Dünyadaki hemen hemen her şeyin kendine özgü bir kokusu var, hatta şehirlerin bile. Kokular, kişiyi, nesneyi hatta yerleri özel kılan şeylerin başında geliyor. Peki geçmişin kokularını tekrar yaratmak mümkün mü? Tarihte iz bırakan ögeleri düşünelim. örneğin Mona Lisa tablosu. Leonardo da Vinci’nin 16. yüzyıl başlarında İtalya’da yarattığı bu başyapıtın görsel etkisinin yanı sıra, bir de bu sahnenin kokusunu alabiliyor olsak nasıl olurdu? İşte bazı Avrupalı akademisyenler tam da bu sorunun yanıtını bulmaya çalışıyor. Bilim insanlarının planı bir Koku Mirası Ansiklopedisi oluşturmak. Peki bu mümkün mü?
Geçmişteki kokuları yeniden canlandırmak, o tarihi atmosferleri koklamak mümkün mü? Özellikle müzelerde tarihi kokuları canlandırmak nasıl olur?
Bazı Avrupalı akademisyenler, müze ziyaretlerini çok daha eğlenceli hale getirmek için önümüzdeki üç yıl boyunca, 16. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar kıtadaki en önemli kokuları tespit etmeye çalışacak
Gerçekleşecek olan bu projenin adı; Odeuropa. BBC’nin haberine göre, proje için koku tarihçileri, parfümcüler, kimya ve bilgisayar bilimcileri de dahil olmak üzere yaklaşık 20 uzman bir araya gelecek
3,3 milyon dolara mal olacak ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Odeuropa projesiyle bilim insanları bir “Koku Mirası Ansiklopedisi” oluşturmayı hedefliyorlar
Ansiklopedi şu anda yalnızca edebi açıklamalarda yer alan kokuları içerecek olsa da daha sonra teknolojinin yardımıyla yeniden yaratılacak
Proje, tarihi belgelerdeki ve sanat eserlerindeki kokulara yapılan referansları araştıracak. Mesela 1777 yılına ait noter arşivlerinden çıkan bu metinde Amsterdam, ‘nefesi kokmuş güzel bir bakire’ olarak tanımlanıyor.
Söz konusu bu projeyle, tarihteki ünlü isimlerin, şehirlerin kokuları yeniden yaratılabilir. Odeuropa projesini yöneten Hollandalı kültür tarihçisi Inger Leemans konuya ilişkin BBC’ye verdiği demeçte şunları söyledi;
“Proje aslında insanın koku alma geçmişi hakkında. Kokular deneyimlerimizi şekillendiriyor. Ancak bu konuda geçmiş hakkında çok az duyusal bilgiye sahibiz. Kokular maddi ve manevi olarak uçucu. Bu sebeple onları nasıl koruyacağımızı düşünmemiz gerekiyor.”
Koku Mirası Ansiklopedisi projesi için çalışmalar ocak ayında başlayacak. Bilim insanları kitaplardaki, tarihi belgelerdeki, sanat eserlerindeki ve müze koleksiyonlarındaki kokulara ait referansları yedi dilde analiz edecek bir algoritmayı kullanacak
İngiltere’deki Anglia Ruskin Üniversitesi’nden koku tarihçisi olan ve projede yer alan isimlerden William Tullett verdiği demeçte; koku alma duyusunun önemini vurguladı. Özellikle Covid-19 salgını ile beraber koku duyusunun ne kadar önemli olduğunun ortaya çıktığını söyledi.
Tullett sözlerini şöyle sürdürdü; “Koku günlük yaşamımız için çok önemlidir. Nitekim pandemide de insanların virüse yakalandıktan sonra koku alma duyularını kaybettiklerini gördük. Yapmak istediğimiz şey, kokunun insan deneyiminin temel bir parçası olduğunun farkına varmak ve bunu yakalamak.”
Kaynak: 1