Dünyadaki insanların birçoğu farklı fobilere sahip. Kabul edelim bunların arasında oldukça ilginç fobiler de bulunuyor. Nitekim fobiler ve korkular hayatı son derece olumsuz etkiliyor. Korkuları veya fobileri olan insanlar için, psikologlar artık psikoterapiye ek olarak modern bir tedaviye de sahipler. İnsanların endişeleriyle savaşmasına yardımcı olmak için sanal gerçekliği kullanıyorlar. Yoğun korku hayatı olumsuz etkilese de, hafif dozda korkmak aslında sağlığa oldukça faydalı. Korkunun tahmin edemeyeceğiniz 8 faydasını yazdık. Keyifli okumalar!
1. Korku, kilo vermenize yardımcı olur
Biraz korktuğunuzda, her zamankinden biraz daha fazla kalori yakarsınız. Nabzınız hızlandıkça, vücudunuz bir adrenalin akışı yaşar. Metabolizmanız hızlanır ve bu süreçte depolanan şeker ve yağ yakılır. Londra’daki Westminster Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, Shining veya Exorcist gibi korku filmlerini izleyen kişilerin, bu filmleri izlerken 113 kalori yaktığı tespit edildi. Bu miktar, yarım saatlik bir yürüyüş ile eş değer.
2. Bağışıklık sisteminizi güçlendirir
İngiltere’deki Coventry Üniversitesi tarafından yapılan bazı araştırmalarda, katılımcılar bir korku filmi izlediler. Sonra araştırmacılar filmi izleyen kişilerden kan örnekleri aldı. Sonuçlar ise şaşırtıcıydı. Korkunun beyaz kan hücrelerinin harekete geçmesine neden olduğu belirlendi. Beyaz kan hücreleri, hastalıklarla savaşmanıza ve vücudunuzu onarmanıza yardımcı olan hücrelerdir. Ne kadar çok beyaz kan hücreniz varsa, bağışıklık sisteminiz o kadar güçlüdür.
3. Korku, güçlü bir motivasyon kaynağıdır
Korktuğumuzda vücudumuz sadece adrenalin salgılamaz, aynı zamanda serotonin gibi diğer kimyasallar da salınır. Bu kimyasallar beynimizin daha verimli çalışmasına yardımcı olur. Bu yüzden korku aslında enerjidir. Hatta bir motivasyon kaynağıdır.
Örneğin, bir koşucuysanız ve her gün aynı rotayı takip ediyorsanız buna çabucak alışırsınız, ancak biraz korkacağınız ve gerçekten odaklanmanız gereken yeni bir yer bulduğunuzda beyniniz daha farklı düşünmeye başlar, maksimum gücüne ulaşır. Beynimiz yeni zorluklar arzular. Hatta bu nedenle bulmaca gibi şeylerle beynimizi sürekli canlı tutmak büyük önem taşır.
4. Sizi diğer insanlara bağlar
Korku hissettiğinizde, etrafınızdakilerle ilişkiler kurmanıza yardımcı olan bir hormon olan oksitosin salınır. Hepimizin hayatta kalma içgüdüsü vardır. Bu içgüdü ise bizi tehlikenin üstesinden gelmek için diğer insanlarla eşleşmeye iter. Bu durum son derece ilkeldir. Ancak yine de örnek vermek gerekirse, korku filmi izlerken yanımızdaki kişiye sokulmamız buna örnek olabilir.
5. Odaklanma ve konsantrasyon sağlar
Geleceği veya bilinmeyen bir şeyi düşünmek sizi korkutur, endişelendirir. Bizi strese sokan adrenalin ile birlikte biraz endişeli hissediyorsanız, norepinefrin olarak bilinen başka bir hormon salgılanarak odaklanmanıza yardımcı olur. Bu hormon stres altında daha net düşünmeyi sağlar, bu yüzden birçok antidepresanda kullanılmaktadır.
6. Korku, beladan çabucak kurtulmanıza yardımcı olur
Geceleri yetersiz aydınlatılmış bir caddeden geçtiğimizde veya hemen arkamızdaki ayak seslerini duyduğumuzda, gelecekteki eylemlerimiz hakkında düşünmek için fazla zaman harcamıyoruz; daha hızlı yürümeye ve güvenli hedefimize daha erken ulaşmaya çalışıyoruz. Korku beyni, bir durumun ayrıntılı bir analizine girerek vakit geçirmek yerine hemen tepki vermeye ve bir çözüm bulmaya zorlar
7. Korku, bazen hayatınızda olumlu bir değişiklik yapmamız için size yardımcı olur
Bir doktora göründüğünüzü düşünün. Doktor size şekeri azaltmanız gerektiğini yoksa şeker hastalığına yakalanabileceğinizi söylerse bu duruma müdahale etmeye çalışır ve yaşamınızı buna göre düzenlersiniz. Çünkü hasta olmaktan korkarsınız. Bu nedenle bazen korkmak iyidir, olumlu değişikliklere sizi zorlar.
8. Kendi potansiyelinizin farkına varmanıza ve kendinizi geliştirmenize olanak tanır
Cronos sendromu olarak bilinen psikolojik bir durum var. Bu, insanların hayatlarının herhangi bir alanında, işle, bir ilişkiyle veya aileyle ilgili olsun, başka birinin yerlerini alacağından korktukları zaman. Psikologlar, makul dozlarda bu korkunun yaşamlarımızda gelişmemize yardımcı olabileceğini ve böyle bir korku olmadan çoğumuzun özel veya profesyonel yaşamlarımızda bir düşüş hissedeceğini iddia ediyor. Kimsenin bizi değiştirmeyeceğinden emin olduğumuzda, sahip olduğumuz şeyler konusunda rahatlar ve ilişkilerimizde ya da işimizde tembelleşmeye başlarız.
Kaynak: 1