Kitap okumayı seven biriyseniz muhtemelen tüm günlerini kitaplar içinde geçiren kitabevi çalışanlarına az da olsa imreniyorsunuzdur. Hem kim kitap kokusuyla dolu bir yerde çalışmaktan şikayet edebilir ki değil mi?
Ama uyaralım her şey uzaktan göründüğü kadar toz pembe değil. Hatta tozlu, çok tozlu. Bugün kitabevi çalışanlarının dünyasına konuk oluyoruz ve onların dertlerinden dem vuruyoruz.
Bir daha kitabevine gittiğinde onlara iyi davranın olur mu?
1. Büyük bir yanlışı düzeltelim: Kitapçıda çalışanlar bütün gün kitap okumazlar
Birine bir kitabevinde çalıştığınızı söylediğinizde ilk tepkisi istisnasız şu olur: “Ayyyy ne güzel hep kitap okuyorsundur!!” Tamamen yanlış! Nedeni aşağıda.
2. Neden? Çünkü vakit yok!
Daha da acımasızlaşalım: Çünkü sizi öküz gibi çalıştırırlar. Gelen kitapları yerleştir, fiyat kontrolü yap, müşterilerle ilgilen, kasaya bak. İlla sizin boş durmamanız için bir sebep vardır.
3. “AAa Aşk-ı Memnu’nun kitabı çıkmış!”
Aşk-ı Memnu’yu görüp onu bir TV dizisinden ibaret sanan müşteri kılıklılar karşınıza çıkar. Sonra ben nerede hata yaptım diye düşünüp durursunuz.
4. Kitap okumayan bir milleti mutlu etmek de zordur
Müşteri müşteridir. İster kitap sat, ister tişört, ister ekmek bu hep aynı. Müşteriyi memnun etmek her zaman zor ama kitap okumayıp kırk yılda bir kitap almak için yolu kitabevine düşenlerle uğraşmak çok daha zor. Cahilliklerini yüzüne vuramazsınız, katlanırsınız.
5. “En çok ben okuyorum”cu entel tayfayı ne yapsak?
Okumayanları geçtik bir de gerçekten çok okuyup kafayı sıyıranlar var. Bunlar sürekli kitabevindeki çalışana kendini kanıtlamak için dakikada yüz takla atarlar. Yine de hiçbir şey beğendiremezsiniz. Kitap pahalı gelir ama bunu itiraf edemez ve tüm suçu kitaba sonra da size atar.
6. Kitabevini bedavaya kitap okuma yeri sananlar var bir de
Az önceki örneğimizden yola çıkarsak bu tip müşteri sizi en çok zorlayan müşteridir. 2 saatini kitabevinde geçirir, tüm kitapların arkasını, bazılarının tümünü okur ama ya hiçbir şey almadan olay mahallinden uzaklaşır ya da kasaya gelince çalışana cehennem azapları çektirir. Keşke hiç gelmesindir.
7. Geceniz gündüzünüz, hafta içiniz hafta sonunuz yok
Kitabevi denince aklınıza kitap kokusuyla dolu büyülü bir yer geliyor olabilir ama aslında sattığınız malın kitap olduğu bir perakendeci nihayetinde. Burada çalışanlar sabahın körü dükkanı açar, gecenin körü kapatır. Yılın 365 günü açıktır kitapçılar ve çalışanlar genelde hafta içi bir gün izin yapar. Hafta sonu kasaya daha çok para girer çünkü. Çalışsınlardır, kitap satsınlardır, kapitalizme karşı gibi duran kitabevi patronları tek bunu ister. Edebiyatın başı sağ olsun.