleleri yetişkinler olmuş. Ancak sonradan satışlarda hayal kırıklığına uğrayınca kitabı çocuklar için uygun hale getirmeye başlamışlar.
Tabii ne kadar bazı şiddet sahneleri çıkarılsa da içerikler tamamen temizlenmemiş. Bunun nedeni ise masalların sadece çocukları eğlendirmek için değil aynı zamanda onları kötü eylemlerin sonuçları hakkında eğitmek için tasarlanan bir tür olması
Hatta Psikolog Bruno Bettelheim de ürpertici şeylerin çocukların büyümenin bir parçası olan korkularla başa çıkmalarına izin vererek duygusal olarak büyümelerine yardımcı olduğunu savunmuştu
Tüm bunlar ise bütün dünyanın bildiği, klasikleşmiş masalların günümüzde bile aynı şiddet öğelerini içermesini beraberinde getirdi. İşte çocukken hatırladığınızdan çok daha korkunç olan 10 masal…
Şimdi sayacağımız masalları mutlaka bir yerlerde duymuş ya da bizzat kendiniz okumuşsunuzdur. Eğer artık çocuk yaşta değilseniz bu masallara bir de yetişkin penceresinden baktığınızda çok şaşıracaksınız!
1. Pinokyo
Pinokyo’nun 1940 Disney versiyonunu düşündüğünüzde, muhtemelen kuklanın yalan söylediğinde burnunun büyüdüğünü ve filmin unutulmaz şarkısı “When You Wish Upon a Star“ı söyleyen sevimli küçük arkadaşı Jiminy Cricket’i hatırlarsınız.
Ancak Time dergisi eleştirmeni Richard Corliss, meseleye farklı açıdan bakıyor ve bu masalda ahlaki kuralların korkutma yoluyla öğretildiğini belirtiyor; örneğin Pinokyo’nun evden kaçtığında kötü bir yetişkinin pençesine düşmesi gibi… Ama Pinokyo’nun Carlo Collodi’nin 1883’te yazdığı orijinal metnine baktığınızda çok daha rahatsız edici olduğunu görürsünüz. Örneğin Pinokyo, orijinal masalda tahta kafasıyla dalga geçen arkadaşını çekiçle öldürüyor.
2. Küçük Deniz Kızı
Hepimiz küçük deniz kızını dillere destan güzelliği, yarı insan yarı balık görünümü ve insan bir prense aşık olmasıyla biliriz. Masalda küçük deniz kızı Ariel’in Ursula adlı cadıdan insana dönüşmesi için yardım istediğini belki hatırlarsınız. Masalın film versiyonunda bu istek karşısında cadı, Ariel’den sesini isterken; Andersen’in anlattığı orijinal versiyonunda hikaye o kadar masum değil. Orijinal masal bize Ariel’in dilinin cadı Ursula tarafından kesildiğini, Ariel’in aşık olduğu prensi insan kılığındaki bir prensese kaptırdığını ve kız kardeşlerinin cennete yükseldiğini anlatıyor.
3. Sindirella
Klasik Sindirella masalını bilirsiniz ama kısaca hatırlatalım… Kül kedisi Sindirella, üvey kardeşleri ve üvey annesiyle yaşar. Onu etrafında bir tek vaftiz annesi önemser. Bir gün prensin katılacağı baloya giden Sindirella, vaftiz annesinin verdiği kıyafetleri giyerek baloya katılır. Sindirella’nın eski haline dönüşmemesi için gece 12’ye kadar vakti vardır. Bu sırada ayakkabısını kaybeden Sindirella’nın kayıp ayakkabısı aracılığıyla prens ile yolu kesişir. Prens ayakkabının sahibini bulmak için herkesin tek tek kapısını çalar. Ayakkabının Sindirella’nın üvey kız kardeşlerinin ayağına olmadığını gören prens, şansını bir de Sindirella’da dener. Ayakkabı Sindirella’nın ayağına olduktan sonra prens ile Sindirella evlenirler.
Hepimiz hikayeyi bu şekilde biliyoruz ama Charles Perrault’un 1697’de yazdığı versiyonunda Sindirella’nın üvey kız kardeşlerinin dilediği özrü kabul ettiğini görüyoruz. Yani yine benzer bir son var. Ama 1812’de Grimm Kardeşler’in yazdığı masal çok daha korkunç:
Kötü üvey anne, iki kızının en büyüğüne bir bıçak uzatır ve ona ayak parmağını kesmesini emreder: “Çünkü kraliçe olduğunuzda, asla yaya gitmek zorunda kalmazsınız”. Prens kandırılır ve iki konuşan güvercin onu kana bulanmış ayakkabısıyla uyarana kadar onunla birlikte yola çıkar. Küçük üvey kız daha sonra topuğunu keserek onu kandırmaya çalışır ancak güvercinler prensi tekrar uyarır. Nihayetinde, rüyalarının kızını tespit ettiğinde, iki kötü üvey kardeş, iyilik yapmak umuduyla düğüne katılır. Ancak güvercinler gözlerini çıkararak onları kör ederler.
4. Kırmızı Başlıklı Kız
Bu zamana kadar pek çok versiyonu olsa da Kırmızı Başlıklı Kız, temelde hasta büyükannesine ormanda yiyecek toplamak için tek başına yola çıkan bir kız çocuğunun Kurt tarafından kandırılmasını anlatıyor. Kurt, kızı oyaladıktan sonra büyükanneyi yer ve sonra büyükannenin kılığına girerek kızı da avlamak ister. Ancak sonrasında kız tesadüf eseri oradan geçen bir avcı tarafından kurtarılır. Bu versiyon Grimm Kardeşler tarafından yazılan versiyon.
Hikayenin orijinali ise ilk kez 1697 yılında Charles Perrault tarafından derlendi. Orijinal hikaye cinsel göndermelerle dolu. Hikaye şöyle; Kırmızı Başlıklı Kız ergenlik döneminde olan genç bir kız. Tehlikelerle dolu ormandan geçip, büyükannesinin evine gittiğinde, onun hasta olduğu için yatakta olduğunu görür. Daha sonra büyükannesi kıza, ekmekle sütü bırakıp mutfakta pişmekte olan etten yemesini söyler. Kırmızı Başlıklı Kız, büyükannesinin dediğini yapar ve iştahla eti yiyerek karnını doyurur.
Ardından Büyükannesi onun soyunup yanına yatmasını ister, Kırmızı Başlıklı Kız ise bu isteği yerine getirir. Ardından kurt kahkahalar içinde, yediği etin aslında büyükannesi olduğunu söyler. Ağlamaya başlayan Kırmızı Başlıklı kız daha sonra kurt tarafından yenir.
5. Hansel ve Gretel
Hansel ve Gretel, Kuzuların Sessizliği de dahil olmak üzere pek çok filme konu olan ünlü seri katil Hannibal Lecter hayranlarının ilgisini çekebilecek bir masal. Masalda çocukları kandırmak amacıyla şekerden yapılmış bir evde yaşayan bir cadının çocukları pişirip yemesi anlatılıyor.
Grimm Kardeşler’in yazdığı 1812 versiyonunda, cadı Hansel’in daha etli çocuk olacağına karar verir ve kız kardeşini aç bırakırken onu şişmanlatmak için bir kafese kilitler. Sonunda, cadı yine de ikisini de yemeye karar verir. Ancak uygun bir anda onu fırına iten ve onu öldürene kadar yakan Gretel tarafından alt edilir. Buna karşılık, “Kuzuların Sessizliği”nin sonunda hapishaneden kaçan Lecter’in oldukça kolay kurtulduğunu hatırlarsınız.
Gördüğünüz üzere ders vermek için bile olsa bu masal da fazlasıyla şiddet içerikli. Öyle ki, eleştirmenler tarafından kimi zaman Kuzuların Sessizliği gibi gerilim dolu bir film ile birlikte bile değerlendirilebiliyor.
6. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler
Bu hikaye “arındırılmış modern masal” trendlerini başlattığı için özellikle dikkate değer. Animatör Walt Disney, 1938’de hikayeyi ilk uzun metrajlı film çalışmasına uyarlamak istediğinde etrafında pek destekçisi olmamıştı. Ancak bu yapım, izleyicide ciddi anlamda karşılık buldu. Tabii ki uyarlama olduğu için filmde masalın orijinal halinde yer alan tüm ürkütücü detaylara yer verilmedi.
Örneğin Grimm Kardeşler’in versiyonunda, Pamuk Prenses’in kötü üvey annesi, konukların yanan kömürlerde bir çift demir ayakkabıyı ısıttığı Pamuk Prenses’in düğününe davet edilir. Daha sonra kızgın ayakkabılara adım atmaya ve ölünceye kadar acı içinde dans etmeye zorlanır. Bundan daha gaddarca bir masal olamazdı herhalde. ?
7. Rumpelstiltskin
Oldukça popüler olan bu masal da bir çocuğu çalmaya çalışan cüce bir adamın korkunç hikayesini ele alıyor. Büyülü güçlere sahip olan Rumpelstiltskin adlı bir adam, ilk doğan çocuğunu ona vereceğine dair verdiği söz karşılığında mütevazı bir değirmencinin kızını kraliçeye dönüştürür. Takas zamanı geldiğinde kraliçeye dönüşen kadının tek çıkış yolu cücenin ismini doğru tahmin etmektir. Ama bunu yapmayı başardığında işler daha da tuhaflaşır.
Küçük adam “Şeytan sana bunu söyledi!” diye bağırır ve o kadar sinirlenir ki ayağını yere vurur ve bir şekilde sağ bacağını toprağın derinliklerine daldırır. Kendini çıkarmaya çalıştığında, vücudunu ikiye ayırır. Gördüğünüz üzere yine dehşet verici bir sahne yazılmış.
8. Karlar Kraliçesi
2013 yılında filme uyarlanan bu masalın orijinal metni yine ürkütücü olsa da film uyarlaması mutlu sonla bitiyor. Filmde doğaüstü güce sahip Elsa ve kız kardeşi Anna’nın büyüdüklerinde aşık oldukları kişiler sebebiyle işlerin sarpa sarması ancak sonrasında Anna’nın gerçek aşkı bulması anlatılır.
Andersen’in yazdığı masal ise muhtemelen bir kabusta karşınıza çıkacak cinsten! Kay adında küçük bir çocuk, gözüne ve kalbine gömülü kırık bir sihirli aynadan cam kırıkları alır. Cam bir şekilde buza dönüşür, bu da – net olmayan nedenlerden dolayı – Kay’ın kar fırtınası sırasında üzerine düşen beyazlar içindeki gizemli bir kadın tarafından kaçırılmasına yol açar. Kız kardeşi Gerda daha sonra onu ayı yavruları, yılanlar ve kirpilerden oluşan bir ordu tarafından korunan Karlar Kraliçesi’nin sarayından kurtarmak için bir arama kurtarma görevi başlatmak zorunda kalır.
9. Rapunzel
Rapunzel’in Disney tarafından üretilen film versiyonunda Rapunzel ile aşık olduğu prensin mutlu son yaşadığına şahit oluruz. Filmde Rapunzel, aşık olduğu prens tarafından kurtarılır ve prens Rapunzel’in saçını cadıyı öldürmek için keser. Ancak masalda olaylar bu kadar kolay gerçekleşmez.
Grimm Kardeşler’in yazdığı Rapunzel masalında prens Rapunzel’i etkilemek için kuleye tırmandıktan ve görünüşe göre onu hamile bıraktıktan sonra, cadı Rapunzel’in saçını keser ve onu çöle terk eder. Prens dönüp kuleye tırmandığında, cadı ile karşı karşıya gelir ve cadı, Rapunzel’i bir daha asla göremeyeceğini söyleyerek onunla alay eder. Prens umutsuzluk içinde kuleden atlar ve dikenleri gözlerini delen çalıların üzerine düşer. Daha sonra birkaç yıl kör bir evsiz olarak dolaşır, ta ki şans eseri ikizlerin evli olmayan bir annesi olarak mücadele eden Rapunzel ile tanışana kadar. Neyse ki, Rapunzel’in gözyaşları filmde olduğu gibi aynı iyileştirici güce sahiptir ve bu sayede prensin körlük sorunu ortadan kalkar. İkili evlenmek için krallığına döner.
10. Uyuyan Güzel
16 yaşında ölmesi için kendisine büyü yapılan bir genç kadının bir prensin öpücüğüyle derin uykudan uyandırılmasını anlatan bu masalın Perrault ve Grimm Kardeşler tarafından yazılan versiyonu görece masumane olsa da; 14. yüzyılda yazılan hali korkunç detaylar içeriyor.
14. yüzyıldaki versiyonunda Uyuyan Güzel’i yatak odasında çıplak ve baygın şekilde yatarak gören prens onunla cinsel ilişki kurmak için dürtülerini “kontrol edemiyor” ve onu hamile bırakıyor! Tecavüz değil de nedir bu?! Sonrasında uyku halindeki güzelimizin bir çocuğu oluyor. Bebek annesinin parmağını ısırıyor, meme sanıyor ve bu sırada Uyuyan Güzel’in yattığı yerdeki keten parçanın düşmesiyle uyanışı gerçekleşiyor.
Kaynak: 1