Hadi itiraf edelim—hepimiz bir noktada kıskanç olmayı iliklerimize kadar hissettik! Kimi zaman midenize kramplar girer, kimi zaman kalbiniz sanki koşuya çıkmış gibi hızla atar. Bir an için dünya küçülür ve sadece o duygu kalır: kıskançlık. Ve işin ilginç yanı, kıskançlık hissettiğimiz için genellikle utanç da duyarız. Çünkü kıskançlık, “ilkel” ve “çocuksu” bir duygu olarak görülür. Yani, medeni insanlar kıskanç olmaz, değil mi? Peki, gerçekten öyle mi? Konuya bilimsel açıdan bakacak olursak, kıskançlığın aslında sandığımızdan çok daha doğal ve hatta faydalı olabileceğini öğreniyoruz. Psikolog ve kıskançlık uzmanı Dr. Joli Hamilton’a göre kıskançlık, tıpkı öfke ya da üzüntü gibi sadece bir duygudur. Ama nedense kıskançlık her zaman “kötü duygu” kategorisine atılır. Oysa işin aslı çok daha karmaşıktır. Hadi kıskançlığın gerçek yüzünü keşfedelim! Hem nasıl başa çıkabileceğinizi öğreneceksiniz hem de bu duyguyu daha iyi anlamaya başlayacaksınız. Çünkü doğru kullanıldığında kıskançlık, sandığınızdan çok daha büyük bir güce dönüşebilir! İşte kıskançlıkla başa çıkmak için psikolog onaylı 5 öneri…
1. Önce frenleyin, sonra düşünün, hemen sonuca varmayın!
Beynimiz bazen hız trenine biner gibi çalışır: Bir şey görürüz, yorum yaparız ve BOOM! Sonuçları kestirip atarız. Ama durun bir dakika! Belki de o gördüğünüz şey aslında düşündüğünüz gibi değildir.
Uzmanlar da aynı şeyi söylüyor: Hemen sonuca varmayın! Önce kıskançlığınızın nasıl ortaya çıktığını fark edin. Vücudunuz nasıl tepki veriyor? Mideniz mi sıkıştı, kalbiniz mi hızlandı? İşte tam o anda yapmanız gereken şey, paniğe kapılmadan gözlemler yapmak.
Kendi kendinize şunu sorun:
Gerçekten ne oldu?
Bunu nasıl yorumladım?
Geçmiş deneyimlerim beni etkiliyor olabilir mi?
Kıskançlık bazen geçmiş travmalarımızın ve güvensizliklerimizin bir yansıması olabilir. Çocukluğunuzdan beri “insanlar güvenilmez” gibi bir düşünceye sahipseniz, o an gördüğünüz her şeyi bu bakış açısıyla yorumluyor olabilirsiniz. O yüzden yavaşlayın ve olayları objektif bir şekilde değerlendirin.
2. Hasar modunu açmayın: sakin olun, derin bir nefes alın
Carrie Underwood’un Before He Cheats şarkısını bilir misiniz? Hani o ihanete uğrayan kadının arabaları çizdiği, farları kırdığı ve tam bir intikam makinesine dönüştüğü şarkı! Sakın bu moda girmeyin!
Telefonu elinize alıp öfkeli bir mesaj atmak mı istiyorsunuz? DURUN.
Partnerinizin sosyal medyasını deliller için araştırmaya mı başladınız? DURUN.
Onu hemen suçlayıp kavga mı çıkaracaksınız? DURUN.
Bunların hiçbiri size huzur getirmeyecek. Tam tersine, kendi özgürlüğünüzü kısıtlayan ve ilişkilerinize zarar veren adımlar atmanıza neden olacak. Bunun yerine, duygularınızı yönetmeyi öğrenmelisiniz.
Ne yapabilirsiniz?
Derin nefes alıp üçe kadar sayın.
Ellerinizle küçük hareketler yaparak enerjinizi boşaltın. (Parmak şıklatmak bile işe yarayabilir!)
O an ne hissettiğinizi yazın, ama paylaşmadan önce birkaç saat bekleyin.
Bunlar size saçma gibi gelebilir ama sinir sisteminizi sakinleştirdiğinizde, olaylara daha mantıklı bakmaya başlayacaksınız. Yoksa gereksiz yere bir dram yaratıp sonunda pişman olabilirsiniz.
3. “Kıskançlık = Kötü İnsan” algısını bırakın!
Kıskançlık hissettiğiniz için kötü biri değilsiniz. Bunu unutun! Herkes kıskanır, bu insani bir duygu. Ama önemli olan, kıskançlık geldiğinde nasıl bir tepki verdiğinizdir.
Kıskançlığı normalleştirin:
“Ben kıskanıyorum, bu kötü bir şey mi?” HAYIR.
“Bu duygu neden ortaya çıktı?” BUNU ARAŞTIR.
“Bu kıskançlığı nasıl yönetebilirim?” ÇÖZÜME ODAKLAN.
Ve en önemlisi, başkalarının kıskançlığıyla dalga geçmeyin. “Ne kadar kıskanç bir insan!” demek yerine, “Bu kişi kıskançlıkla mücadele ediyor, demek ki içinde bir güvensizlik var” diye düşünün. Kendi kıskançlığınızı da bu gözle değerlendirin. Kıskançlıkla başa çıkmak için öneriler yazımıza devam ediyoruz.
4. Kıskançlığı romantikleştirmeyin
Hadi dürüst olalım: Hepimiz zaman zaman partnerimizin biraz kıskanmasını beklemişizdir. Sanki bizi kıskanmazsa, yeterince sevmiyormuş gibi hissederiz, değil mi? Ama işte tam da burada büyük bir hata yapıyoruz!
Kıskançlık, filmlerden dizilere, şarkılardan klasik edebiyata kadar her yerde “büyük aşkın” bir göstergesi olarak sunuluyor. Mesela Shakespeare’in Othello’su… O efsanevi trajedi aslında aşktan çok kıskançlığın insanı nasıl deliye çevirebileceğini anlatıyor ama biz yine de kıskançlığı bir tutku göstergesi sanıyoruz!
Biraz kıskançlık sevimli olabilir ama… Partneriniz sizi kıskanıyorsa, bu sevgisini gösterdiği anlamına mı geliyor? Hadi oradan! Birini kıskanmak, onu ne kadar sevdiğinizi değil, kendi güvensizliklerinizi ve korkularınızı yansıtıyor olabilir. Partnerinizin başkalarına bakmasını, sosyal medyada kimleri takip ettiğini ya da biriyle arkadaşça sohbet ettiğini görünce sinirleriniz tepeme çıkıyorsa, burada kıskançlıktan çok başka şeyleri sorgulamak gerek.
5. Partnerinizi bilerek kışkırtmayın
Bazı insanlar kıskanılmayı seviyor. Çünkü kıskanılmak, “O beni çok istiyor!” hissini veriyor. Ama bu duygu geçici bir tatmin yaratmaktan öteye gitmez. Partnerinizi kıskandırmak için flörtöz davranışlar sergilemek, sosyal medyada başkalarına aşırı ilgi göstermek ya da başkalarıyla samimi olduğunuzu ima etmek… Bunlar gerçekten işe yarıyor mu sanıyorsunuz? Aslında tam tersi! Bu tür oyunlar, ilişkinizi sağlamlaştırmaz, aksine bir güç savaşına dönüştürür.
Eğer partnerinizin ilgisini kaybettiğinizi düşünüyorsanız, kıskandırma numaralarına başvurmak yerine, ilişkinizi yeniden canlandırmanın yollarını deneyin:
Birlikte yeni şeyler deneyin! Yeni bir aktiviteye katılın, belki de uzun zamandır yapmak isteyip de ertelediğiniz bir şeyi beraber yapın.
Rutini kırın! İlişkiler monotonlaşabilir ama bu, her zaman böyle olmak zorunda değil.
Duygularınızı açıkça ifade edin! Eğer partnerinizden daha fazla ilgi bekliyorsanız, bunu doğrudan söyleyin. Küçük oyunlar yerine, dürüstçe “Benim için bu önemli, seninle daha fazla vakit geçirmek istiyorum” demek, çok daha etkili olacaktır.
Eğer ilişkinizde gerçekten bir arzu eksikliği hissediyorsanız, belki de bir uzmandan destek almanın zamanı gelmiştir. Seks terapistleri ya da ilişki koçları, ilişkideki eksik bağları güçlendirmek için harika rehberler olabilirler.
Kıskançlıkla başa çıkmak için öneriler yazımızın sonuna geldik. Bu içerik de ilginizi çekebilir: