Ana sayfa » Sağlıklı Yaşam » Kar Körlüğünden Kırışıklıklara: Kışın Vücudunuzda Meydana Gelen 14 Garip Şey
Kar Körlüğünden Kırışıklıklara: Kışın Vücudunuzda Meydana Gelen 14 Garip Şey
Havalar soğumaya, yapraklar dökülmeye başladığında hepimiz kışın geldiğini anlarız. Ancak bu mevsimsel değişim sadece dış dünyamızı etkilemekle kalmaz, burun akıntısı veya üşüme gibi belirgin değişikliklerin yanı sıra, hiç beklenmedik ve oldukça tuhaf bazı tepkilerle de karşılaşabiliriz.
Kış yaklaştığında sadece montları ve battaniyeleri ortaya çıkarmıyoruz. Havanın keskinleştiği, nefeslerin buhar olup uçtuğu o dönemde bedenimiz sahne arkasında pek çok tuhaf değişiklik geçiriyor. Vücudunuz, kış moduna geçerken şaşırtıcı tepkiler veriyor: dişleriniz huysuzlanabilir, kaslarınız sertleşir, hatta gözleriniz bile kar tanelerine sitem edebilir. Hazırsanız, bu mevsimde bedeninizin neden bazen garip davrandığını keşfedelim. İşte kışın vücudunuzda meydana gelen garip şeyler…
1. Sürekli dudağınızı yalama ihtiyacı hissedersiniz
Soğuk esmeye başladığında beyin, dudağını yala nemlensin diye kulağa mantıklı gelen ama sonucunda dudakların daha beter çatlamasına yol açan bir komut veriyor. Oysa tükürüğün içindeki enzimler, dudaklarımız için fazla sert davranıyor ve bu savunmasız cilt bariyerini iyice hırpalıyor. Bir de sürekli rüzgârla temas eklendi mi, dudaklar adeta ince kağıt gibi hassaslaşıyor. Üstelik bu alışkanlık özellikle çocuklarda enfeksiyona kadar ilerleyebiliyor. O yüzden kış aylarında çantada, cepte, hatta montun gizli bölmesinde mutlaka bir lip balm taşımak şart. Kısacası, yalayıp geçerim hayali kışın dudaklar üzerinde işe yaramıyor; vazelinli, balm’lı koruma kalkanı her zaman daha başarılı.
2. Dişleriniz ağrıyabilir
Kışın bir anda buz gibi havayı solurken dişlerin sızladığını hissettiğiniz olduysa, yalnız değilsiniz. Hassas diş yüzeyleri, dolgular ya da minik çatlaklar soğuğu bahaneye çevirip kendini hatırlatma konusunda oldukça başarılı. Bunun sebebi soğuk havanın diş yüzeyindeki sinir uçlarına ulaşması ve minik şoklar yaratması. Bu durum dişlerde yeni bir hasar yaratmaz ama mevcut problemleri daha görünür, daha rahatsız edici kılar. Eğer bu his her dışarı çıkışta sizinle geliyorsa, diş hekiminize uğramak ve gerekirse hassasiyet koruyucu ürünlerle destek almak iyi bir fikir olabilir. Çünkü kış aylarında sıcak çorba güzel ama her sıcaklıktan çıkışın ardından dişlerde minik çığlıklar duymak pek de keyifli değil.
Diyabeti olanlar için kış, vücudun stres yönetimi dersini tekrar aldığı zamanlardır. Soğuk hava, tıpkı aşırı sıcak gibi vücutta stres hormonu salınımını tetikler. Kortizol seviyeleri yükseldiğinde ise insülin direnci artabilir. Bu da kan şekeri dalgalanmalarına sebep olur. Üstelik hareketlilik azaldığı, kapalı alanlarda daha çok vakit geçirildiği ve sıcak çorba eşliğinde karbonhidrat içeren yiyeceklerin cazibesi arttığı için dengeyi sağlamak daha da zorlaşabilir. Kış aylarında bu nedenle kan şekerinin düzenli kontrolü, ani sıcaklık değişimlerinden kaçınmak ve gerektiğinde doktor desteği almak çok daha önemli hale gelir. Kısacası, vücudun kış modunda çalıştığını bilip buna göre temkinli davranmak gerekir.
4. Göz yüzeyiniz kurur
İç mekân ısıtıcıları havayı kurutur, dışarıdaki rüzgâr gözyaşı tabakasını hızla buharlaştırır. Sonuç: kızarıklık, batma hissi ve bulanık görme atakları. Gözler kışın hassaslaşır çünkü savunma bariyeri incelmeye başlar. Nemlendirici damlalar, rüzgâr koruyan gözlükler ve evde buhar makinesi kullanmak bu dönemde gözlere nefes aldırır. Bilgisayar başında çalışanlar da gözlerini daha sık dinlendirmeyi unutmamalıdır.
5. Astımınız kötüleşebilir
Kış, soğuk algınlığı ve grip mevsimidir. Bu enfeksiyonlar astımı tetikleyebilir. Ayrıca soğuk, kuru hava doğrudan bronşları tahriş eder. Ev içinde daha fazla vakit geçirildiğinde toz, küf, hayvan tüyü gibi tetikleyiciler de artar. Kış aylarında ev temizliği, hava filtreleme ve gerekirse nem dengeleyici cihaz kullanmak fark yaratabilir. Dışarı çıkarken maske ve atkı ile nefesi ısıtmak da oldukça işe yarar. Astım hastalarının kış aylarında ilaçlarını düzenli kullanmaları, soğuk havada doğrudan nefes almak yerine atkı gibi bir bariyer kullanmaları ve iç mekan havasını temiz tutmaları büyük önem taşır.
Evet, kulağa biraz sevimsiz geliyor: Kış vücuda enerjiyi stokla mesajı verebiliyor. Bunun sebebi, soğuk hava karşısında devreye giren kahverengi yağ hücrelerimizin artması. Bu hücreler vücudu ısıtmak için enerji yakar ama aynı zamanda metabolizma dengemizi değiştirir. Aslında bu doğal bir savunma mekanizması. Hatta bazı araştırmalar, soğuğa maruz kalmanın faydalı kahverengi yağ dokusunu artırabildiğini gösteriyor. Yani, hafif üşümek bazen işe yarar. Tabii ki bu buz gibi evde oturalım, kalorifer açmayalım anlamına gelmiyor. Düzenli uyku, ekran ışığını azaltma ve soğuk havada tempolu yürüyüş gibi küçük alışkanlıklar bu süreci destekleyebilir. Kış bedeninizi saklamaya çalışırken aslında sizi korumaya çalışıyor.
7. Spor yaptığınızda daha fazla kalori yakabilirsiniz
Soğuk havada egzersiz yapmak daha çok kalori yakılmasını sağlayabilir çünkü vücut ısıyı korumak için ekstra çaba harcar. Ancak bunun için gerçekten aktif olmak şart. Üşüyorum, o halde kilo veriyorum düşüncesi maalesef sadece moral motivasyonu olarak işe yarıyor. Kış yürüyüşlerinde nefesiniz buhar olurken kaslarınız da fazladan enerji harcar; ama atkı-scarf kombinasyonuyla kanepede otururken sıcak çikolata içmek aynı etkiyi yaratmaz. Dolayısıyla kalorilerin erimesi, buz gibi havada yapılan gerçek efordan geçiyor. Terlemek hala işin anahtarı. Kısacası, kış sporlarını keşfetmek ya da en azından haftalık yürüyüşleri sürdürebilmek soğuk mevsimde metabolizmayı canlı tutar.
8. Cilt daha hızlı kurur
Kış aylarında hava kurur, evdeki kalorifer havası daha da kurutur ve sonuç: cilt pul pul olma modunu seçer. İlginç olan, bu dönemde susuz kalmak daha kolaydır çünkü vücut sıcak yaz aylarındaki gibi susuzluk sinyali vermez. Deri, nemini kaybettikçe çatlar, kızarır ve hassaslaşır. O yüzden kışın bol su tüketmek, cildi nemlendirmek ve gerekirse hafif yağ bazlı ürünlerle desteklemek gerekir. Cilt, kışın daha fazla bakım ister. Isıtıcı karşısında uzun süre oturmayı da minimize etmekte fayda var, çünkü o sıcak hava cildin doğal nem bariyerine pek dost değil.
Kış mevsimi güneş ışığının azalması demek, bu da D vitamini seviyelerinin düşmesine sebep olabilir. Migrene yatkın kişilerde bu durum bir tetikleyici görevi görebilir. Ayrıca ani sıcaklık değişimi yani soğuktan eve girince yüzünüze vuran sıcak hava gibi durumlar baş ağrılarını artırabilir. Susuzluk faktörünü de eklediğimizde kış ayları migren dostu olmaktan oldukça uzak. Bu nedenle bol su tüketmek, mümkünse kısa yürüyüşlerle gün ışığından faydalanmak ve hava geçişlerinde boyun-bere koruması kullanmak atakları azaltabilir. Kışın migrenim coştu diyenler aslında yalnız değil, mevsimsel değişim beyin kimyasını da etkiliyor.
10. Kaslarınız gerilir
Yazın kolunuzu kaldırıp plaja koşmak ne kadar kolaydı değil mi? Kaslar o zaman sıcaktı, kan akışı hızlanmıştı. Şimdi ise kış rüzgârı kasları adeta sertleştiriyor. Soğuk hava, kaslara giden kan akışını azaltarak esneklik kaybına yol açar. Bu da en masum harekette bile zorlama riskini artırır. Bir anda başlamak yerine ısınma hareketleri yapmak çok değerlidir. Ayrıca kış sporlarında beden, kendini ısıtma sürecinde daha fazla enerji harcar. Bir tur daha atarım düşüncesi yerine önce biraz ısınma yapayım düşüncesi çok daha güvenli.
11. Artrit daha fazla hissedilir
Kışın eklemler ağrımaya başladıysa bunun sebebi sadece soğuk değil, atmosfer basıncındaki değişikliklerdir. Fırtına sistemleri ve hava dalgaları eklem çevresindeki dokuları etkileyebilir, duyarlılığı artırabilir. Bu yüzden bazı insanlar “Hava değişiyor, eklemlerim hissediyor” diyebilir ve bilim buna oldukça sıcak bakar. Hareket etmek, hafif esneme egzersizleri yapmak ve eklemleri sıcak tutmak uzun vadede rahatlatır. Kış, eklemler için temkinli yaklaşılması gereken bir durumdur, arada bir rahatsız edebilir ama doğru önlemle sorun olmadan geçer.
Dışarıda maç izlerken ya da çocuk parkında beklerken uzun süre hareketsiz kaldığınızda beden adeta zırh gibi sertleşir. Soğuk kasların ısı kaybını hızlandırır ve bu da sinir sıkışmalarından hareket kısıtlılığına kadar pek çok soruna zemin hazırlar. Arada ayağa kalkıp yürümek, kısa kas esnetmeleri yapmak ve kan akışını canlı tutmak önemli. Koltukta battaniyeye gömülmek harika hissettirebilir ama uzun hareketsizlik kışın en sinsice ilerleyen şikayetlerinden biridir. Kışın vücudunuzda meydana gelen garip şeyler arasında bulunan bu detay, kesinlikle en önemlileri arasında.
13. Kışın kırışıklıklar oluşabilir
Kış, cilt için zorlayıcıdır. Dışarıda kuru soğuk, içeride ısıtıcı, artan ekran süresi, azalan hareket ve UV yansımaları… Hepsi birleşince cilt daha mat, daha gergin ve daha ince çizgili görünebilir. Soğuk, cilt dolaşımını yavaşlatır; hücre yenilenmesi düşer. Yani kışın cilt adeta enerji tasarrufu moduna geçer. Nemlendirici, su tüketimi, hafif peeling ve güneş kremi kış bakımının olmazsa olmazları. Evet, güneş kremi, çünkü kar bile güneşi geri yansıtır.
14. Kar körlüğü yaşarsınız
Bembeyaz bir kar manzarası büyüleyicidir ama o yansıyan ışık gözlere hiç zarif davranmaz. Kardan yansıyan UV ışınları göz yüzeyini tahriş edebilir ve kar körlüğü olarak bilinen geçici ama oldukça rahatsız edici bir tabloya yol açabilir. Gözde yanma, sulanma, hatta ışığa bakamama görülebilir. Bu yüzden kış güneş gözlüğü lüks değil, ihtiyaçtır. Özellikle kayak yapıyorsanız göz koruması şarttır. Genel olarak tüm bu detaylar kışın vücudunuzda meydana gelen garip şeyler arasında olsa da çözümü basit şeylerdir.