İsviçreli psikiyatr ve analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung tarafından geliştirilen kolektif bilinçaltı kavramı, tüm insanoğlunun ortak bir bilinçaltının olduğu ve bazı korkularımızın ya da becerilerimizin atalarımızın anılarından geldiğini anlatıyor. Carl Gustav Jung, zihnin yalnızca çevreden etkilenerek şekillendiği görüşünü yıkmış, evrimin yalnızca bedenimizde değil, ruhumuzda da etki bıraktığını savunmuştur.
Zihin De Evrimden İzler Taşır
Psikiyatr Jung’a göre zihin de beden gibi evrimle şekillenmiştir. Dolayısıyla da insan geçmiş yaşamlarla ve deneyimlerle zihni aracılığıyla bağlantıdadır. Bu bağlantı sadece kendi geçmişini ve tecrübelerini değil, tüm insanlık tarihinin deneyimlerini kapsar. Kolektif bilinçaltı kavramının temelinde, ortak anılarımız yatar. Atalarımızdan bize kalan bu ırksal anılar bizim bazı korkularımızı tetikleyebileceği gibi becerilerimize de katkıda bulunur. Yaşadığımız bazı deneyimler kolektif bilinçaltıyla ilişkilendirilebilir.
Tüm İnsanlar Benzer Rüyalar Görür
Freud’un bilinçaltı kavramının Jung tarafından geliştirilmiş hali olan kolektif bilinçaltı kavramına göre, birbiriyle ilişkisi olmayan toplumlar benzer koşullarda aynı tepkileri verebilir. Bu da insanoğlunun ortak bilinçaltının bir özelliğidir. Jung’a göre insanlar çoğu zaman benzer rüyalar görürler. Farklı kültürlerde yaşamış, farklı deneyimler edinmiş kişilerin ya da toplumların aynı tepkileri vermelerini de Jung, kolektif bilinçaltı kavramıyla açıklar.
Korkularımız Da Atalarımızdan Miras
İnsanoğlunun atalarının deneyimleri, ortak bilinçaltıyla diğer insanlara aktarılır. Hatta Adem’den Önce kitabını okuyanlar bu bilginin şöyle örneklendirildiğini görmüşlerdir; uyurken düşüyormuş gibi hissetmemizin ve korkarak uyanmamızın nedeni, atalarımızın ağaç kovuklarında uyuması ve uykularından düşmekten korkmalarıdır. Bir başka örneğe göre ise yine uykuda düşermiş gibi olma ve irkilerek uyanmamızın sebebi atalarımızın dünyanın düz olduğunu düşünmesi ve uyurken kenarlara gelip düşmekten korkmasından kaynaklanmaktadır.
Yaratılıştan Beri Ortak Davranışlar Sergiliyoruz
Kolektif bilinçaltının, çekirdekleri olarak tanımlanan arketipler ise, kalıtım yoluyla geçen duygu ve davranışlardır. Kolektif bilincin katmanlarını oluştururlar. Arketipler, gen aktarımıyla yani kalıtımla geçen davranış biçimleri olarak ifade edilebilir. Kolektif bilinçaltını, insanların içgüdüsel ihtiyaçları olarak da tanımlayabiliriz. Doğuştan gelen, sonradan öğrenilmeyen beslenme, korunma, barınma gibi temel ihtiyaçlarımız ve herhangi bir deneyim olmaksızın bunları nasıl karşılayacağımızı bilmemiz kolektif bilinçaltının eseridir. Bazı davranışlar yaratılıştan bu yana ortaklık arz eder. Aynı şekilde doğuştan gelen korkularımızın da kolektif bilinçaltıyla tetiklendiği söylenebilir.